Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ekim 2006       Mesaj #1642
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hüzünbahçe



“Bir bahar günü görmüştüm” dedi genç kadın.
Ayaklarının arasında dolanan, küçük bir çocuk şımarıklığındaki kediyi kucağına aldığında.
Şimdi uzun bir zaman diliminde parçaları birleştirilen, sonbahar yağmurlarıyla demlenen bahçe loşluğunda.

Her yer yaban otlarıyla sarılmıştı, kameriye kırık dökük, her şey tarumardı.
Belli ki ne giden geri gelmiş, ne de buraya sahip çıkan olmuştu.
Şimdi şu gördüğünüz basamaklar var ya orası parçalanmış, küçük bir çukur açılmıştı.

Darmadağın olmuş bir Hüzünbahçe!

Nereye kime ulaşacağımı bilmeden günlerce bu evin önüne gelip Hüzünbahçeyi seyrediyordum.
Nihayet civar evlerin birinden biri yanıma gelerek, ne aradığımı sordu.
“Kime ait burası” diyebildim. Tek sözüm bu olmuştu.

Hüzünbahçe dediğim yerin bir hikayesi varmış.
Evvelinden şaşalı bir yermiş anlatılan.

Kapısına kilit vurulan bu bahçeli ev bana hayatın son durağında terk edilen yaşamı vurguluyordu.

Aldım!

Şu an içinde yaşadığım bu yeri eski günlerine döndürmek için verdiğim uğraşları saymayacağım.
Sadece bahçe eski bahçe, ev eski ev değildi artık.
Ellerimle onardığım.