Arama

Saltanat - Tek Mesaj #2

CeLebRindaL - avatarı
CeLebRindaL
VIP why did you go why
27 Aralık 2011       Mesaj #2
CeLebRindaL - avatarı
VIP why did you go why
SALTANAT : Osmanlı Devletinde babadan oğula geçen tahtın adıdır yepyeni Türk Devletinin siyasal yapısını sağlamlaştıracak ilk adım, saltanatın kaldırılması olacaktı yalnız bu ilk adımın atılması kolay değildi Türk ulusu tarih boyunca başında 1 hükümdarın bulunmasına alışmıştı Eski Orta Asya Türklerindeki hakanlar, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde Padişah bi şekilde yaşamışlardı Eski Türk anlayışına göre, hakimiyet kutsal kavramdı Bu kutsallığı gök tanrısı, 1 aileye vermişti Ailenin üyelerinden başkası, ulusu yönetme hakkına sahip değildi Türkler, İslamlığı kabul ettikten sonraları bu kutsal hakimiyet kavramı, yepyeni dinsel kurallarla da desteklendi Peygamberlerin vekili olan halifeler, Türk hakanlarına, ulusu yönetmek hakkını dinsel kurallara dayanarak verdiler böylelikle, eski Türk hakimiyet anlayışı, İslam ilkeleriyle bağdaşınca saltanatın önemi de arttı Osmanlılar hem Bizans imparatorlarının kayıtsız şartsız hükümdarlık etme anlayışını benimsediler, hem de XVI yydan sonraları kendilerine Halife şanı da vererek, son aşama güçlendiler Yüzlerce sene süren bu yönetim biçimi öylesine kökleşmişti ki padişahsız 1 Türk devletinin var olabileceğini, ancak halk değil, 1 epey aydın dahi düşünemiyordu Bu nedenle Atatürk, egemenliği, padişahtan alıp,hakikat sahibi olan ulusa verme işini, pek dikkatli ve ihtiyatlı şekilde gerçekleştirmiştir Mustafa Kemal, Anadoluya çıktığı günden itibaren ulusal egemenliğe dayalı bağımsız 1 devlet kurmayı hedefliyordu ama bu hedefi gerçekleştirebilmek için öncelikle milli güçleri birleştirmek, politik birlik ve beraberliği sağlamak ve savaşın kazanılmasına öncelik vermek gerekiyordu Mustafa Kemal 1 yandan milli güçleri birleştirmeye ve Kurtuluş Savaşının yönetim mekanizmasını kurmaya çalışırken, 1 yandan da ulusal hakimiyet anlayışını çevresindekilere benimsetmeye çaba etti Genelge ve kongrelerle ulusal hakimiyet anlayışını çevresinde yaydı TBMMyi açmakla da ulusal hakimiyet ilkesini yürürlüğe koydu TBMMnin kurulmasından itibaren ulusal hakimiyet ilkesi uygulanıyordu Saltanatın varlığını sürdürmesi bu ilkeye ters düşmesine rağmen, kamuoyunun hazır olmamasından dolayı saltanata dokunulmamıştı Mudanya Ateşkes Antlaşmasından sonraları sulh konferansı hazırlıkları başladığında İstanbul Hükümeti ve padişah, Kurtuluş Savaşı süresince Kuva-i Milliye Hareketini bölmeye çalışmış ve padişahlık makamının sürdürülmesi uğruna İtilaf Devletleriyle işbirliği sürdürülmüştü İtilaf Devletleri Lozan Konferansında Osmanlı Devletinin temsilci gönderilmesini istemiştir böylelikle Türk tarafında ikililik yaratarak bölücülük yapacaklar ve güçsüz düşeceklerdi Halbuki Kurtuluşa Osmanlı Devletinin 1 yardımı olmadığı gibi, bu hareketi engellemeye çalışmışlardı TBMM bu duruma sert tepki gösterdi 23 Nisan 1920de kurulan yepyeni Türk devleti egemenliğin ulusa aitliğini belirtirlerken, 1 yandan da padişaha bağlantılı olduklarını söylüyorlardı Atatürk zafere adım adım koştukça bu sorunun çözülmesi biraz daha kolaylaştı Düşmanlarla işbirliği yapan 1 hükümdarın, zaferi kazanan yepyeni Türk Devletine baş olması bundan sonra kabul değildi yalnız ya farklı 1 Osmanlı prensi veya Atatürkün kendisi padişah olmalı idi bütün 2 çözüm yolunun da milli hakimiyet ilkesi karşısında tutarlı yolu yoktu Lozan Konferansı arifesinde, İstanbuldaki padişah hükümetinin sulh görüşmelerine çağırılması, Atatürke fırsat verdi her aydınların düşüncesi adaletli 1 sulh yapılması üzerinde düğümlendiği sırada saltanat sorunu kestirme yoldan çözümlenecekti ulusal egemenliği bütün bi şekilde gerçekleştirebilmesi ve demokratik 1 düzenin kurulabilmesi için saltanatın kaldırılması gerekiyordu
O Kadar Kalabalik ki Yalnizligim..