Hoşgörü
yapılan her şeyin kolayca kabul edilip onaylanması değildir. Hoşgörü
başkalarının görüşlerini anlama yeteneği ve acı bir duygu beslemeden
anlayışlı bir tartışma ortamını yaratmaktır. Sosyal ilişkilerde bir tarafın
bazen farkında olmadan
kasıtlı olmayarak
bazen de kasıtla diğer tarafa (maddi/manevi) zarar verebilecek bir sahne yaratması durumunda
diğer tarafın bunu görmezden gelerek veya cevabınından vazgeçerek ödün vermek tahammülünü (erdem) gösterebilmesidir.Tasavvuf’ta Mevlana hoşgörü’ye en güzel örnektir. Mevlana gibi kişiler
Yunus Emre gibi kişiler insanları hoşgörüye davet etmişler ve Anadolu’yu bir hoşgörü merkezi haline getirmişlerdir. Hoşgörülü olmak insanlarla ilişki kurmanın en iyi yoludur. Hoşgörü
özünde kendini bilmektir. Hoşgörü insanın özüdür.
Hoşgörü, insanın kendisine yada başka türlü yapılan hataları bir müddet görmezden gelmesidir. Bu görmezden gelme durumu sadece hoşgörü olduğu için gerçekleşmez fiziksel olarak zayıf olduğunuz bir insana hoşgörü değilde korktuğumuzdandan tepki gösterilmeyebiliriz. Yada yapılan hata sürekli tekrarlanır ve hala taviz veriyorsak buda hoşgörü sayılmaz. Hosgörü önemlidir, gereklidir, az bulunur çabuk tüketilir. yorucudur, ekinini çabuk vermez ya ondan tercih edilmeyendir. Hoşgörü kibirdir ayni zamanda. ama hoşgörülü insan kibirinin farkinda degildir; farkina vardiginda da artik hoşgörülü degildir. Bu durumda hoşgörü, ortaya çıkan durumu, farklı açıdan değerlendirip, haklı ve güzel taraflarını ön plana çıkararak olumlu sayabilmek, doğru ve güzel bulabilmek, bunun da “hoş” olabileceğini kabullenebilmektir. Hoşgörülü insan toplumda sevilen insandır yada sevilmeye çalışılan insandır. Kendinden taviz vermek, alıngan olmamak, olaylara iyi yönden bakmak ve bencil olmamak bizi hoşgörülü insan yapabilir. Peki bu durumda insan kendini sevebilirmi? Bu sorunun yanıtı kişiden kişiye değişebilir ama şu gerçektir ki hoşgörününde sınırı vardır. Toplum tarafında sevilen insan olmak kendinden fazla taviz vermek değildir, yeri geldiğinde olaylara doğru müdehale etmek ve yanlışları düzeltmeye çalışmak hoşgörüden daha önemli bir erdemdir.
Türkçe’de hoşgörü diye telaffuz edilen kavram, Fransızca ve İngilizce gibi batı dillerindeki tolerance sözcüğünün karşılığı olarak kullanılmaktadır. Kelime, Latince’deki tolerare fiilinden türetilmiş olup, bu fiil dayanmak, katlanmak, hazmetmek, tahammül etmek ve devam ettirmek gibi anlamlara gelmektedir.