Arkham City Ön İnceleme
Aralık 2009’da Spike TV Video Oyun Ödülleri töreninde yapılan heyecan verici duyurunun ardından büyük bir merakla beklemeye başladığımız Batman: Arkham City, 21 Ekim’de Xbox 360 ve PlayStation platformları için raflarla buluşmuştu. PC oyuncuları ise, artık fazlasıyla alıştıkları üzere ertelemelerle dolu tuhaf bir sürecin ardından, 35 gün kadar gecikmeli kavuştular Kara Şovalye’nin bu çok beklenen yeni serüvenine. Üstüne üstlük bu beklediğimiz kadar mutlu bir kavuşma da olmadı ne yazık ki.
Arkham City, birçok açık dünya oyununa göre daha ufak bir oyun dünyasına sahip olsa da, sahip olduğu harika manzara bunu pek hissettirmiyo.
Her şeyden önce şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Batman: Arkham City bu yılın en iyi oyunlarından biri kesinlikle. Ancak selefinin yarattığı yoğun atmosferin bir hayli uzağında kaldığı ve aynı şok etkisini yakalayamadığı da bir gerçek, hem de bazı şeyleri daha iyi yapıyor olmasına rağmen.
Tabii bu noktada lafı fazla uzatacak değilim. Zira oruç, geçtiğimiz haftalarda Batman: Arkham City’nin detaylı bir incelemesini yapmıştı sizler için. Bu yüzden ben de oyunu en baştan anlatmak yerine (ki bu da Oruç ile aynı fikirleri paylaştığım anlamına geliyor) geçen hafta raflara çıkan PC versiyonunda sizleri neler bekliyor irdelemeye çalışacağım.
Dürüst olmam gerekirse, oyunu Steam üzerinden indirip açana kadar karşıma çıkacak Games For Windows Live sürprizinden habersizdim. Aslında Batman: Arkham Asylum da bir GFWL oyunuydu, ama Arkham City’nin Steam başarımlarına
(achievement) sahip olması birçok oyunsever gibi beni de yanlış yönlendirmişti ve son derece doğal olarak oyunun yalnızca Steamworks kullandığını düşünmeye başlamıştım. Ne var ki kurulumun ardından suratıma bir tokat gibi çarpan GFWL ekranıyla kendime geldim. Sonrasındaki bir buçuk saat ise GFWL’i güncelleyip aylardır kullanmadığım hesabıma giriş yapmaya çalışmakla geçti. Tamam, muhtemelen birçok oyunsever güncelleme ve hesap giriş kısmında sorun yaşamayacaktır; ancak bu Games For Windows Live’ın tüm zamanların en kullanışsız, en şekilsiz, en gereksiz ve en kötü teknik desteğe sahip (Türkiye’ye destek vermiyorlar mesela) çevrimiçi oyun platformu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Açıkçası Microsoft dışında kalan son birkaç firmanın da neden hala GFWL’de ısrar ettiğini bırakın mantığı, hayal gücüm bile almıyor. Square Enix vazgeçti, THQ vazgeçti, Bethesda vazgeçti... Ama Codemasters, Capcom ve Warner Bros gibi firmalar, nasıl bir tuhaf ticari aklın ürünüyse, GFWL’den kopamıyorlar bir türlü... Tamam herkes Steamworks kullansın demiyorum elbette; fakat mümkünse konsoldan devşirme bu sevimsiz platform da zırt pırt karşımıza çıkmasın artık. Ha illa çıkacaksa da zahmet edip teknik destek vermedikleri sürece oyunlarını Türk oyuncusuna satmasınlar...
Arkham City, ilk oyundan çok daha yaratıcı ve eğlenceli boss kapışmalarına sahne oluyor.
Pek sevimsiz Games For Windows Live sürprizi bir yana, oyunun sadece 5 PC’ye kadar aktivasyon limiti bulunduğunu belirteyim. Hatta eğer olur da PC’nize format falan atarsanız oyun PC’nizi yeni bir PC olarak algılıyor ve dolayısıyla oyunu baştan aktive etmeniz gerekiyor. Dahası format atmasanız da oyunu aynı PC’ye en fazla 10 kez kurma hakkınız var. Tamam, Batman: Arkham Asylum’da olduğu gibi Arkham City’de de aktivasyon iptal etme (revoke) seçeneği unutulmamış. Yani bütün aktivasyon haklarını kullandıktan sonra istediğinizi iptal edip yeni bir kurulum için yer açabiliyorsunuz. Fakat böylesine tuhaf rakamlarla süslenmiş bir DRM anlamsızlığına ne gerek var aklım hayalim almıyor? Açıkçası bu, oyunları para ödeyip satın alanlara ızdırap olmaktan ve insanları yasa dışı yollara itmekten başka bir işe yarıyor mu emin değilim!
Biraz olumsuz bir giriş olsa da, Arkham City’i PC’de oynamak isteyenlerin birincil amaçlarına ulaşacaklarını söyleyebilirim. Elbette görsellikten bahsediyorum. Yalnız bu konuda da biraz sabırlı olmanız lazım, en azından şimdilik...
