Arama


buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
2 Şubat 2012       Mesaj #62
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Büyükbaş Hayvancılık

Türkiye, 11.789.000 baş sığır varlığı ile önemli bir potansiyele sahip olmakla birlikte hayvan başına verimin düşük olduğu da bilinen bir gerçektir. Bunun pek çok ve genelde birbirine bağlı nedenleri vardır. Başlıcaları sığır populasyonunun genelde düşük verimli yerli ırklardan oluşması, başta kaba yem olmak üzere yem üretiminin yetersizliği, yem fiyatları ile ürün fiyatları arasındaki dengesizlik, hastalık ve zararlılarla etkin bir mücadelenin yapılamaması, pazarlama zincirinin uzunluğu,üreticiler arasındaki örgütlenmenin yetersizliği, kredi ve teşviklerin yetersizliği şeklinde sıralanabilir.
Türkiye sığır varlığı 1928 yılından 1984 yılına kadar sürekli bir artış göstermiş, fakat 1984 yılında yapılan ilk genel hayvan sayımı sonuçlarına göre ani bir azalma olmuştur. Söz konusu yıldan günümüze kadar ise, önemli bir değişiklik olmamasına rağmen, az da olsa bir düşüş gözlenmektedir. Bu durum Türkiye’de son yıllarda üretimi arttırmak için sığır sayısını arttırmak yerine, birim hayvan başına verimi arttırma çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de sığır ıslahı çalışmaları başlangıçta yerli ırkların seleksiyon yoluyla verimlerinin arttırılması şeklinde yürütülmüş; daha sonra bunun yetersiz olduğu anlaşılınca yurt dışından kültür ırkı sığır ithal edilmeye başlanmıştır. Ciddi anlamda ithallere 1925 yılında başlanmıştır. 1958 yılında ise Dünya Kliseler Birliği’nin hibesi ile Esmer, Siyah Alaca, Jersey, Aberdeen Angus ve Hereford sığırları ülkemize getirilmiştir. Bundan sonra da sığır ithali çalışmaları hız kazanmıştır. Sığır ithalleri 1987 yılına kadar az da olsa devam etmekle birlikte, bu yılda gerek devlet eliyle,gerekse özel sektör tarafından gebe düve ithalleri hız kazanmıştır. Türkiye’de sığırcılığın geliştirilmesi için mevcut sığır populasyonu içerisinde yüksek verimli kültür ırklarının oranlarının arttırtılması ve yerli sığırlarımızın yüksek verimli kültür ırkı sığırlarla melezlenmesi hedeflenmiştir. Ne var ki ithaller tüm hızıyla sürerken, ülkemizin coğrafi özellikleri ve hayvanların yetiştirilecekleri işletme şartları yeterince dikkate alınmadığından istenilen başarıya ulaşılamamıştır.
Sığır ıslahı çalışmaları, kültür ırklarının ithali ile yeni bir boyut kazanmış ve yerli ırkların melezleme yolu ile ıslahı yanında, kültür ırklarının da saf olarak yetiştirilmesi amaçlanmıştır. Melezlemelerde doğal aşımın yanında,1925 yılından itibaren uygulanmaya başlanan yapay tohumlamanın da etkisi olmuştur. Ancak yapay tohumlamdan istenilen başarının elde edildiğini sölemek mümkün değildir.
Genel hatlarıyla ele alınan ve mevcut durumu ortaya konulmaya çalışılan sığırcılığın ülke ihtiyaçlarına cevap verecek düzeye getirilmesi için belirtilen sorunların bir an önce ele alınıp çözüme kavuşturulması gereklidir.
Bunun için;
1) Halen tahminen 1997 yılı itibariyle %45’i yerli ırklardan oluşan sığır populasyonumuzun bir an önce ciddi bir melezleme programıyla ele alınarak melez genotiplerin sayısının arttırılması gereklidir.
2) Yapay tohumlama uygulaması ülkemizde uzun yıllardan beri yapılmasına rağmen,yeterli etkinlikte değildir. Tarım ve Köyişleri Bakanlı’nın yeterli desteğinin sağlanması yanında, özel sektörün de bu konuya daha etkin katılımı sağlanmalıdır. Bununla birlikte,daha önce uygulanmış olan köylere boğa barınakları kurmak suretiyle tabii tohumlamanın da etkinliği arttırılmalıdır.
3) Damızlık boğaların seçiminde bilimsel yöntemlere başvurulmalı ve ülkemizde döl kontrolü çalışmaları başlatılmalıdır. Bu konuda Tarım Bakanlığına bağlı üretim kuruluşlarının (TIGEM) potansiyelinden yararlanmak mümkündür.
4) Damızlık dişi hayvan ithali durdurulmalı veya kontrollü şartlarda en az düzeyde yapılmalıdır. Bunun yerine,yerli sığırlarımızın tohumlanmasında kullanılmak üzere döl kontrolü yapılmış boğalardan elde edilen sperma veya embriyo ithali yapılmalıdır.
5) Yeni kurulacak işletmelerin ihtiyaç duydukları damızlıkları yurt içi kaynaklardan temin etmeleri konusunda teşvikler uygulanmalıdır.
6) Ülkemiz,coğrafi yapı ve iklim açısından oldukça farklı bölgelere sahip olduğundan,kültür ırklarının adaptasyon yetenekleri de dikkate alınarak melezleme programlarının bölgesel bazda ele alınması gereklidir.
7) Ülke genelinde özel sektör entansif sığır yetiştiriciliğine teşvik edilmelidir.
8) Kaba yem açığını gidermek amacıyla yem bitkileri üretimi desteklenmeli, silaj yapımı ve kullanımı konusunda yetiştiriciler bilinçlendirilmelidir. Kesif yeme,önce önceden olduğu gibi sübvansiyon uygulanmalıdır.
9) Besiciliğe teşvik ve subvansiyon uygulanmalı, verilen kredilerin etkin denetimi yapılmalıdır.
10) Yıllardır gündemde olan et ithalatına son verilmeli ve üreticiyi koruyacak tedbirler alınmalıdır. Ancak,üretim-tüketim dengesi sonucu tüketiciye ucuz et temini gerçekleştirilemiyorsa ve bu nedenle mutlaka hayvansal ürünler ithal etmek gerekiyorsa; canlı hayvan ithal edilerek,daha sağlıklı ve imalat sanayinin hammaddesini de sağlayacak bir ithalat rejimi ele alınmalıdır.
11) Gerek et,gerek süt üreticilerine uygulanacak subvansıyonlar üretimi artırıcı yönde olmalı ve bu teşvikler miktar esasına göre değil, satış fiyatının belli bir oranı şeklinde olmalıdır.
12) Aracıların ortadan kaldırılması amacıyla; üreticilerin, birlik ve kooperatifler vasıtasıyla örgütlenmesi teşvik edilmelidir.
13) Hastalık ve zararlılara karşı etkin bir mücadele yapılmalı, bu amaçla ülkesel bazda ciddi programlar uygulanmalıdır.
14) Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl ve İlçe örgütlerinin yetiştiricileri bilinçlendirmek amacıyla demonstrasyon çalışmalarına ağırlık vermesi gereklidir.
15) Özellikle batı bölgelerimizde uygulanan ve bir özel ıslah ve üretim modeli olan ANAFI benzeri projelerin uygulamaya konulması gerekir.

