ŞEYTANIN AŞKI ...Şeytan azaptaydı. Ya Âşkı? ..
Öyle ya; Şeytan Yaradanı ile arasına ikinci bir tapınç almadı, Tanrısından başka bir ilaha secde etmedi. yaratıcısını Sürgünler pahasına, kötü sıfatlar zincirini boynuna takma pahasına paylaşmak istemeyip İkinci bir 'Yar' kabul etmedi. Ateş, Toprağa boyun eymedi...Belki de onun sevgilisi sadece tanrısıydı. Yaratıcısı...
Tanrısıyla arasına gölge istemedi...
İkinci bir adres istemedi...
Boyun eymediği 'toprağa' sürgün yedi...
Senin en büyük aşığın bendim
Zira sen bana başka bir sevgili sundun
Oysa ben seni terk etmedim bile!
Onu sevmedim, ona aşık olmadım.
Ki hep onu kandırdım ‘seviyorum’ diye.
Ve sen beni sürgün ettin ‘bilmezlerin’ içine
Ve halâ onlar seni bilmedi benim bildiğim kadar.
Sevemediler seni benim sevdiğim kadar…
Ben seni onlardan kat be kat daha çok sevdim
Onlar senin âşkına inanmazken ben inandım
Ey İlâhım ey ben’i ‘senden’ eden!
Ne olur sunulan sevgiliyi al benden
Onun yerine en büyük aşıkın ben kalayım
Ben senin yerine sevgili koymadım
Kendimi yaktığım kadar kimseyi yakmadım
Gözlerinden başkasına bakmadım…
Sürgünlüğe tek suçum;
Kalbinden 'bir'den sürgün edilmeme rağmen
Ve her revaya çarptırılmama rağmen
Yine senin aşkından başka, ah aşkından başka! ..
‘Bilinenin’ yanına ‘bilinmezi’ koymadım.
Ola ki ateş toprağa düşmesin sakın!
Ben seni bu kadar çok severken
Neden 'İlâ' neden? ! ..