Grafikler Ne Alemde?
Batman: Arkham City’i PC’de oynamak istiyorsanız, çok daha keskin ve güçlü bir görsellik beklemeniz son derece doğal. Kaldı ki Rocksteady’nin de oyun çıkmadan önce yaptığı iddialı reklamlarla özellikle güçlü donanıma sahip PC oyuncularını heyecanlandırmayı çok iyi başardığını söyleyebiliriz. Lakin oyunun raflara çıkmasıyla birlikte İngiliz dostlarımızın oyunu yeterince test etmediği ve PC versiyonunun ertelendiği 35 gün boyunca çılgınlar gibi ense yaptığı anlaşıldı. Zira DirectX 11 ve gelişmiş PhsyX desteği gibi PC versiyonunu konsollardan ayıran en önemli iki özellik adam akıllı çalışmıyordu. Rocksteady’nin “DirectX 11 desteğini bir süre kullanmayın” açıklaması ise, PC oyuncularını sakinleştirmek şöyle dursun, kısa süre içerisinde ufak çaplı bir skandala dönüştü. Nvidia geçtiğimiz günlerde çıkardığı 290.36 beta sürücüsüyle PhysX performansına birazcık çeki düzen verse de DirectX 11 desteği hala Rocksteady’den gelecek eli yüzü düzgün bir yamayı bekliyor. Bu arada Rocksteady’nin hazırlamakta olduğu yamanın henüz test edilmemiş bir versiyonu resmi olmayan kanallar yoluyla internete düştü, ama denediğim kadarıyla yama bu haliyle performans açısından pek bir fark yaratmıyor.
Bir shoryuken de Penguen'e...
Bu olumsuz çıkış hikayesine rağmen Batman: Arkham City’nin DirectX 9 modunda bile konsollardan çok daha güçlü bir görselliğe sahip olduğunu söyleyebilirim rahatlıkla. Gerek karakter detayları, gerek doku kalitesi, gerek görüş mesafesi, gerekse ışık ve yansıma efektleri PS3 ve Xbox 360 versiyonlarının birkaç gömlek üzerinde. Özellikle de Arkham City’nin Arkham Asylum’dan birkaç kat daha büyük ve içinde özgürce dolaşabileceğimiz detaylı bir oyun dünyası sunduğunu düşünürsek, Rocksteady’nin iki yılın sonunda görsel açıdan ortaya koyduğu gelişme gayet doyurucu diyebiliriz.
Üstelik DirectX 9 modu performans anlamında da son derece mütevazı. Core 2 Duo E8400 (3 @ 4.2 GHz), 4GB bellek ve Radeon 4890 ile 1920x1080 çözünürlükte 4x MSAA (çoklu örneklemeli keskinliği yumuşatma) açıkken ve tüm ayarlar en yüksekteyken iç mekanlarda ortalama 60 kare oranını tuttururken dış mekanlarda nadiren de olsa saniyede 50 karenin altını gördüm. Detay seviyesini biraz daha esneterek daha zayıf sistemlerde bile akıcı bir deneyim elde edebiliriz yani.
O bina senin bu bina benim süzülmek oyuna Batman'den ziyade bir Spider-Man tadı katıyor olsa da, çok keyifli olduğu kesin. Sadece bu pek Batman tarzı değil...
Oyun çıkmadan önce bolca reklamı yapılan PhysX desteği de ilk oyundan bu yana önemli ölçüde gelişmiş. Açıkçası Arkham Asylum’da PhysX efektlerinin varlığını hissedebilmek için ciddi karşılaştırmalar yapmak gerekiyordu. Hatta ne yalan söyleyeyim düşmanları tepeledikçe çıkan toz bulutu pek bir eğreti, pek bir gülünç duruyordu. Arkham City ise bu açıdan çok daha gerçekçi ve yoğun görünüyor; kırılan camlar, patlayan buz kalıpları, etrafa saçılan kıvılcımlar ve dahası... Hatta yalnızca PhysX desteğiyle hayat bulan etkileyici sahneler yaratmak konusunda da son derece başarılı olmuş Rocksteady. İyi güzel de, performanstan ne haber diye soracak olursanız okumaya devam...
PhysX Performansı, DirectX 11 ve Son Sözler
Rocksteady’nin PhysX efektlerinde kaydettiği ciddi aşamanın bedeli ise ne yazık ki birazcık ağır. Her şeyden önce PhysX efektlerini AMD kartlarda akıcı bir şekilde görebilmek hala pek mümkün değil (en azından PhysX işlemlerinde kullanılacak bir GeForce alıp hibrit kurulum yapmadığınız sürece). Kaldı ki şu an için en canavar GeForce’ların bile performans açısından çok parlak olduğu söylenemez. Neyse ki Nvidia'nın birkaç gün önce yayınladığı yeni beta sürücüleri, yaşanan ciddi performans problemlerine biraz da olsa pansuman yapmış görünüyor (her ne kadar ben pek bir sonuç alamamış olsam da aldığını söyleyenler var). Tabii yine de hem PhysX efektlerini açıp hem de akıcı bir deneyim yakalayabilmek için hala sağlam bir sisteme sahip olmak gerektiğini belirtmekte fayda var. Hatta yalnızca PhysX işlemlerine ayıracak güçlü bir ikincil ekran kartınız varsa daha da iyi olur.