Konu başlıkları
  • Süt Sığırlarının Doğum, Buzağılama, Tohumlama ve Sürüden Ayrılma Kayıtları
  • Soykütüğü Belgesi
  • Islah Programı
  • Damızlık Süt Sığırlarında Soykütüğü Talimatı
  • Damızlık Olarak Kullanılan Boğa ve İneklerin Döl Verimi
  • Damızlık Değer Tahmini
  • Suni Tohumlama
  • Sığırların Süngerimsi Beyin Hastalığı





BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK

İNEK
Büyük baş hayvanlar içinde en fazla sığır(inek, öküz ,dana, manda) yetiştiriciliği vardır. Sığırlar içinde de en fazla inek yetiştirilmektedir. Bütün bölgelerimizde inek yetiştiriciliği vardır. Ama en fazla Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi ile Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum-Kars Bölümünde gelişmiştir. Karadeniz Bölgesinde gelişmesi yağışların fazla olmasından dolayı çayırların fazla olmasıdır. Erzurum-Kars bölümünde gelişmesi yaz yağışlarıyla oluşan gür ot ve çayırlıklardır. İnek yetiştiriciliği ayrıca şeker fabrikaları çevresinde de gelişmiştir. Şeker pancarı küspesinin hayvan yemi olarak kullanılmasından dolayı.

MANDA
Bol sulu bataklık ve göl kenarlarında beslenir. Yurdumuzda başta Karadeniz Bölgesi kıyı kesimi olmak üzere G. Marmara bölümünde yetiştiriciliği yaygındır. Et kalitesi düşük olduğundan yetiştiriciliği fazla gelişmemiştir.

*** Büyükbaş hayvancılık Doğu Bölgelerimizde mera hayvancılığı şeklinde iken Batı Bölgelerimizde ahır hayvancılığı şeklindedir.

Büyükbaş Hayvancılık Tarım Takvimi

OCAK

- Elde bulunan sığırların , yetiştirme ve hastalıkları yönünden , sağlık kontrolleri yaptırılarak, sığır kadrosu belirlenir. Özellikle tüberküloz, paratüberküloz testleri ile , Brucellosis yönünden serolojik yoklamalar ve mastitis taraması yapılır.
- Hayvanlar şimdiki durumları ve verimlerine göre gruplara ayrılarak , bakım ve yemleme programları saptanır.

- Sağlıklı ve yüksek verimli yavru elde edebilmek için , ineklerin suni tohumlamasına başlanır. Bu mümkün olmadığı takdirde , veteriner kontrolünden geçmiş iyi nitelikli ve sağlıklı bir boğa ile doğal tohumlama yapılır.

- Şecere , verim ve sağlık kartları aylık olarak işlenir.

- Buzağı bölmelerindeki iç ısının 10-12 C,sığırların bulunduğu bölümdeki sıcaklığın ise 16-18C arsında tutulmasına çalışılır. Havalandırma kontrol altında tutulur.

- Uygun hava koşullarında , hayvanlar ahır dışına çıkarılır. Ahır içi temizlenip %3 lük sodalı sıcak su ile yıkanır.

ŞUBAT

- Sert ve rüzgarlı olmayan yağışsız günlerde ,sığırlar tımar edildikten sonra ahır dışına çıkarılır. Rutubetli ,temizlenmemiş taban ve toprak zeminlerin birçok mikroorganizmaların çoğalmalarına ortam hazırladığı ne bunların hayvanların sağlık durumlarının bozulmasına neden olduğu bilincine varılarak , diğer işler bittiğinde , derhal ahır temizlenip, zemine yataklık serilir.(Sap,saman , talaş gibi yataklıklar aynı zamanda hayvanlarda ısı kaybını da önler ).
- Kanatlı ve eklem bacaklı zararlılar, kış aylarında alçak basınçlı ve sıcak ahırlarda saklanırlar. Pencere, kapı ve vantilasyon yolu ile hava değiştirilir ve bu yolla zararlıların ahırda yerleşmeleri engellenir.

- Hayvanlar içeri alınırken ,ısı kontrolü yapılmalıdır.(Hayvanların fizyolojik uyum sağlamaları için,iç ve dış ısı arasında fazla bir fark olmamalıdır.)

- Sığırların yeşil yem ihtiyaçları , silaj yemler veya hayvan pancarı ile karşılanmaya başlanır.

- 4-8 aylık dişi danalara S.19 aşısı , doğumları yaklaşan sığırlara septisemi aşısı yapılır.Bütün sığırlara nokra için paraziter ilaçlama uygulanır.

- Sığırlar haftada bir kere veteriner hekim kontrolünden geçirilir.Doğum yapacak sığırlar ayrılır;hasta hayvan varsa ,derhal tedavisi yapılır.Doğum yapacak inekler, doğumlarına iki ay kala sütten kesilerek kuruya alınır.

