
Kemal Sunal d:10.11.1944 ö:03.07.2000
"1944'de İstanbul'da doğdum. Lise son sınıftayken felsefe öğretmenim Belkıs Balkır, elimden tuttuğu gibi beni Müşfik Kenter'e teslim etti. Bu arada üniversiteye başladım. Bir süre sonra turneler nedeni ile öğrenimime ara vermek zorunda kaldım. Kent Oyuncuları'ndan sonra sırasıyla Ulvi Uraz Tiyatrosu, Ayfer Feray Tiyatrosu ve en son Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda oynadım. 1972 yılında Ertem Eğilmez'in beni beğenip seçmesiyle sinemaya adımımı attım. Özel televizyonların yaygınlaşması üzerine diziler yaptım. Bu sıralarda da üniversiteyi bitirmeyi ve böylece gençlere örnek olmayı kafama koymuştum. Çünkü Türkiye'nin okuyan insana ihtiyacı vardı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV ve Sinema Bölümü'nü 1995 yılında bitirdim. Bu da yetmez deyip yüksek lisans öğrenimimi de tamamladıktan sonra tez müddetim başladı. Bundan sonra da çok özlediğim tiyatroyu ve sinemayı birlikte yapmayı planlıyorum..."
Ölümünden sonra dostlarının Kemal Sunal için söyledikleri:
Tarık Akan: Kemal, sosyal demokrattı. Ama bunu ne hiçbir zaman belli etti, ne konuştu, ne de herhangi bir eylemin işinde oldu. Hep kaçtı bundan.
Tuncay Akçay: (Hababam Sınıfı filminin unutulmaz gülüsüyle belleklerde iz bırakan çocuğu) Bazen ‘Yahu Kemal abi’ diyordum. ‘Varyemez senin gerçek hayatın gibi...’ Bundan dolayı biz ona kızıyorduk. İyi ki öyle davranmış... Şimdi ailesine bir gelecek bıraktı.
Metin Akpınar: Biz prova yaparken Kemal kulise gider, Zeki’nin .... sigarasını içerdi. Zeki de her seferinde ‘Ne oldu bu sigara?’ deyip etrafa sorardı. Bir gün yakayı ele verdi.
Zeki Alasya: Aptal sanılırdı. Ama son derece zeki bir adamdı. Kendi kurallarını koydu. çaresizdi çünkü... Korkaktı da. çok üstüne geldiler. Ben de gittim. Ama saygısızlık yapmadım.
Rutkay Aziz: Toplumların gülme hakkı vardır. Bu hakkı topluma vermiştir. Güldürerek suç işletmiştir topluma…
Bülent Ecevit: Ben Kemal Sunal hayranıyım, filmlerini bıkmadan izliyorum. Muhteşem bir oyuncu.
Emel Sayın: Varlığı yokluğu belli olmazdı, ama yönetmen ’motor’ dediği an, karşımızda devleşen bir aktör olurdu.
Altan Öymen: Kemal Sunal, filmlerinde genellikle, haklının haksıza, güçsüzün güçlüye karşı mücadelesini temsil eden büyük komedi ustasıydı.
Murat Sökmenoğlu: Türk sinemasının usta sıfatına layık oyunculardan biri olan Sayın Sunal, çizdiği kompozisyonlarla hafızalarda önemli bir yere sahiptir.“
Göksel Arsoy: çok takdir ettiğim, çok beğendiğim, hakikaten Türk sinemasına damgasını vurmuş, halkın sevgisini kazanmış, gönlüne girmiş olan çok büyük bir sanatçıydı.“
Kadir İnanır: Yemez içmezdi... O da herhalde yoksulluktan ve çok eziyet çekmekten kaynaklanıyor…
Bülent Kayabaş: Çöpçü kıyafetini giydiği zaman filmin sonuna kadar onunla dolaşırdı. Yatarken çıkarırdı sadece..
Hülya Koçyiğit: Politik kimliğiyle öne çıkmak istemezdi. Bizim oyuncu derneğimize üye olmadı. Daha sonra ÇASOD’un (Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği) kurulması için çalıştı; ama oraya da üye olmadı.
Şükran Esen (Sunal’ın yüksek tez hocası): Doktora yapmayı ve okulda kalarak öğretim üyesi olmayı düşünüyordu.