Arama


SaKLI - avatarı
SaKLI
VIP VIP Üye
19 Aralık 2011       Mesaj #2
SaKLI - avatarı
VIP VIP Üye
Mardin Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi

zinciriye medresesi

Medrese Mahallesinin kuzeyindedir. 1385 yılında Melik Necmeddin İsa Bin Muzaffer Davut Bin El Melik Salih tarafından yaptırılmıştır. Timur ve ordusuyla mücadele etmiş olan Melik İsa bir süre bu medresede hapsedilmiştir.

Medresenin girişindeki taş işlemeler dikkat çekicidir. İki avlulu ve iki katlı olup, avlunun dışında kalan mekanlarla iyice yayılmış, dilimli kubbeleriyle uzaktan dikkati çeker. Medresede Sultan İsa Türbesi ve birçok eski kitabeler mevcuttur. Medresenin yüksekte kurulmasının amacı, rasathane olarak kullanıldığındandır. Mihrapta kullanılan taşa, ışık vurunca taş renk cümbüşüne dönüşür. Bu yapı Müze olarak da kullanılmıştır.


Aksaray Zinciriye Medresesi

745b763a c04a 4732 9529 b036dc30c375


Zinciriye Medresesi Karamanoğulları’ndan II.İbrahim bey tarafından (1424-1463) yaptırılmıştır. Zinciriye Medresesi eyvanlı ve açık avlulu medrese plan düzenindedir. Medrese yüksek duvarları ile dıştan kale görünümündedir. Ayrıca duvarların üzerinde taş mazgallar bulunmaktadır.
Kesme taştan yapılmış olan medresenin ortasında dikdörtgen planlı, açık avluludur. Bu avlunun dört kenarında eyvanlar ve eyvanların arasında da revakların arkasında üzerleri kubbe ve tonoz örtülü 18 medrese odası sıralanmıştı. Sivri kemerlerle eyvanlar birbirlerine bağlanmışlardır. Eyvanların üzerinde Selçuklu üslubunda bitkisel motifler bulunmaktadır. Bunlardan mihrap yönündeki eyvanın cephesi geometrik, taş oyma motiflerle bezenmiştir. Ayrıca burada mozaik kakma çinilerin izleri de görülmektedir.
Giriş avlusunun ekseninde sivri kemerli bir taç kapı ile içerisine girilen iki kubbeli dershane bölümü bulunmaktadır.
Medresenin portali çok ince bir taş işçiliği ile örgü motifleri, geometrik yıldızlarla bezenerek Selçuklu cephe portallerinin devamını göstermektedir. Portalin dış köşelerine birer sütuncuk, iki tarafına da hücreler eklenmiştir.

Medrese, Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında hapishane olarak kullanılmış, bu nedenle de bazı yerleri de yıkılmıştır. Zinciriye Medresesi 1969 yılında Niğde Müzesi’ne bağlı müze deposu konumuna getirilmiş ve 1985 yılında da Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiş ve Aksaray Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.


Kırım Zinciriye Medresesi


zincirlimedrese
Zincirli Medrese Bahçesaray Salacık'taki Kırım Tatarlarının önemli mimari eserlerinden biridir. Doğu Avrupa'daki en eski eğitim kurumlarından biri olan Zincirli Medrese tek giriş yeri olan dar bir kapı üzerindeki kitabeye göre I. Mengli Giray Han tarafından 1500 yılında yaptırılmıştır. Avrupa’nın Ortaçağ taassubu içerisinde insanları diri diri yaktığı asırlarda ilim-irfan öğrenilsin diye inşa edilen bir yapıdır.
Medrese kısa aralıklarla Sovyet iktidarının Kırım'a yerleşmesine kadar faaliyetini sürdürdü. Bina günümüze kadar ayakta kalabildi.
Kırım Hanı I. Mengli Giray Han, medresenin inşasında bizzat kum taşımak suretiyle çalışmış ve inşaat bittikten sonra da "ilmin önünde her kim olursa olsun eğilmek gerek" diyerek medresenin tek giriş yerine zincir çektirmiştir. Kırım hanlarının ilme verdikleri önem ve saygının göstergesi bu zincir, medresenin ismi olarak kalmış ve büyük bir İslam üniversitesi sıfatıyla Zincirli Medrese, Kırım sınırlarının dışındaki Müslüman memleketlerde de büyük nam ve ün kazanmıştır. Medrese kapısında asılı bu zincir, geçmişte olduğu gibi bugün de ilmin önünde eğilmek gerektiğini hatırlatmaktadır.
Zincirli medresede Arap filolojisi, mantık, felsefe, hitabet, hukuk, matematik, astronomi ve diğer ilimler tahsil ediliyordu. Kırım Hanlığı'nın kültür hayatında ve bilginlerin yetişmesinde önemli bir rolü olan medresede İsmail Bey Gaspıralı da hocalık yapmış ve medresenin ıslahı için çalışmıştır.