MART

- Periyodik olarak sığırların tohumlanmasına devam edilir. Gelişmesi iyi 18-22 aylık Holştayn düveler ile, 18-24 aylık Montofon düvelerde ilk defa tohumlamaya verilir.(Tohumlamada yararlanılacak boğalar, 18 ayını doldurmadan, yetiştirme hastalıkları yönünden testleri ile verim kayıtları incelenmeden, tohumlamada kullanılmamalıdır. Her fırsatta suni tohumlamadan yararlanma yoluna gidilmelidir.)
- Bütün sığır materyaline şarbon, yanıkara, gerektiğinde sığır vebası aşıları yapılır.

- Nokra mücadelesine devam edilmelidir.Danaların septisemi serumu, numaralama ve boynuz köreltme işlemine devam edilir.Doğan buzağıların göbek kordonu temiz bir makasla kesilir,günde iki defa tentürdiyot döküp gazlı bezle fazla sıkılmadan bağlanır.

- Sığırların rasyonlarında enerji ihtiyaçları iyi dengelenmeli, geçici de olsa, noksan besleme yapılmamalıdır. Gebeliğin ilk aylarında besleme kaba yemlere dayalı olabilir. İki yaşına gelmiş dişi materyali de fazla beslememelidir. Çünkü,fazla besleme nedeniyle, cinsel bezler yağlandığından, üreme gücü azalır.

- Bu ayki çalışmalarda secere, verim ve sağlık kartları işlenir.

NİSAN

- Sığırlar mevsim koşulları uygun olacağından , meradan dikkatli bir şekilde yararlandırılır. Sığırların yem ihtiyaçları verim, mera ve gelişme durumları gözönüne alınarak hesaplanır.
- Sığırlara şap aşısı uygulanır.

- Yemlik ve su kaynaklarının temizliği ve ilaçlaması yapılır. Gübrelikler kaldırılır.

- Ahır koşullarının sağlıklı olması sağlanır.

- Meme hastalıkları yönünden devamlı kontrol yapılır. Sağım süresince , birbirini izleyen iki ay arasında %5-10 olan süt azalması miktarı, bundan daha fazla miktarda olduğunda, sağım hatası ve beslenme hatası yanında, bir hastalık olasılığı düşünülmeli;varsa iyileştirme yoluna gidilmelidir.

- Nokra mücadelesi titizlikle sürdürülür.

MAYIS

- Tohumlamaya devam edilir. Doğuran inekler doğumlarından iki ay sonra , boğaya verilir.
- Erkek danalar ve sürüye katılması istenmeyen dişi dana ve düvelerin vücut ağırlıkları en az 400-450 kg. olduğunda, kasaba sevk edilir.Kilo almayanların besisine çalışılır.

- Ahır yemlemesinden tamamen mera hayvancılığına geçilir.Meraya , çiğ ve kırağı kalktıktan sonra çıkılmalı, sakin ve rahat bir otlatma sağlanmalı;parazit yumurtaları genellikle rutubetli çayır ve mera kısımlarında bulunduğundan, böyle yerlerde hayvan otlatılmamalıdır.

- Hayvanlar iç parazitlere karşı ilaçlanır.Gübrelikte biriken gübre uzak bir yere götürülür veya satılır.

- Aylık verim ve sağlık kontrolleri yapılır;kartlara işlenir.

HAZİRAN


- Doğum sonrası sağım ve çiftleştirme işleri sürdürülür.
- Parazit durumuna göre, dikkatli olarak iç paraziter ilaçlama yapılır. Günlük tımar işleri aksatılmadan yürütülür.

- 4-8 aylık dişi danalara S-9 aşısı uygulanır.

- Doğan buzağıların boynuz köreltmesi ve kulak numaralama işlemleri yapılır.

- Mera gıda ihtiyacını karşılayabilecek durumda olduğundan, mera otlatılmasına geçilir. Yalnız, 10 kg’dan fazla süt veren sığırlara kesif yem ve nitelikleri bozulmamış kaba yem ile takviye yapılır. Ocak ayında doğan buzağılar erkek ve dişi ayrı ayrı sürüler halinde meralandırılır. Ot ve yem yemeğe alışan buzağılara verilen süt azaltılır ve su verilmeye başlanır.

- Ahırlar temizlenerek badana ve dezenfeksiyonları yapılır.

TEMMUZ


- Mera ihtiyacın tamamını karşılayacak durumda olduğunda; kısıtlı yemleme uygulanır.
- Sağılan ineklerde meme hastalığına dikkat edilmelidir. Meme, meme başları ve süt sekresyonu sık sık kontrol edilmeli; sağım saatlerinin aynı saatlerde ve eşit aralıklarla yapılmasına çaba gösterilmelidir.

- Hayvanlar ahıra alındığında sabah- akşam iki defa tımar edilir. Ahır temizliği ve dezenfeksiyonu yapılır. 6-8 baş hayvana 20cm. çaplı baca olacak şekilde ahırda havalandırma sağlanır.

- Gebe ineklere septisemi aşısı uygulanır. Gebeliğin son günlerinde olan ineklerin gıdaları sulu, hazmı kolay, yumuşak ve gaz yapmayacak yiyeceklerden düzenlenir.

- Aylık verim ve sağlık kontrolleri yapılarak kartlarına işlenir.

AĞUSTOS


- Ahır besisi yapılanların dışındaki diğer sığırlarda mera hayvancılığına devam edilir. Gebe ineklerin gebelikleri ilerlediğinde, meralandırılmalarına özen gösterilir. Gerektiği takdirde suni meralardan yararlanılır.
- Theileriosis hastalığına karşı koruyucu aşılama yapılır.

- Bir yaşına gelmiş erkek ve dişi hayvanlara tüberculin uygulanır.

- Günde sekizer saatlik aralarla üç defa sağım yapmaya çalışılır. (Bu yöntem fazla süt verimli sığırlarda kesinlikle uygulanmalıdır. Böyle sığırlar ilave yemler ile beslenmelidir).

- Damızlık boğaların spermaları kontrol edilir.

- 7-8 haftalık buzağılara erken sütten kesim düşünülebilir. Normal olarak 12-16 haftalık oluncaya kadar süt verilir.

