Arama

Cezayir ve Cezayir Tarihi - Tek Mesaj #1

kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
3 Ekim 2006       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı

Cezayir

Ad:  Cezayir7.jpg
Gösterim: 3287
Boyut:  74.9 KB

resmî adı CEZAYÎR DEMOKRATİK HALK CUMHURİYETİ,
Arapça EL-CUMHURİ YETÜ’L CEZAİRİYETÜ’D DEMOKRATİYETÜ’Ş ŞA’BİYE, Afrika’nın kuzeydoğusunda, Akdeniz kıyısında ülke.

Yüzölçümü 2.381.741 km2’dir. Dünyanın onuncu, Afrika’nın da ikinci büyük ülkesidir. Kuzey-güney doğrultusunda yaklaşık 2.000 km boyunca uzanır; doğu-batı doğrultusunda en geniş yeri 1.800 km’ye varır. Doğusunda Tunus ve Libya, güneydoğusunda Nijer, güneybatısında Mali ve Moritanya, kuzeybatısında ise Fas yer alır. Kuzeyde Akdeniz yoluyla Avrupa’ya, güneyde Büyük Sahra üzerinden Siyah Afrika’ya bağlanan Cezayir, tarihi, dili, dini ve gelenekleriyle Arap dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Fransız sömürge yönetimine karşı 1954-62 arasında verdiği bağımsızlık savaşıyla Üçüncü Dünya ülkeleri arasında saygın bir yer kazanmıştır. Başkenti Cezayir, 1991 tahmini nüfusu 25.800.000’dir.

DOĞAL YAPI.


Yüzey şekilleri. Cezayir topraklarının yaklaşık yüzde 85’ini Sahra kaplar. Kuzeydeki dağlar ve bu dağların arasındaki sulak ve verimli ovalar kıyı boyunca dar bir şerit oluşturur. Ülkede iki ayrı coğrafi bölgenin bulunması, farklı jeolojik evrimlerin sonucudur. Başlıca yüzey şekilleri Afrika ve Avrupa tektonik levhalarının çarpışmasıyla ortaya çıkmıştır. Kuzeyde bir set oluşturan genç sıradağlar ile güneyde dümdüz uzanan kayaç tabanlı platform bu iki levhanın kalıntısıdır.

Kuzey bölgesi kuzeyden güneye doğru, hepsi doğu-batı doğrultusunda uzanan beş farklı kuşağa ayrılır: Kıvrılmış kıyı şeridi, kıyı şeridini kuşatan ovalar, Tel Atlasları, Yüksek Platolar ve Sahra Atlasları. Kıyıya sarp yamaçlar biçiminde inen sırtların arasında sayısız koylar bulunur. Kıyı boyunca uzanan kayalıklar, iç kesime doğru uzanan Oran ve Annaba gibi ovalarla kesintiye uğrar. Tel Atlasları’nm batı kesimi, araya ovaların sokulduğu birbirinden kopuk iki dağ sırası biçiminde ilerler; bu nedenle birçok yerde geçit verir. Örta kesimde toplu bir yapı kazanan sıradağlardan kıyıya açılan tek bağlantı Summam Vadisinden geçer. Daha doğuda birbirini izleyen dağ setleri Konstantin (Kosantine) Ovalarını kuşatır.

Tel Atlaslan’mn güneyinde, Fas’taki Hodna Dağlarının uzantısı olan Yüksek Platolar yer alır. Sebha adı verilen kurumuş göl yataklarının parçaladığı bu platolar oldukça kıraçtır. Daha güneyde bir dizi küçük sıradağdan oluşan Sahra Atlasları, genellikle güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunu izler; batıda Eysa Dağıyla 2.236 m’ye ulaşan yüksekliği doğuya doğru alçalır. Sahra Atlasları ile Konstantin Ovaları arasındaki Aures Masifinin dorukları ise 1.800 m’yi aşar. Yüksekliği 900-2.250 m arasında değişen Tel Atlasları bir deprem kuşağı üzerinde yer alır. 1717’deki depremde Oran kenti yerle bir olmuş, 1790’daki depremler 20 bin kişinin ölümüne yol açmıştır. 1954 ve 1980 depremlerinde eş-Şelif’de 5.200 kişi yaşamını yitirmiştir.