Binanın planı kare şeklindedir. 30 küçük odası vardır. Anadolu medreselerinin bir benzeri olmakla birlikte farklı tarafları da vardır. Çok fazla küçülmüş ve ikiye bölünmüş olan avlu revaklar ile çevrilidir. Anadolu medreselerinde ise kubbeli revak görülmez. 10 adet revak kubbesinden biri girişin hemen önünde olup bunun altından geçilerek avluya girilmektedir. Arka arkaya iki kare bölümden oluşan uzun dikdörtgen avlu etrafındaki kesme taştan örülmüş kare planlı altı pâye, hafif sivri kemerler ile revak kubbeleri taşımaktadır. Diğer bir fark da medresede eyvan bulunmayışıdır. Revak kubbelerinin arkasında üç tarafta beşik tonoz ile örtülü medrese odaları ve dershaneler sıralanmıştır. Giriş tarafındaki üç revak cephe duvarına dayanmaktadır. Revak kubbeleri basık olup , dıştan az belirlidir. Avlunun arka bölümünde revak kubbesinin kemeri altında bir kuyu ile bağlantısı olan küçük bir şadırvan vardır.
Dıştan hiç bir özelliği olmayan düz cephe duvarının kesme taş kaplamaları yer yer aşınmış olup harap bir görünüşü vardır. Bununla beraber revaklı avlu kendi içinde rahat , sakin, huzur veren bir çalışma atmosferi yaratmaktadır.
Zincirli Medrese, 1917 yılındaki Bolşevik İhtilali'nden sonra tıp okulu olmuştur. 1939'da ise komünistler tarafından çıkarılan bir kararla, Mengli Geray Han'dan sonra gelen hanlar ve İsmail Bey Gaspıralı döneminde Medrese'ye ek olarak yaptırılan binalar akıl hastanesi yapılmış, Medrese'ye ait olan binalar ise depo olmuştur.
1995 yılında Medresenin gözetimi tekrar Kırım Tatarlarına geri verilmiştir. 1997 yılında Zincirli medresenin restorasyonu ve tarihi eğitim işlevinin yeniden kazandırılması amacıyla Zincirli Medrese Vakfı kurulmuştur.
Ancak Kırım Özerk Cumhuriyeti Meclisi'nin hiç gereği yokken aldığı "Zincirli Medrese'yi Kırım Kiliseler Birliği'ne tahsis etme" kararı, Kırım genelinde çok büyük gerginlik yaratmış ve Kırım Tatarlarının sert tepkilerinin karşısında Kırım Meclisi bu haksız kararından geri adım atmak zorunda kalmıştır. Ancak ileride buna benzer problemlerin yaşanmayacağını söylemek şu an için çok güçtür.
Geçen asırların özellikle Zincirli Medrese ve Hacı Giray Han Türbesi'ndeki tahribat ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. Bu iki tarihi eserin restorasyonu hususunda Kırım Tatar Milli Meclisi tarafından başlatılan "Zincirli Medrese'yi Birlikte Kurtaralım Kampanyası" ise, maalesef istendiği gibi sonuçlanamamıştır.
Zincirli Medrese eğitim işlevinin yansıra günümüzde Kırım Tatarlarının Kırım'da var olma mücadelesinin simgelerinden biridir.




Şanlıurfa Balıklı Göl


1050px C59EanlC4B1urfa BalC4B1klC4B1gC3B6l Panoramik GC3B6rC3BCntC3BCsC3BC

Balıklıgöl, (Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri ) Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa'nın en çok ziyaretçi çeken yerlerindendir.
İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü kalenin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe "Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol"' emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya odunlar da balığa dönüşür. İbrahim bir gül bahçesinin içersine sağ olarak düşer. İbrahim'in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut'un kızı Zeliha da İbrahim'e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de Aynzeliha Gölü oluşmuştur. Her iki göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilerek yenilmemekte ve korunmaktadır.
Bediüzzaman Said Nursî 23 Mart 1960'da Şanlıurfa’da vefat ettikten sonra buradaki Halil-ur Rahman Dergahı'na defnedilmişdir. Ancak 12 Temmuz 1960'da 27 Mayıs Darbesi hükümetinin emriyle mezarı yıktırılmış ve açıklanmayan bir yere (muhtemelen Isparta Şehir Mezarlığı) nakledilmiştir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
..