EYLÜL


- Gebe ineklere iyi bir bakım gösterilmelidir. Doğumlarına 1,5-2 ay kala sığırlar sütten kurutulmaya başlanılmıştır. Doğum locaları ve buzağı bölmeleri yeniden gözden geçirilerek noksanlıklar tamamlanıp, dezenfeksiyonları yapılır.
- Herhangi bir nedenle yavru atımı görüldüğünde, böyle hayvanlar derhal tecrit edilerek, gerekli araştırmalar yapılmalı; bulaşıcı bir hastalık durumunda, etkin önlemler alınmalıdır.

- 4-8 aylık dişi danalara Br. S. 19 aşıları uygulanır.

- Doğumu yaklaşan sığırlara, buzağı septisemi aşısı uygulanır.

- Kış ayları için gerekli gıda ihtiyaçları sağlanır. Silaj çukurları doldurulup, üzerleri tekniğine uygun bir şekilde kapatılıp, kış sezonuna hazır bir duruma getirilir.

- Aylık kayıtlar tutulur.

EKİM


- Şap ve yanıkara aşıları yapılır.
- Tüberküloz, paratüberküloz testleri ve brucellosis yönünden serolojik yoklamalar yapılır.

- Çevrede görülen salgın hastalıklara karşı gerekli tedbirler alınır.

- Ay içinde nokra mücadelesi yapılır.

- Genç hayvanlar ile yaşlılar ayrı meralarda otlatılır, ayrı ahırlarda barındırılır.

- Aylık verim kontrolleri yapılarak, kayıtları tutulur.

KASIM


- Tohumlama ve tohum hizmetlerine devam edilir.
- Mevsim ve işletme koşullarına göre, yem değişikliğine-hayvan alıştırılarak geçilir.

- Gebeliğin son üç ayında, ananın daha yoğun bir şekilde beslenmesine çalışılır.(İlk aylarda 5 kg, son ayda 10kg süt veriminde verildiği kalite ve miktarında yem verilmeli, yalnız kesif yem miktarı titizlikle dengelenmelidir.)

- Doğum sonrası görülebilecek meme iltihabı ve diğer hastalıklar için, bir önlem olmak üzere, gebe analara antibiyotik kürü uygulanmalı; yemlere mineral karması katılmalıdır.

- Bu ayın ortalarına kadar nokra mücadelesi yapılır.

ARALIK


- Değişen hava durumuna göre, ahır iç sıcaklığı en az 15-20C olacak şekilde, kapı ve pencereler kapatılır. Yataklıklar sık sık değiştirilip, yerine kuru iki kat yataklık serilir.
- Hasta hayvan olursa, tecrit bölmesine alınır. Salgın hastalık görüldüğünde, gerektiği şekilde işlemler yapılır.

- Hayvanların kışlık yem, ot ve yataklık muhafaza yerleri, kar ve yağmur suları girmeyecek şekilde, kapalı tutulur. Bu konuda, gerektiğinde ahır tavanı çatı aralığından faydalanılabilir.

- Damızlık kadronun %10’u kasaplık, %10’u da damızlık olarak satılacak şekilde ayarlanılarak, yeni yetiştirme yılına geçilir.

- Hayvanların yaşama ve verim payları çok iyi hesap edilerek, içinde enerji ve mineral maddeleri içeren kaliteli yemlerle beslenmelidir.

- Yıl sonunda mali hesaplar çıkarılır.




Sağım Ünitesi

Serbest duraklı ahır sisteminde, sağım yeri işletmenin hayvan kapasitesine göre, işletmenin iş akışını kolaylaştıracak bir bölümde inşa edilmeli ve hayvanların sağım yerine girip çıkmaları fazla müdahaleye gerek kalmadan sağlanmalıdır. Bağlı duraklı ahır sisteminde genellikle hayvanların duraklarda sağılmasını sabit sağım sistemleri kullanılmaktadır.

Doğum Locası

Bir inek için yemlik ve suluğa sahip olması şartıyla 12-14 m² lik aln gereklidir.

Buzağı Bölmeleri, Barınakları

Süt sığırı yetiştiriciliğinde buzağıların sağlıklı büyütülmeleri önemlidir. Buzağı ölümlerinin önemli bir kısmı doğumu takip eden ilk günlerde ve süt emme döneminde olmaktadır. Bunun sebebi büyük oranda kötğü çevre şartlarıdır. Süt emme döneminde sağlıklı büyüyen buzağılar, daha sonra sağlıklı ve verimli olurlar. Buzağılar özellikle hayatının ilk haftalarında inek ahırlarında ve diğer buzağılardan ayrı, tek buzağıya yeterli büyüklükteki özel bölmelerde barındırılmalıdırlar. Sütle besleme dönemi sonuna kadar buzağıların birbirinden ayrı bırakılıp beslenmesi; birbirlerini sindirim sistemlerinde kıl yumaklarının oluşmasını engellediği gibi, hastalıklarının yayılmasının da önüne geçebilir. Bölmelerde bir kesif yem kabı, kuru ot için bir yemlik ve suluk koymak için de ayrı bir kısım olmalıdır. Buzağı bölmeleri sabit ve hareketli olabilir. Tabanda idrar asla biriktirilmemelidir. Bunun için taban eğimli yapılmalıdır. Buzağıların birbirini yalamamaları için bölmeler arası uygun bir malzemelerle kapatılmalıdır. En önemlisi bölmeler aydınlık, havalandırılabilir olmalı ve buzağılar hava cereyanından mutlaka korunmalıdır.

Açıkta Seyyar Buzağı Kulübeleri

Eskiden buzağılar ahırda anasının yanında havasız yerlerde büyütülmektedir. Buralarda ahırın kirli havasını solumakta, birbirleriyle ve kirli şeylerle temas hainde olmaktadır. Bu nedenle başta solunum sistemi ve ishal olmak üzere birçok hastalığa yakalanmaktadır.

