Arama


ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
30 Kasım 2011       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
Antalya ve çevresini İtalyanlar işgal etmiştir.


*****
Antalya'nın İşgali
Antalya da gizli anlaşmalarla İtalya'ya vaat edilmişti. Fakat İtalyanların Antalya ile ilgilenmeleri Birinci Dünya Savaşı'ndan çok önce başlamıştı. Daha Balkan Savaşı döneminde İtalya'nın Antalya konsolosu Marchese A. Ferrante, İtalya'nın emellerini gösteren davranışlarda bulunmaktaydı. Örneğin, Antalya kalesinden bir-iki taş sökülse derhal olay yerine gidiyor ve “bu eserler Romalıların, yani İtalyanların eserleridir. Bunları hiç kimse tahrip edemez” diyerek müdahale ediyordu.


Antalya ile bu gibi tarihî ve hissî bağlar kuran İtalyanlar, İngiltere ve Fransa ile yaptıkları gizli anlaşmalarla Antalya'yı kendileri için nüfuz bölgesi olarak almayı başardılar. Mütarekeden sonra Antalya'yı işgal etmek için uygun ortamı bekleyen İtalyanlar, çıkan fırsatları değerlendirmeye başlarlar. Şubat 1919 sonlarında Antalya hapishanesinden bazı mahkûmların firar etmesinden sonra 22 Mart 1919'da Antalya'ya gelen Regina Elena gemisinden bir kaç İtalyan askeri karaya çıkarılarak eski İtalyan hastanesinde koruma altına alındı ve İtalya'nın Antalya kontrol memuruna hükümet konağında bir oda verildi. İşgalden önce Antalya'da bir telsiz-telgraf istasyonu kuran İtalyanlar, şehirde bir İtalyan okulu açmak için rahipler, rahibeler ve öğretmenler getirmişlerdi. Antalya esnafından bazılarını limandaki kruvazöre davet eden İtalyanlar, kendilerine gemiyi ziyaret ettiklerine dair bir kâğıt imzalattılar. Esnafın ne anlama geldiğini bilmeden imzaladığı bu kâğıt, daha sonra İtalyanlar tarafından şehrin işgalinde kendilerine davet yapıldığı şeklinde kullanılacaktır.

Antalya'da meydana gelen tüm olaylar, İtalyanların işgali haklı çıkartmak için düzenledikleri oyunlardı; 27 Mart 1919 günü Antalya'dan Burdur'a giden posta arabası soyuldu. Aynı günün gecesi Antalya'nın Hıristiyan mahallesindeki meydanda, tertip (hile) olduğu daha sonraki incelemelerde anlaşılan bir kutu barut patlatıldı. 28 Mart sabahı İtalya temsilcisi, mutasarrıf vekiline başvurarak “memlekette anarşi ile asayişin bozulduğunu öne sürdü ve emniyet olmadığından İtalyan okulundaki rahibelerin korktuklarını ve rahibelerin korunması için 10 kişilik küçük bir kuvvetin karaya çıkarılacağını” söyledi. Mutasarrıf vekili, “rahibeleri korumak için gerekirse Türk kuvvetlerinin görevlendirilebileceğini” söylemişse de, temsilcinin ısrarı karşısında, karargâhtan dışarı çıkmamak şartıyla izin verildi.


Antalya’da güvenliği sağlama bahanesiyle İtalyanlar 28 Mart 1919 tarihinde 300 askerle şehri işgal ettiler.
28 Mart 1919 günü, saat 15.00'den sonra limanda bekleyen kruvazörden karaya çıkan 300 den fazla İtalyan askeri Antalya'yı işgal etmeye başladı. İşgalden kısa bir süre sonra İtalyanların Antalya'da kendilerine göre bir düzen kurdukları görüldür. İşgali 300 civarındaki bir asker sayısıyla gerçekleştiren İtalyanlar bu mevcudu 30 Mart da 600'e çıkardılar. Bu askerler şehrin içine ve çevresine çadırlı ordugâhlar kurarak yerleşmişler, postalar ve nöbetçiler görevlendirmişlerdir. Silâh ve depolar kontrol altına alınmıştır.

Antalya'nın işgalinden sonra İtalyanlar çevrede denetimi sağladıkları gibi şehrin 45 km. kuzeyindeki Badem ağacı mühimmat deposunu da işgal ettiler. Burada bulunan piyade ve topçu cephanesinin deposu, o esnada Antalya'da bulunan 57. Tümen komutanı Albay (Miralay) Şefik (Aker) Bey'in gayretiyle Burdur un Çeltikçi köyüne nakledilmesi sağlandı.

Antalyalı tarihçi Hüseyin Çimrin İşgal ve kurtuluş günüyle ilgili şu gerçekleri ortaya koyuyor:
"Hükümet konağının kapısında ki, icra ilanları panosuna Amiral Galtrop'un işgal beyannamesinin kopyası, yarım bir kâğıda ve oldukça çirkin ve eski bir Türkçe ile asılmıştı. Bu yazı da, Antalya'da son zamanlarda huzuru bozan olayların artığı öne sürülerek işgali haklı göstermeye çalışıyorlardı. Oysa olanların hepsi bir tertipten (düzen) ibaretti."
Huzurun sağlanması için Antalya halkının İtalyanları davet ettiği iddiasına gelince; Hüseyin Çimrin şöyle anlatıyor;
"O yıllarda, Antalya'da yaşayan nüfusun kimliği hakkında bilgi sahibi olmayan, nedense Türk Antalya halkını kötüleyerek kendilerine ün katmak isteyen bazı yazarlar; Antalya ileri gelenlerinin, çıkarlarından başka bir şey düşünmediklerini ve bu yüzden memleketi yabancıları bilerek peşkeş çektiklerini ileri sürmüşlerdir. Ancak herhalde bilmiyorlardır ki, o sıralarda Antalya'nın 23 bin olan nüfusunun üçte birinden fazlası Türk ve Müslüman değildi."
Özetle;
Antalya ve çevresini işgal edenlere karşı bir direniş olmamıştır. Ege Bölgesi'ne de talip olan İtalyanlar’a bu bölgenin verilmemesi ve İngilizlerin desteği ile Yunanlılara verilmesi üzerine İtalyanlar tavırlarını tamamen değiştirmişler ve Yunanlılara karşı Kuvay-i Milliye’ye destek olmuşlardır. Türk ordusunun zaferler kazandığını gören İtalyanlar, bu topraklarda daha fazla kalamayacaklarını anlayınca 5 Temmuz 1921 günü işgale son vererek Antalya’yı terk etmişlerdir.




Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!