Sahra bölgesi
M’Zab denen kuzey-güney doğrultulu bir yükseltinin ayırdığı farklı yükseklikteki iki çöküntü alanından oluşur. Her iki alan da erg adı verilen geniş kum çölleriyle kaplıdır. Büyük Doğu Ergi’nde ortalama yükseklik 400-600 m’yi bulur. Büyük Batı Ergi ise kuzeye doğru alçalarak Aures Masifinin eteklerinde deniz düzeyinin altına iner. Güneydoğuda yer alan görkemli Ahaggar Dağlarının en yüksek noktası Tahat Doruğu 3.303 m’ye ulaşır. Akarsular. Sahra bölgesinde çeşitli vahaların ve su taşıyıcı yeraltı katmanlarının bulunmasına karşın, önemli akarsuların hepsi kuzeyde toplanmıştır. Yağışların mevsimlere göre dengesiz bir dağılım göstermesi nedeniyle, birçok ırmak zaman zaman kurur. Sulamayı yıl boyunca sürdürmek için göletlerden yararlanılır. Kuzeydeki iki ana havzanın sularını toplayan Şelif ve Hamiz ırmakları sulama gereksiniminin ancak üçte birini karşılar.

İklim, bitki örtüsü, hayvan varlığı.


Yağışlar genellikle batıdan doğuya doğru artar, kuzeyden güneye doğru azalır. En çok yağış alan yöre, Akdeniz’in nemli rüzgarlarına açık olan doğu kıyı şerididir. Cezayir kentinin batısındaki Şerşel limanından Tunus sınırına kadar uzanan hat üzerinde 580 mm’yi aşan yıllık ortalama yağış yer yer 1.016 mm’ye ulaşır. Oysa bu hattın batısındaki Şelif Ovasının büyük bölümünde ve Oran yöresinde yağışlar 580 mm’yi bulmaz. Tel Atlasları’nda 400-580 mm arasında değişen yıllık ortalama yağış, Atlaslar’m güneyinde 400 mm’nin altına düşer. Bu sınır aynı zamanda ülkeyi iki farklı tarım bölgesine ayırır. Zengin bir bitki örtüsü olan, ormanlarla kaplı birinci bölgede kuru tarım yapılır. İkinci bölge yalnız tahıl ekimine elverişlidir; ormanlar azaldıkça hayvancılık ağırlık kazanır.

Aralık-mart dönemi düzenli yağmur mevsimidir. Yılın öteki dönemlerinde yağmurlara zaman zaman sert fırtınalar eşlik eder. Sağanakların günlerce sürdüğü yağmur mevsimi dışında iklim sıcak ve kuraktır. Yağış miktarı yıldan yıla olağanüstü farklılık gösterir. Yıllık ortalama yağış miktarı 760 mm olan Cezayir kentine 1847’de 1.270 mm, 1913’te 400 mm yağış düşmüştür. Bu değişkenlik özellikle iç kesimde tarımı olumsuz etkiler. Sahra bölgesinde yağışlar çok düzensiz ve azdır; beş yıl boyunca hiç yağış almayan yerler vardır.

Kıyı kesimi dışında mevsimler arasında büyük sıcaklık farkları görülür. Denizden uzaklaştıkça hava soğur; Tel Atlasları’nda en düşük sıcaklık -13° i C, Yüksek Platolarda -12° C, Oran yöresinde -15° C’yi bulur. Kıyı şeridi, Oran Ovası, Aşağı Şelif Vadisi ve Cezayir kenti yakınlarındaki Mitice Ovası dışındaki kesimlerde don olayı görülür. Kıyı kesiminde doğal bitki örtüsü yalnız belirli alanlarda korunabilmiştir. Konstantin çevresinde mantar meşesi, Oran yöresinde thuga (servi benzeri bir ağaç) ormanları görülür. Bir bozkır görünümünde olan Yüksek Platolarda genellikle otlar ve çalılar yetişir. Geçmişte yabanıl zeytin, sakızağacı, katırtırnağı ve bodur palmiye gibi türlerden oluşan doğal bitki örtüsü, tarla açma çalışmaları yüzünden büyük ölçüde yok olmuştur. Yağış miktarının 300 mm’nin altına indiği yerlerde alfa ve yavşan gibi bozkır bitkileri yaygındır. Sahra’da yağmurlarla birlikte yerleşmeye başlayan tek tük bitkiler yağışlar son bulunca kuruyarak yok olur. Seyrek bitki örtüsü, suya hemen hiç gereksinim duymayan ot türleri ile yer yer akasya ve hünnap gibi ağaçlardan oluşur. Yoksul bitki örtüsü yüzünden hayvan varlığı da çok sınırlıdır. Antilop, ceylan, pars, çita, tavşan, araptavşanı ve yaban domuzu gibi hayvanların yanı sıra bazı kuş, sürüngen ve böcek türleri de görülür.