Açıkta seyyar kulübeler, sürekli temiz hava, temiz kulübe, Ferdi halde tutulduklarından yemleme ve gelişmenin iyi takip edilmesi, hastalıkların hemen belirlenmesi,istendiği yere taşınması, temizliğinin kolay olması, işçiliğin az olması gibi bir çok avantajı söylenebilir. Bugün, Araştırma Enstitülerinde ve bazı Tarım İşletmelerinde buzağılar açıkta seyyar kulübelerde yetiştirilmektedir. Seyyar kulübeler, Ahşap, metal, plastik vb. malzemelerden basit ve ucuza yapılabilmektedir. Dolayısıyla sabit yatırım masrafları da azaltılmış olur.

Açıkta seyyar kulübelerde buzağılar dört mevsimde ve her türlü hava şartlarında dışar da yetiştirilebilir.

- Buzağıların Kulübelerde Bakım Beslenmesi

Buzağılar doğduktan hemen sonra anasından ayrılır. Gerekli müdahaleler yapıldıkta sonra hazır kulübelere konur. Buzağı biberonları ile günlük bir iki sefer Ağız sütü verilir. Böylece buzağılar kolayca suni emzirmeye alıştırılmış olduğu gibi, içip içmediği de kontrol edilmiş olur. Herhangi bir problem erkenden tespit edilmiş olur.

Daha sonra buzağılara canlı ağırlıklarını %10r17; u kadar süt sabah ve akşam verilmelidir. Bazı buzağı besleme programları bulunmasına karşılık pratik olarak, sabah ve akşam ikişer litreden dört litre sütten kesime kadar verilmelidir. Sütlerin ısısı vücut sıcaklığına yakın olmalıdır. Aksi halde ishale yakalanabilirler. Sütler emzikli kovalarla yada buzağılar hazırlanmış biberonlarla verilebilir. Bir haftalıktan itibaren kuru ot yada yonca, buzağı büyütme yemi ve su önlerine konulmalıdır. Günlük süt verilirken yem ve suları kontrol edilir. Altlıkları değiştirilir.

Sütten kesim için şu üç kurala göre karar verilebilir;

Canlı ağırlığa göre; hedeflenen canlı ağırlığa gelmiş buzağılar sütten kesilebilir.

Yaşa göre ; istenen aylık (2-3 ay arası) Yaşa Ulaşanlar sütten kesilebilirler.

Sütten kesildiğinde yeteri kadar yem yiyebileceklerine kanaat getirildiği zaman sütten kesilebilirler. Bunu 4-5 gün yedikleri günlük yem takip edilir, yeteri kadar günlük yem yiyebiliyorsa sütten kesilir.

Sütten kesilen hayvanlar kulübeden çıkarılıp, istenen şekilde yetiştirilip barındırılabilir. Her mevsimde ayni şekilde yetiştirilebilir.

- Açıkta Seyyar Kulübelerin Yapısı

Kulübeler 110 x 110 x 110 cm boyutlarında, kapalı yanları çitle çevrili gezinti alanına sahiptir. Yemlik ve suluk açık kısımda bulunmaktadır. Yağışlara karşı korunur durumda olmalıdır. Tabanı, ahşaptan ızgaralı olup altlık serilmesinde yarar bulunmaktadır. Kulübeler kuzey tarafı kapalı, rutubetsiz, drene edilmiş alanlara, yönleri güneye dönük yerleştirilmelidir.

Genç Hayvan Büyütme Üniteleri

Her bir hayvana büyüklüğüne bağlı olarak 30-60-cm yemlik uzunluğu gereklidir.

10-15 hayvanlık bir bölmeye bir adet otomatik suluk konmalıdır.

Yemlik ön kısım yüksekliği 40-50 cm civarında olmalıdır.

Hayvan başına 2,5 m² lik alan yeterlidir.

Hayvanlar bölme içersinde serbest olmalıdır.

Sığır Barınakları hakkında Genel Bilgiler

Bir hayvancılık işletmesinde, hayvanların barındırıldıkları alanlara barınak adı verilir. Sığır barınakları ahır olarak isimlendirilir.

İşletmeler büyüdükçe ve üretim entansifleştikçe barınak sistemi artar. Bu nedenle bir işletmede uygulanacak sisteme karar vermede sadece hayvanların çevre istekleri yeterli olmaz. Bunun yanında hem kuruluş, hem de işletme aşamasındaki maliyetleri dikkate almak gerekir.

İster yeni yapılsın isterse mevcut bir yapının yeniden düzenlenmesiyle elde edilecek olsun sığır barınaklarında (ahırlarda) aranacak genel özellikler şunlardır.

Barınaklar:

1) Hayvanları ve çalışanları kötü hava koşullarından korumalı,
2) Hayvanların yaralanmalarına yol açmamalı, aksine hareketlerini kolaylaştırmalı,
3) Hayvanlar yem ve su gereksinimlerini karşılayabilmeli
4) Sığırların yönetilmelerinde kolaylıklar sağlanmalı
5) Çeşitli yaş gruplarından hayvanların ihtiyaçlarına cevap verebilmeli.
6) Sağımın düzgün, temiz ve kolay yapılabilmesine imkan vermeli
7) Yem depolama ve gübre biriktirme imkanlarına sahip olmalı
8) İşgücü gereksinimini en aza indirmeli,
9) Yörede bol ve ucuz bulunan malzemeleri kullanarak ve düşük maliyetle inşa edilebilmelidir.

