Şeytan Islığı “.....
her gece sessiz bir Ay girer uyuyan kadınların odalarına..ağlamalarına üzülür belki....belki o muhteşem kıvrımlarına dokunamadığına.....”
üzülme kanamasın yazamayan ellerin
zehirli sarmaşıklar defolsun bedeninden
erkekse ateş damarlarını benden istesin
gölgeleri yok çakallar dizilmiş geçeceğin yollara
hala buradayım bak /ağlama bir benim sana kör olmayan
beni her nerede istiyorsan korkma / an
bu tıslayan yılan kim / nereden geliyor bu fısıltılar
“ yalandır diyorum yalan, bitmeyen aşklar yalan! ”
çağrılırsa sabah utanır çekilirse gece ve hangi erkekse
o adını çağıran / sakın seni tanımasın öldürürüm
işte bir başıma yatağına getirdiğim turuncu güneş
sen bir uyan sevgilim / uyanma veyahut/ hiç örtme kalçalarını
bilirim her gece utangaç Ay dudaklarından öper seni
ben ürkek girerim odana / lakin benim öpüşlerim hayasız
ah! .dokun / tenim Mars / gövdemi sorma / gövdem en ilkel ateş
ıslanırsın ve dile gelir bilmem kaç bin efsane
bin bir gece masallarında Şehrazat’a açılır gövdelerimiz
açılsın/biliriz / nasılsa gerisi kandır gördüğümüzün gerisi dehşet
bir kalır kesiksoluklarımız şehvet panayırında/çocukluğumuz kalır
yetişkin bedenlerimizle nasıl büyük oyunları oynadığımız
üşüdüğümüz kalır hatta içindeyken nasıl gülerek ağladığımız
kimse karışmasın titremelerimize kimse ilişmesin
sorularınızı da çekin üzerimizden, ne kadar uzun gözleriniz
nasılsa gerisi kandır gördüğümüzün gerisi dehşet
bir kalmaz mel’un şeytanın cennetteki son gecesi
gittikçe azalır frekanssız tıslayışı / fitnesi cehennem ve ateş
sen ey mezarsız ceberrut hayvan /çek ıslığını dünyamızdan
yankılanır çığlık çığlığa göklerde dinmeyen iğrenç ses;
“yalandır diyorum yalan, bitmeyen aşklar yalan
aslında sizin sevdiğiniz ve itirafa utandığınız vahşet
size son sözlerimdir ey insanlar / sevmeyin sakın sevmeyin
şehvetten ötesi kan / şehvetten ötesi dehşet....! ”