Insanı Allahü teâlânın sevgisine kavusduran yol ikidir: Birisi (Nübüvvet yolu)olup, aslın aslına kavusdurur. Eshâb-ı kirâmın hepsi, bu yoldan vâsıl oldular. Sonra gelenlerden pekaz zevât da, bu yoldan ermisdir. Bu yolda sebebe, vâsıtaya lüzûm yokdur. Bir kâmil ve mükemmilin sohbetinde kemâle geldikden sonra, feyzi asldan alıp ilerlerler. Ikinci yol, (Vilâyet yolu)dur. Kutblar, Evtâd, Nücebâ, Büdelâve bütün Evliyâ bu yoldan vâsıl olmusdur. Bu yola, (Sülûk yolu) da denir. Bu yolda, vâsıta, aracı lâzımdır. Her iki yolun reîsi ve rehberi Resûlullahdır. Vilâyet yolunun imâmı, feyz kaynagı, hazret-i Alîdir. Bu yolda, Resûlullah onu vekîl etmisdir.Hazret-i Fâtıma ve Hasen ile Hüseyn onunla ortakdırlar. Bu yolda gidenlerin hepsine feyz ve hidâyet, hazret-i Alînin aracılıgı ile gelir. Ondan sonra hazreti Hasen ve Hüseyn bu vazîfeyi teslîm aldı. Bunlardan sonra, sıra ile, oniki imâmın evlâdına verildi. Sonları olan Muhammed Mehdîden sonra, baskasına verilmedi.