Bir süt sığırcılığı işletmesinin ihtiyaç duyduğu binalar ve bunların büyüklüklerini belirleme yanında önemli bir iş de bunların uygun yerleşimidir. Binalar yerleştirilirken genel yerleşim planı ve iş akışı ile binaların çevreye uyumu da göz önünde tutulmalıdır. Örneğin işletmenin zamanla büyütebileceği dikkate alınarak gelişim alanı başta düşünülmelidir. Ayrıca ahır dikkate alınarak gelişim alanı baştan düşünülmelidir. Ayrıca ahır ile gübrelik, yemlik ve sağım yeri gibi diğer bütünleyici ünitelerin konumları iş gücünü verimli kullanacak şekilde belirlenmelidir. İşletme yapılarının tümü ile genel yerleşim alanı arasında bunların birbirlerine zarar vermeleri veya gelişmelerini önlemelerine yol açacak bir etkileşime izin verilmemelidir.

a) Sığır barınaklarında yer seçimi:Yetiştirici büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için barınak yapaksa ilk bilmesi gereken konu ahırın nereye yapılacağıdır. Tesislerin kurulacağı arazinin hafif eğimli ve toprağın geçirgen olması oldukça önemlidir. İmkan var ise eğim cephesi güneye bakmalıdır. İşletme artıklarının yerleşim bölgelerinin yakınında olmamasına ve bölge hakim rüzgarlarının yönü dikkate alınarak tesislerdeki kokunun insanları rahatsıs etmemesine özen gösterilmelidir.


b) Barınaklarda Temel: Sağlam toprağın üzerine taş veya diğer inşaat malzemeleri ile barınağın temeli atılır. Temel derinliği sıcak yerlerde 30 cm, soğuk yerlerde 60 cm olmalıdır. Temel rutubete karşı tecrit maddesi ile korunursa çok iyi olur.

c) Barınaklarda Zemin: En iyi zemin tuğla ile yapılır. Bu amaç için hazırlanmış tuğlalarla çok sağlam bir zemin yapılır. Taş veya beton zemin oldukça iyidir.Taş zeminler soğuk tutar temizliği zor olur. Beton kullanılırsa önce taş döşemeli, arlarını çakıl ile doldurulup, üzerine kömür cürufu döküp iyice dövdükten sonra yüksek dozajlı betonu dökmelidir. Beton zeminde hayvanlar kayıp düşmesin diye üzerine oluklar açmayı unutmayalım. Ahırın uzunlamasına yani idrar kanalının gübre çukuruna doğru eğimi %1 olmalıdır. Durakların gübrelik ve idrar kanalına doğru eğimi %1-2 arasında olmalıdır.

d) Barınak duvarları: Duvar yapımı için tuğla, briket, betonarme, ker*** gibi inşaat malzemeleri uygundur. Duvarların iç ve istenirse dış yüzü sıvanmalıdır. Tesis kurulacak yer 1. ve 2. Derece deprem bölgesinde ise inşaatın sağlamlığı için ne yapılması gerektiği uzmanlardan öğrenilmelidir.

e) Ahırın Yüksekliği-Çatı-Tavan: Ahırların tabandan saçaklara kadar yüksekliği tesisin bulunduğu bölgenin iklimi ve ahırdaki hayvan miktarına göre değişmekle birlikte 3-3,5 metre arasında olmalıdır. Çatı için sıcağını dışarıya dışın soğuğunu içe geçirmemelidir. Yağmur suları içeriye akmamalıdır. Doğal havalandırmamayı sağlamak için 22-25 cm lik bir çatı eğimi olmalıdır. Ahırın tavan veya çatısının naylon, ziftli bez gibi gaz geçirmeyen maddelerden kaplanması kiremit altına bu maddelerden döşenmesi havalandırma açısından çok sakıncalıdır.

f) Ahırın Kapı, Pencere Ve Bacaları İle İlgili Bilgiler: Kapılar ahşap ve metal olabilirler. Şayet kapılar büyük ise metal olması daha iyi olur. Ahırın büyüklüğüne uygun olması gerekmektedir. Kapıların kenarları keskin köşeli olmamalıdır.

Pencereler hayvanlar için gerekli olan ışık ve havayı sağlamaktadırlar. Ahırda pencere hesaplaması ahırın büyüklüğüne göre hesaplanmaktadır. Ahırdaki pencere alanı ahırın taban alanının yirmide birinden az olmamalıdır. Örnek verecek olursak 200 m²r17;lik bir ahırımız varsa ihtiyaç duyulan pencere alanı 10 m² hesaplanmalıdır. Pencereler vasistaslı olmalıdır. Yani çerçeve alttan menteşe ile kasaya bağlı, üstten içeriye doğru açılacak şekilde olmalıdır. Pencereler ahşap ve metalden alabileceği gibi plastikten de olabilir Pencereler hayvanların omuz yüksekliğinden en az 40-50 cm yüksekliğinde olmalıdır. Yani içeriye giren hava hayvanlar üzerinde cereyan oluşturmamalı ve dışarıya doğru olan hava akımını engellememelidir.

Ahırda biriken kirli hava havalandırma bacalarından dışarıya çıkar. Baca olmassa ahır havalanamaz. İnşaat esnasında havalandırma bacaları konulmamışsa yaklaşık 5 m de bir ve mahya açıklığının sağ ve solunda olacak şekilde çatının en yüksek yerine boyutları 25 x 25 cm az olmayacak şekilde bacalar yapılmalıdır. Bacaların üzerine yağan yağmur ve kar sularının akmaması için uygun malzemeden şapka yapılmalıdır. Birden fazla bacanın gerektiği hallerde baca kesit ve yüksekliklerinin aynı olması gereklidir. Baca etkili yüksekliğinin yeterli bir havalandırma için en az 4 metre olması gereklidir. 100m² bina taban alanı için en az bir adet baca hesaplanmalıdır. Bacanın iyi çalışabilmesi için izole malzemelerle kaplanması, çatı mahyasından itibaren baca yüksekliğinin en az 60 cm olması ve baca ucunun 15-2 cm kadar tavandan içeri girmesi gereklidir.

g) Gübre Çukuru

Gübre çukurunun boyutları hesaplanırken 500 kg canlı ağırlığında bir hayvan ortalama yılda (500 x 0,08 x 365) 14,6 ton civarında gübre ürettiği ve gübre çukurunun yılda kaç kez boşaltılabileceği gibi unsurlar göz önünde bulundurulmalıdır.

5.2. Üretim Yönlerine Göre Sığır Barınaklarını Planlarken
[Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu]

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:

5.2.1. Süt Sığırı Barınakları
[Konu Başlığı] [Önceki Konu] [Sonraki Konu]

Süt sığırı barınaklarını planlarken;

Hayvanlar için en uygun çevre koşullarını sağlayabilmeli,
Maliyeti olabildiğince düşük olmalı,
Ahırımızı zamanla büyütebileceğimizi düşünerek yapmalıyız,
Ahırımızın çeşitli yaş gruplarından hayvanları barındırabilecek bölümleri olmalı,
Ahırda çalışanlar hem kolay ve zahmetsiz çalışabilmeli, hem de ahırımızın sağlık ve korunma koşulları iyi olmalıdır.
Süt sığırları için yapılacak barınaklarda süt sığırlarının çevre istekleride göz önünde tutulmalıdır. Genel olarak;

Sığırlar -18°C ile +24 °C arasındaki sıcaklığa adapte olabilirler. İnekler için en uygun ortam sıcaklığı 10-15 °Cr17; dir.