YERLEŞME DOKUSU


Cezayir’de nüfusun coğrafi dağılımı, toprak verimi ve yağışlarda görülen farklılıklara koşut bir dengesizlik gösterir. Nüfus yoğunluğunun genel olarak km2 başına 5 kişinin altına düşmediği Tel Atlaslan’nda, daha çok ovalarda toplanmış olan yerleşmelerde sulamaya gerek olmaksızın bahçecilik ve tahıl tarımı yapılır. Ekime elverişsiz sarp yamaçlarda çitlerle çevrilmiş sürekli otlaklarda hayvan beslenir. Güneydeki bozkırlarda tahıl üretimi, sulama yapılan alanlarla sınırlıdır; göçebelik giderek ortadan kalkmaktadır. Bu bölgede nüfus yoğunluğu km2 başına 0,4-5 kişi arasında değişir. Seyrek hurma koruluklarının bulunduğu Sahra’da gerçek Bedeviler yaşar; nüfus yoğunluğu km2 başına 0,4 kişinin altındadır.

Nüfus yoğunluğundaki dengesizlik yalnız kentleşme düzeyine bağlı değildir; kırsal kesimde de büyük farklılıklar görülür. Örneğin Tizi Uzu ilinde km2’ye 165 kişi düşerken, Sayda ilinde bu oran ancak 5 kişiye ulaşır. Bununla birlikte kentlere göç eğiliminin nüfus yoğunluğuna etkisi önemini korumaktadır. Fransız sömürge yöneticilerinin bağımsızlık hareketini zayıflatmak için kırsal kesimdeki 1.800 küçük merkeze taşınmak zorunda bıraktığı iki milyon kişinin yaklaşık dörtte biri bağımsızlık sonrasında yeniden kentlere dönmüştür. Bu akınla da hızlanan kentlere göç hareketi hâlâ sürmektedir. Göçün başlıca nedeni, tarım sisteminin nüfus artışının getirdiği yükü taşıyama- masıdır. Kuraklık ve su baskını gibi doğal felaketler ile ulaşım sisteminin gelişmesi de göçleri artırmaktadır. Hızlı nüfus hareketinin toplumsal sonuçlarından biri, Berberi dillerini konuşan köylülerin Araplaşmasıdır. Ekonomik sonuçlar arasında otlakların yok olması, hamesat adı verilen kiracılık sisteminin çökmesi ve göçebe yaşam biçiminin ortadan kalkması sayılabilir.

NÜFUS.


Cezayir toplumunun belirleyici özelliği, birbiriyle sıkı bağları olan farklı toplulukların birliğine dayanmasıdır. Bu çeşitlilik halkın yaşadığı konutlara da yansımıştır: Aures ve M’Zab yörelerinde taraçalı evler, Kabiliye’de kiremit damlar, Suf’ta kubbeli evler, kentlerde ise Magrip mimarisi baskındır. Yerleşik topluluklar iç içe evlerden oluşan mahallelerde yaşamayı yeğlerken, göçebeliği yeni terk edenler dağınık ve birbirinden uzak yerleşim düzenleri oluşturur. Bütün bunlara karşın Cezayir’in uzun ve karmaşık tarihi, kesin etnik sınırlar çizilmesini güçleştirir. Nüfusun yüzde 80’den fazlasını oluşturan Araplar, Kabiliydiler ve Mzablılar gibi değişik toplulukları da barındırır. En büyük azınlık olan Berbe- rilerin çoğu Arapça da konuşur. Göçebe çobanlıkla uğraşan Tuaregler Sahra’nın güneydoğusundaki Ahaggar ve Adrar dağlarında küçük vahalarda yaşar. Siyah kökenli bir Sudan halkı olan Haratlar ülkenin her yanma yayılmış vahalarda oturur. Nüfusun geri kalan bölümü Fransız, İspanyol ve Italyan gibi küçük Avrupalı topluluklardan oluşur.

