gün olur
sıcak yatağında uyumak üzereyken sen
aklına ben düşerim
ben kendi soğuğumla ısıtamadığım bensizliğimde
seni özlüyorumdur
nerdedir?ne yapıyordur?dersin kendine
merak edersin
ben bilirim senin nerde olduğunu
bendesindir
günler geceleri kovalar,merakın iyice artar
be sensizliğime sarılmış özlerken seni
her zamanki gibi...
telefon çalar!
yine sensindir belki diye koşarım telefona
yine sen değilsindir
ben bilmeme rağmen boşa olduğunu
beklerim
asla bilmediğin numaraları çevirmeni
seni bekleyişleri severim ben senden diye
her köşe başında beklerim biraz
bir köşeden dönersin belki...
ama boşunadır,gemezsin
sitem değil bu gelmeyişine
sana ait ya...
sensizliği de seviyorum ben
seni özlemeyi de...
gelmeyişlerin bile başka güzel bana
"acaba beklemiş midir?"
beklemiş miyimdir acaba
gelmediğin cuma günü
gelmediğin heykelin önünde
gelmediğin saatte...
bilmezsin ki ben hala bekliyorumdur
her cuma,aynı saatte aynı yerde
bir cuma günü
o saatte
o heykelin önüne gelirsin
saçma sandığın bir umutsuzlukla
bakarsın...yokum!
dönersin arkanı,başlarsın yürümeye
kendine de kızarsın bana da
sözümü tutmadım sayarsın
oysa senin geç kalışın yıllardır
benimki dakikalar...
ilk kez o gün geç kalmışımdır sana
görürüm gidişini
inanamamışımdır yıllar sonra gelişine
fakat sen arkanı dönmüş gitmektesindir
elimi uzatırım ama dokunamam sana
gelemem peşinden
dilim varmaz bunca yıl sonra,ya da cesaretim yoktur
hiç söyleyemediğim "seni seviyorum"u söylemeye
içimden fısıldarım sadece
son bir kez dönüp bakarsın
görürsün beni
ben kaçırırım bakışlarımı
kıyamam bakmaya gözlerine
sense zaten tanımazsın beni kalabalığın içinde
gülersin kendine
buraya gelişindeki anlamsızlığa gülersin
ve gidersin sonsuza dek
sen bana birkaç yıl geç kalmışsındır sadece
bense sana koskoca birkaç dakika
sonra...
sen devam edersin yaşamaya
bense...
-artık gelebileceğin umudu bitmiştir-
umudum olmadan yaşayamam
bense...
sensizliğimi de yanıma alarak...ÖLÜRÜM!