Ahırdaki nem oranının ise %60-80 arasında olması istenir.

Barınaklarda havalandırmanın da öneminden daha önceki konularda bahsetmiştik. Sağmal bir inek için saate 50 m³, bir buzağı için saate 10 m³ civarında havalandırma sağlanmalı, hayvan başına 20 m³ temiz hava ortamda bulundurulmalıdır.

Çalışanların işlerini kolaylaştırmak ve hayvanları daha kolay kontrol etmek için ise geceleri aydınlatma yapmak gerekmektedir. Aydınlatmada mümkünse floresan lambalar kullanılmalıdır. Her bir m² zemin alanı için 2,5 watt varise sağım ünitesinde her bir m² zemin alanı için 10 wattr17; lık ışık kaynağı kullanılmalıdır.


Hayvansal üretimin önemli bir kolunu oluşturan damızlık süt sığırları ve yavrularının bakımı ve beslenmesine gereken özen gösterilmelidir. Böylece daha fazla ürün elde edilerek kârın arttırılması sağlanmış olur.

SAĞMAL İNEKLERİN BAKIM VE BESLENMESİ

Günlük sağım sayısı işletmenin iş gücü ve ineklerin verim düzeyine bağlı olarak değişir. Genel uygulama günde iki sağımdır. Yüksek süt verimli ineklere sahip işletmelerde günde 3 kez sağım yapılır. Günde iki sağım yapmak için en uygun zaman aralığı 12 saattir. Eğer bu sağlanamıyorsa iki sağım arası en fazla 16 saat, en az ise 8 saat olarak düzenlenebilir.

Süt ineği yetiştiriciliği günümüzde mera şartlarından ayrılarak, tamamen ahır şartlarında yapılmaktadır. Bu nedenle ahırın fiziksel şartlarının tam anlamı ile yeterli olması gerekir. Ahırlar yoğun gaz birikiminin kolayca tahliye edileceği şekilde inşa edilmelidir. Ahırdaki zararlı gazları dışarı atmanın, hayvanlara ihtiyaçları kadar temiz hava sağlamanın ve ahır içindeki rutubeti azaltmanın en iyi yolu havalandırmadır. Bu nedenle yetiştiricinin hayvanların üşüyeceği korkusunu kafasından atması gerekir.

Normal olarak süt sığırlarının rasyonları % 60 kesif yem, %40 kaba yemdir. Bir ineğin günde tüketeceği kaba yem miktarı canlı ağırlığının % 2,5-4,5 u kadardır. Günlük silaj yemi tüketiminin 30-35 kg ı aşmamasına dikkat edilmelidir. Günlük kesif yem miktarı ise vücut ağırlığının % 2-3 ü kadardır.

İneklerin doğumdan sonra başlayan laktasyon dönemi 285-305 gün sürer. Laktasyon döneminde ineklerin beslenmesine ayrı bir özen gösterilmesi gerekir. Doğumdan sonra süt ineklerine özellikle kaliteli kaba yem yedirilmelidir. Karlı bir işletmecilik için mümkünse kaliteli kaba yem, işletmede üretilmelidir. Eksik kalan yem ise işletme dışından temin edilebilir.

GEBE İNEKLERİN BAKIM VE BESLENMESİ

Sığırlarda gebelik yaklaşık 280 gün devam eder. Gebeliğin bilinmesi özellikle kuruya çıkarma ve doğurma zamanının tespiti ve sürüde uygulanacak bakım ve beslemenin kararlaştırılması açısından önemlidir. Doğumu yaklaşan inekler sakinleşir ve hareketleri yavaşlar. Meme, özellikle düvelerde çok büyür ve gerginleşir. Doğumuna bir hafta kaldığı tahmin edilen inekler işletme içinde bu amaçla kullanılabilecek doğum bölmesine alınmalıdır. Doğum bölmesi 12-16 m 2 lik, aydınlık ve göz önünde bulundurulabilecek bir alan olmalıdır. Bölme temiz ve dezenfekte edilmiş olmalıdır. İnek doğum yapana kadar bağlanmamalıdır.

Gebeliğin ilk aylarında, yem rasyonlarının yüksek değerlerde besin maddeleri kapsaması gerekmez. Yaşama payının biraz üzerindeki besin değerleri yeterli olur. Gebelik ilerledikçe rasyonların besin maddesi kapsamı artış göstermelidir. Gebeliğin 5. ayında ortalama 5 kg süt verimine eşit, 7. ve 9. ayında ise 7-10 kg süt verimine eşit değerlerde beslenmelidir.

Bunun için örnek bir besleme programı şu şekilde olabilir.

İnek gebeliğinin ilk üç ayında;

Merada doyasıya ve günlük 1-1,5 kg kesif yem veya 4 kg kuru yonca, 10-15 kg silaj yemi, 1 kg ise kesif yem şeklinde beslenebilir.

Gebeliğin 5. ayında ise;

5 kg yoncalı kuru ot, 15 kg mısır silajı, 2 kg karma yem şeklinde bir besleme uygulanabilir.

KURUDAKİ İNEKLERİN BAKIM VE BESLENMESİ

Kuruya çıkarılan inekler mümkünse ayrı olarak barındırılmalıdır. Mastitis problemi olan ineklerin tedavilerine ağırlık verilmeli, sağmal ineklerden ayrılarak temiz bir bölmeye alınmalıdır. Eğer böyle bir imkan yok ise temizliklerine daha fazla özen gösterilmelidir.

İnekler doğumdan 2 ay önce mutlaka kuruya çıkarılmalıdır. Gebeliğin 7. ayından itibaren kurudaki inekler günde 8-10 kg süt verecek düzeyde beslenmelidir.