Berberi dillerinin konuşulduğu Kabiliye ve Aures gibi dağlık yörelerde yaşayan halk İslam etkisinden bir ölçüde sıyrılmış, özgün bir yaşam biçimi sürdürür. M’Zab yöresinde de toprağa bağımlılıktan, zor üretim koşullarından kaynaklanan değişik bir hukuk anlayışı ve eşitlikçi bir toplum yapısı gözlenir.
Arap kabilelerinin toprak mirasına dayalı aristokratik yapısı ile Berberi topluluklarının soy bağını temel alan örgütlenme biçimi, bu toplulukların kimliklerini koruma çabalarına karşın, uyumlu ilişkiler geliştirmelerini önlememiştir. Yoğun kültür alışverişi, pazar ilişkileri, kentleşmenin yaygınlaşması ve Müslümanlık, birleştirici etkenler olarak önemli işlev görür.

Cezayir’de ortalama nüfus yoğunluğu (1991) km2 başına 10,9 kişi düzeyindedir. Kentlerde yaşayanların oranı (1987) yüzde 49,7’ye ulaşmıştır. Doğum ve ölüm oranları (1988) sırasıyla binde 33,2 ve binde 4,9’dur. Nüfus bileşimi oldukça gençtir; 15 yaşın altında olanların oranı (1987) yüzde 43,9 düzeyindedir. Ortalama ömür (1987) erkeklerde 65,8, kadınlarda 66,3 yıldır. Yüksek doğum oranı nedeniyle ana ve çocuk sağlığına büyük önem verilir. Hükümetin bu alanda yürüttüğü çalışmalar, Birleşmiş Milletler Nüfus Faaliyetleri Fonu’ndan önemli mali destek görür.

EKONOMİ


Gelişme yolundaki Cezayir ekonomisi, merkezi planlamaya dayanmakla birlikte özel sektöre de yer verir. Petrol çıkarımı, madencilik, ağır sanayi, ulaşım, maliye ve dış ticaret devlet denetimindedir; petrol ve doğal gaz sanayisi hükümet kuruluşu Sonatrach’ın elindedir. Tüketime dönük hafif sanayiler ile konut yapımında özel sektör ağırlıktadır. 1989 verilerine göre gayri safi milli hasıla (GSMH) 53,12 milyar ABD Doları, kişi başına düşen ulusal gelir ise 2.170 ABD Doları’dır. Büyük ölçüde petrol ve doğal gaza dayanan ekonomide şarap, mantar ve hurma üretimi ve ihracatı da önemli yer tutar. Çoğu Fransa’ya yerleşmiş olan 850 bin Cezayirlinin ülkelerine gönderdiği kazançlar da Cezayir ekonomisini rahatlatıcı etkide bulunmaktadır. 1962’ye değin tarıma dayalı ve Fransa’ya bağımlı olan ekonomi, bağımsızlık sonrasında hızlı bir sanayileşme sürecine girmiştir. 1960’ların ortalarından beri Tunus ve Fas’la birlikte bir Magrip Ekonomi Topluluğu oluşturma yönünde sürdürülen girişimlerden henüz sonuç alınamamıştır.

Doğal kaynaklar.


Afrika’da Libya ve Nijerya’dan sonra en büyük petrol yataklarını barındıran Cezayir’in toplam petrol rezervi 1,1 milyar tondur. 1950’lerde Sahra’da petrol bulunmasından sonra 1958’de üretime geçilmiştir. Cezayir 3,723 trilyon m3 olarak tahmin edilen doğal gaz rezerviyle dünyada Bağımsız Devletler Topluluğu, İran ve ABD’den sonra dördüncü sırada yer alır. Başlıca sıvılaştırma tesisleri Arzev, Skikda ve Bicaye’dedir. Afrika’nın tek cıva üreticisi olan Cezayir’in dünya cıva üretimindeki payı yüzde 10’dur. Uenza’daki yüksek nitelikli, Gara Cebilet’teki orta nitelikli demir cevherinin toplam rezervi ise 4,5 milyar ton olarak tahmin edilmektedir.

Öteki önemli mineraller arasında kurşun, çinko, bakır, gümüş, barit, alçıtaşı, çakıl, kum, tuz ve çeşitli piritler sayılabilir. Ahaggar’da SSCB’nin yardımıyla yürütülen arama çalışmalarında kalay, nikel, kobalt, krom ve uranyum damarlarına Taşlanmıştır. Yörede tungsten, altın, platin ve elmas yataklarının bulunması olasılığı yüksektir. Uranyum yatakları 1980’lerin başlarında işletilmeye başlamıştır.
Tunus sınırında düşük nitelikli fosfat çıkarılır. Debbag Dağında önemli kaolin damarları, aynca mermer ve oniks yataklan bulunmuştur.