Karakter detaylarındaki gelişmeyi kolayca fark edebiliyoruz.
Yine de Intel Core i5 2500K, 8 GB bellek ve GeForce GTX 460 ile oyunun
benchmark bölümünde berbat sonuçlar aldığım söylenemez. DirectX 9 modunda, 1920x1080 çözünürlükte, tüm detaylar en yüksekteyken ve 4x MSAA (çoklu örneklemeli keskinliği yumuşatma) açıkken PhysX detayını orta seviyeye çekmek ortalama 60 fps’yi ucundan da olsa yakalamamı sağladı mesela. Fakat PhysX efektlerinin çok yoğunlaştığı anlarda minimum 20 fps’yi gördüm. PhysX detayını yüksek seviyeye almak ortalama kare oranını 46’ya kadar düşürürken, PhysX’i kapattığımda ise neredeyse iki katlık bir artış ile ortalama 90 fps’lik bir performans elde ettim. PhysX’in performansı bu denli etkilediği bir başka oyun var mıydı bilemiyorum gerçekten, ama ortada çözülmesi gereken bir problem olduğu kesin.
Yine de buradaki sonuçların dengesiz görünmesi ve zaman zaman 30 karenin altına kadar inmesi,
benchmark’ta karşımıza çıkan sahnelerdeki bağımsız kamera açılarıyla da biraz ilgili aslında. Zira kamera sürekli olarak ekranda aynı anda en çok partikülü gösterecek şekilde geziniyor. Açıkçası oyun deneyimim boyunca kare oranlarının çok daha stabil bir seviyede seyrettiğini ve 30’un altına da düşmediğini gözlemledim diyebilirim. Tabii bu yeterli mi? Elbette değil...
Kaplamalar ve yansıma efektleri gerçekten kaliteli görünüyor. Unreal 3 motorunda hala hayat var kesinlikle.
Batman: Arkham City’nin DirectX 11 desteği ise bambaşka bir hikaye. Sinir bozucu takılmalar ve ani kare hızı düşüşleriyle dolu... Kısacası tamamen oynanmaz bir halde. Aradaki görüntü farkını algılayabilmek için yaptığım denemeler bile can sıkıcı olmaktan öteye gidemedi ve açıkçası arada çok da acayip bir fark göremedim. Anlayacağınız “tessellation” (mozaikleme) yine bir “teselli” olmaktan öteye gidemeyecek gibi. Farkı görebilmek için yine kırk sekiz tane ekran görüntüsü almak gerekecekse, kusura bakmayın benden uzak olsun.
Rocksteady’nin önümüzdeki günlerde yayınlayacağı yamayla DirectX 11 ile ilgili ciddi sorunları çözeceğini ve tuhaf PhysX performansını da biraz daha iyileştireceğini düşünebiliriz pekala. Aklınızdan keşke sorunların çözülmesini bekleseydiniz diye geçiriyor da olabilirsiniz. Bir hafta kadar bekledik aslında. Fakat konsoldaki satışları artırmak için PC versiyonunu uzunca bir süre erteleyen, sonra da inanılmaz problemler eşliğinde piyasaya süren vurdum duymaz oyun geliştiricilerinin/ dağıtımcılarının keyfini de bir haftadan fazla beklemek pek mantıklı değil. En nihayetinde bu bir ticari ürün.
Son Sözler:
Evet, yazımın başında da belirttiğim gibi Batman: Arkham City bu yılın tartışmasız en iyi oyunlarından biri. Ancak bir ay gecikmeli olarak piyasaya çıkan PC versiyonu, yüzlerce dolarlık donanımınıza hakaret edercesine ciddi problemlere sahip. Bu yüzden Batman: Arkham City’i henüz oynamadıysanız ve sağlam bir sisteme sahipseniz, oyunu satın almak için tüm bu problemlerin tamamen çözülmesini bekleyin derim (biz haber veririz çözüldüğünde merak etmeyin

)
Oyunu konsolda oynadıysanız da zaten burada sizin için farklı bir şey olduğu söylenemez. Hatta daha keskin görseller, DirectX 11 desteği ve gelişmiş PhysX efektleri bile oyunu baştan oynamak için yeterli değil bana kalırsa. Ben en azından bu kadar geç ve sorunlu bir çıkışın ardından PC kullanıcılarına bir iki ücretsiz DLC sunulmasını beklerdim, ama görünüşe bakılırsa Warner Bros ve Rocksteady de taştan su sıkmaya çalışan firmalar kervanına çoktan katılmış.