Böylece inek sonraki laktasyonda en iyi süt verimine hazırlanırken, sağlıklı bir buzağı da doğurmuş olacaktır.

Doğuma bir hafta zaman kala yedirilecek yemin miktarı hacimce azaltılmalı, gaz yapıcı yemler yedirilmemelidir. Kaliteli kuru ot, hasıl mısır, iyi kalite çayır otu gibi kolay hazmedilen yemlerden yararlanılmalıdır. İneklere, kuruya alındıktan sonra 2-3 hafta kesif yem verilmemeli, besleme sadece kaliteli kaba yemlerle yapılmalıdır. Doğuma 1 ay kala hayvanın yağlanmasını önlemek için, günde 3,5-4 kg geçmeyecek şekilde kesif yem verilmeye başlanmalıdır. Gebe ineklerin, vitamin ihtiyacını karşılamak üzere kuru dönemin başında ve sonunda olmak üzere özellikle A vitamini takviyesi yararlı olur.

Buzağıların Bakım ve Beslenmesi

Gebe inek, doğuma yakın steril bir bölmeye alınır.

Yeni doğan buzağı dış çevreyle, bu ortamda tanışır. Buzağı doğumdan 15-30 dakika sonra ayağa kalkar ve meme aramaya başlar. Memeler temizlenip kontrol edildikten sonra buzağının emmesine yardımcı olunmalıdır. Buzağıların büyük bir kısmı doğumdan 1 saat sonra yardım olmaksızın analarını emebilirler. Buzağıların beslenmesinde çok önemli bir yeri olan ağız sütü yani Kolostrum, ineğin doğumdan itibaren ilk 4 gün süresince verdiği süttür.

Buzağıların doğumu izleyen en kısa sürede ağız sütü içmeleri gerekir. Ağız sütü içinde taşıdığı bağışıklık maddeleri nedeni ile buzağının bakteriyel hastalıklara dirençli olmasını sağlar. Yalnız bu yararın sağlanması buzağının ilk 24 saat özellikle de ilk 6 saat içerinde yeterince ağız sütü içmesine bağlıdır. Ağız sütünün sindirimi kolaydır ve normalden % 40 daha besleyicidir. Ayrıca ishal yapıcı etkisi olan ağız sütü, ana karnında iken buzağının sindirim sisteminde biriken kalıntının atılmasını kolaylaştırır.

Doğumdan sonra buzağının siyaha yakın renkte jelimsi bir dışkı çıkarması ağız sütü içtiğinin göstergesidir. Anaya iyi ve kaliteli yeşil yem sağlanmışsa ağız sütü A vitamini bakımından zengindir. Buna rağmen buzağıya ilk 12-24 saat içinde enjeksiyonla A,D,E vitaminleri verilmelidir. Buzağıya içirilecek ağız sütü miktarı toplam ağırlığının % 6 sı civarında olmalıdır.

Buzağının sütten kesildikten sonra günlük 450-600 gr canlı ağırlık artışı kazanması için günlük 0,5 - 1 kg. kuru yonca otu ve 1-1,5 kg buzağı yemi tüketmesi gerekir. Süt kesiminde arzu edilen bu düzeye ulaşılabilmesi için buzağının önüne ikinci haftadan itibaren serbest olarak iyi kaliteli yonca otu, buzağı başlangıç yemi ve içme suyu mutlaka taze olarak verilmelidir. Buzağı başlangıç yemi; 1. haftadan itibaren 12. hafta sonuna kadar, buzağının önüne konulması gereken sindirilebilirliği yüksek kesif yemdir. Eğer yemler işletmede üretilecek ise yemin kalınlığı pratik olarak bulgur inceliğinde olmalıdır. Ayrıca lezzetini artırmak ve tozumayı önlemek için % 5 kadar melas katılmalıdır. Eğer yem piyasadan temin ediliyor ise pelet yem tercih edilmelidir.

Süt kesiminden sonra da buzağıların bakımına özen gösterilmelidir. Süt kesiminden sonra 2-3 hafta daha buzağı büyütme yemine devam edilmesi süt kesim stresini biraz daha azaltmaktadır. 3-6 aylık yaş grubunda bulunan buzağılarda 550-650 gr canlı ağırlık artışı sağlayabilmek için günde 2 kg kaliteli kuru yonca otu ve 1,5 kg buzağı büyütme yemi beslemede kullanılmalıdır.

Tüm hayvanların özellikle de genç hayvanların barınakları temiz, havadar ve güneş görecek şekilde olmalıdır. Hayvanların vücut gelişiminin normal olması için mutlaka meraya çıkarılmalıdır.

DANALARIN BAKIM VE BESLENMELERİ

Sütten kesilen erkek hayvanlar gruplar halinde barındırılmalıdır. Bu hayvanların barındırılacağı bölmeler yeterli yemlik ve suluğa sahip olacak şekilde oldukça basit yapılmalıdır. Bunun için en uygun barınaklar yarı kapalı sundurmalı ahırlardır. Bu tip ahırların hem inşaat maliyeti hem de işçilik ihtiyacı düşüktür. Bu barınaklar için;

Her bir hayvan için büyüklüğüne de bağlı olarak 30-60 cm lik yemlik uzunluğu yeterlidir.

10-15 hayvan konulan bir bölme için bir adet suluk yeterlidir.

Yemliklerin hayvanlar tarafında kalan kısmına 1,5-2 metre genişliğinde beton bir zemin yapılması faydalıdır.

Genç hayvanlar bağlanmamalı serbest olarak büyütme sistemi üzerinde durulmalıdır.

Bu dönemdeki danalara canlı ağırlıklarına göre yemleme yapılmalıdır. Yemlemede mümkünse Mısır Silajı, kesif yem ve Yonca, Çayır ve fiğ gibi kaliteli kaba yem kullanılmalıdır.



kaynak
Küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık nerelerde yapılır? - Hakkında, Ne, Nedir?, Yardım, F
Son düzenleyen buz perisi; 2 Şubat 2012 17:50 Sebep: yazı boyutu düzenlendi
In science we trust.