Yağışların olağanüstü düzensiz oluşu hidroelektrik enerji üretimini önemli ölçüde kısıtlar. 1989 verilerine göre 15,3 milyar kW-sa olan elektrik üretiminin yüzde 95’i termik, geri kalanı hidroelektrik santrallardan sağlanır. 1962 öncesinde kurulmuş toplam 1,5 milyar m3 kapasiteli 20 kadar baraja, bağımsızlık sonrasında yeni barajlar da eklenmiştir. Günümüzde barajların suladığı alanlar 344.000 hektarı bulmaktadır.

Tarım, ormancılık, balıkçılık.


Cezayir topraklarının yalnızca yüzde 3’ü ekime elverişlidir; üçte ikiye yakın bölümünde ekim yapılan bu alanların ancak yüzde 7’sinde sulamadan yararlanılır. Ekili alanlar Fransızlar döneminde yerleşime açılan ve bağ, meyve, turunçgil bahçeleri ile çiftliklerin kurulduğu dar kıyı şeridiyle sınırlıdır. En verimli çiftlikler doğuda Bicaye ve Annaba dolaylarında, Cezayir kentinin güneyindeki Mitice Ovasında ve Oran’ın ötesinde Sidi Belabbas’tan Tlimsen’e uzanan yörededir.

Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) içindeki payı (1987) yüzde 14,9 olan ve toplam işgücünün yüzde 13,6’sını istihdam eden tarım sektörü, ülkenin gıda gereksiniminin ancak yüzde 30’unu karşılar. Başlıca tarımsal ürünler buğday, arpa, yulaf gibi kış tahıllarıdır. Pamuk, tütün, zeytin, hurma, başta portakal ve üzüm olmak üzere meyve ve sebze üretimi de tarımda önemli yer tutar; ayrıca az miktarda bezelye, mercimek, fasulye, tütün ve şeker pancarı yetiştirilir.

İklim hayvancılık için elverişli değildir. Otlakların büyük bölümü kıraç çayırlardan oluşur. Koyun, keçi ve sığırın yanı sıra at, katır, eşek ve deve de beslenir. Yönetimin 1971’de başlattığı toprak reformu çerçevesinde özel mülkiyet altındaki büyük çiftlikler bölünerek topraksız köylülere dağıtılmış ve kooperatifler biçiminde örgütlenmiştir. Büyük ölçüde tahıl ekilen bu tarlalardan yüzde 50’si 5 hektardan, yüzde 98’i 50 hektardan küçüktür. Tarımsal üretimin önemli bölümünü karşılayan devlet çiftliklerinde şarapçılık yapılır, sebze ve turunçgil yetiştirilir. 1962’de Fransızların elinden alınan çiftlikler önce bağımsız işçi komitelerince işletilmiş, daha sonra merkezî denetim altına alınmıştır. Başta tahıl olmak üzere tarım ürünlerini geliştirme ve üretimi artırma çalışmaları sürmektedir. Fransa hükümetinin kendi üreticilerini korumak amacıyla şarap ithalatını kısıtlaması üzerine, düşük verimli bağlar başka amaçlarla kullanılmaya başlamıştır.

Bağımsızlık Savaşı sırasında büyük bölümü yok olan ormanlarda yeniden ağaçlandırma çalışmaları başlatılmıştır. Sahra Atlasları boyunca Tunus’tan Fas’a kadar genellikle Halep çamından oluşan bir orman kuşağı yaratma programı 1967’den beri yürütülmektedir. Geniş mantar meşesi korulukları, Cezayir’in mantar üretiminde dünyada ilk üç ülke arasında yer almasını sağlar. Kıyı şeridinin uzunluğuna karşın balıkçılık gelişmemiştir. Devlet yeni avlanma donanımları sağlayarak balıkçılığı geliştirmeye çalışmaktadır.
Ad:  cezayir5.jpg
Gösterim: 2419
Boyut:  185.1 KB

Madencilik.


Ülkenin başlıca madencilik merkezleri Tunus sınırındaki Uenza ve Onk Dağı ile Fas sınırındaki el-Abed ve Bukait, Ayn Berber ve Beşar’dır. Bu yörelerden birincisi Annaba’daki, İkincisi Oran’daki işletmelere demiryoluyla bağlanır. Uenza’ da yılda 3 milyon ton yüksek nitelikli demir cevheri çıkarılır; bunun bir bölümü Onk Dağından çıkarılan fosfatla birlikte ihraç edilir. Çelik ve gübre komplekslerinin tamamlanmasından sonra ülke içinde işlenen demir ve fosfat cevherinin oranı artmıştır. Beşar kömür ocaklarında çıkarılan kok kömüründen de çelik üretiminde yararlanılması planlanmaktadır. En önemli çinko ve kurşun yatakları el-Abed’dedir.

Sanayi.


Bağımsızlık öncesinde imalat sektörü daha çok gıda, dokuma, sigara ve giyim eşyası gibi ürünleri kapsıyordu. 1967’ den sonra ağır sanayiye büyük bir ağırlık verilerek, devletin öncülüğünde çelik işletmeleri, petrol antma ve gaz sıvılaştırma tesisleri, gübre ve plastik fabrikaları kuruldu. Bu arada yabancı petrol şirketleri millileştirilerek petrol ve doğal gaz üretimine yöneük büyük yatırımlar gerçekleştirildi. Petrol ve doğal gaz yataklarını Akdeniz’e bağlayan bir dizi boru hattı yapıldı. Bugün ülkenin sanayi gelirlerinde birinci sırayı, sıvılaştırılmış doğal gaz ve arıtılmış petrol ürünleri alır. Öteki önemli sanayi ürünleri çimento, ham çelik, pik demir, nafta ve gübredir. Başlıca hafif sanayi ürünleri arasında seramik, boya, polyester dokuma, ayakkabı, un, yemeklik bitkisel yağ, şarap ve sigara sayılabilir. Son yıllarda makine, taşıt araçları, elektrikli eşya, kağıt üretimi ve başka hafif sanayi dalları ile konut inşaatına ağırlık verilmiştir. Ayrıca demiryolu hattının Yüksek Platolara uzatılması, liman tesislerinin geliştirilmesi ve karayolu yapımı gibi yeni projelere hız verilmiştir.

Maliye ve ticaret.


Cezayir’in para birimi, 100 santime bölünen Cezayir Dinarı’dır. 1962’de kurulan Cezayir Merkez Bankası para basmaya yetkili tek kuruluştur. 1967-72 arasındaki kamulaştırmalar sonucunda, ülkede yalnızca devlete ait dört ticaret bankası etkinlikte bulunmaktadır. 1983’te sanayi, imalat ve hizmet sektörlerine yönelik bir banka daha kurulmuştur.
Cezayir’in ihracat gelirlerinin yüzde 95’i aşkın bölümü petrol ve doğal gazdan sağlanır. Fransa’yla ticaret hacmi 1961 sonrasında yüzde 80’den yüzde 20’ye düşmüştür. Sosyalist ülkelerle ticareti artırma girişimleri ise beklenen sonucu vermemiştir.
İhracat yapılan başlıca ülkeler ABD, Fransa, Almanya ve İtalya’dır. İthalatın büyük bölümü makine ve ulaşım araçları, yarı işlenmiş mallar, gıda maddeleri ve kimyasal ürünlerden oluşur. İthalat içinde en büyük pay Fransa, Almanya ve İtalya’ya aittir.

Ulaşım.


Karayollarının toplam uzunluğu (1986) 81.648 km’yi bulur. Tel Atlasları yöresinde bakımlı ve gelişmiş bir karayolu ağı vardır. Sahra’ya da karayoluyla yolcu ve yük taşınır. Sahra’daki petrol kuyuları limanlara karayollarıyla bağlanır. Kara taşımacılığı, bir devlet kuruluşu olan Ulusal Kara Taşımacılığı Şirketi’nin (SNTR) elindedir.

Tunus sınırından Fas sınırına kadar uzanan ana demiryolu hattı, ara yan hatlarla önemli limanlara bağlanır. Ayrıca kıyı kesiminden içerideki bazı kentlere bağlanan hatlar da vardır. Demiryollarını Cezayir Ulusal Demiryolu Şirketi (SNCFA) işletir.
Ülkenin başlıca limanları Cezayir, Oran, Annaba, Arzev, Bicaye, Cicelli (Gazavet) ve Mosteganim’dir. Skikda’dan petrol ihraç edilir. 1982’de Cenden’de çelik ihracatı için bir liman yapımına başlanmıştır. Havayolu şirketi Air Algerie, devletten büyük mali destek görür. Cezayir Darü’l-Beyda Uluslararası Havaalanı, Avrupa ile Afrika’nın güney kesimi ve Amerika ile Doğu ülkeleri arasında sefer yapan uçakların başlıca duraklarından biridir.

kaynak: Ana Britannica
Son düzenleyen Safi; 4 Temmuz 2016 04:13