Arama


carly - avatarı
carly
Ziyaretçi
12 Şubat 2012       Mesaj #10
carly - avatarı
Ziyaretçi
Millet Nedir ? (Detay) : Ortak bir kültür çerçevesinde bütünleşmiş ve tarih bilincine sahip en büyük insan topluluğudur. Eski çağlarda kan birliğiyle oluşan kabile, aşiret veya halk anlamında kullanılmıştır. İnsanlar, benzer özellikleri nedeniyle ortak sosyal, siyasi ve iktisadi işleyişler içinde uzun tarihi süreçler boyunca birlikte yaşamayı tercih etmekte ve aktarılan miras sonucu millet olgusu ortaya çıkmaktadır. Milleti meydana getiren en önemli unsur, tarihi bir süreç içinde kültür veya birlikte yaşama şeklinde ortaya çıkan ortak bir iradenin varlığıdır. Burada söz konusu edilen ortak kültür, birlikte yaşama iradesi ve ortak tarih gibi unsurlar, esasen karşılıklı bir etkileşim içindedirler. Ve her zaman birbirlerinin doğal neticesi olmayabilirler. Mesela ABD'de değişik kültürlerden gelen insanların birlikte yaşama iradeleriyle milleti oluşturmalarına karşılık, Türk milleti birbirinden ayrı siyasi kurumlar içinde bulunmaktadır. Dil, din veya sosyal gelenekler gibi kültürel özellikleri aynı olmasına rağmen birçok Türk devleti mevcuttur. Görüldüğü üzere millet çok genişbir coğrafi alana yayılmış olabilmektedir . Böyle bir durumda mevcut çevre şartlarının sebep olduğu sosyal, siyasi ve iktisadi farklılıklar ortaya çıkabilir Kısaca millet bir topluluğun en kapsayıcı ve genel düzeydeki adıdır. Daha küçük sosyal ölçeklere doğru inildikçe ve yerel şartlara göre özelleştikçe kültürel, siyasi, sosyal ve ekonomik farklılaşmalar gözükür.Bir topluluğun "millet/ulus" olarak adlandırılabilmesi için:1. Toplulukta ortak bir dilin konuşulması,2. Topluluğun tarihsel geçmişe sahip olması,3. Şimdi bir arada yaşayan bu topluluğun, gelecek için de bir arada yaşama inancında olması,4. Topluluktaki bireylerin birlik ve beraberlik içinde, ortak duyguları paylaşması,5. Toplulukta kültürel ortaklık bulunması gereklidir.Milletlerin oluşumuna dair tezlerMillet'in oluşumuna dair tezler kabaca iki ana yaklaşım altında toplanır: Özcü yaklaşım ve İnşaacı yaklaşım.[1] Özcü yaklaşıma göre milletler toplumsal tarihin doğal ürünü olan birimlerdir. Bu birimlerin temelini kanbağı, dil, din, ortak tarih gibi bir takım kültürel elementler oluşturur. Bu kimlikler birey veya topluluğa doğuştan verilmiştir; bu nedenle birey veya topluluk tarafından reddedilmeleri çok zordur. Bu ortak özellikler kitlelerde doğal olarak bir birliktelik hissi veya milliyetçilik oluşmasını sağlayarak milletin harekete geçmesine ve kendi devletini kurmasına neden olur.İnşacı yaklaşıma göre, milletler tarihsel sürecin görece daha geç döneminde ortaya çıkmış bir olgudur; ayrıca kapitalizmin ortaya çıkışı, sömürgecilik, modern devletin yapılanması ile yakından ilgisi vardır. Başka bir deyişle, milletin oluşumu insan toplumunun ortaya çıkmasıyla birlikte ortaya çıkmış bir olgu değildir. Toplumsal gelişimin belli bir safhasında meydana gelmiş bir üründür. Herşeyden önce bir milletin oluşumundan önce bir milliyetçilik akımının ortaya çıkmış olması gereklidir.[2]Atatürk'ün Millet AnlayışıAtatürk'ün millet anlayışını, Prof Dr Afet İnan tarafından, ilk kez 1930'da yayınlanan "Vatandaş İçin Medeni Bilgiler" adlı kitaptan öğreniyoruz. Bu eserin önemli özelliği, Atatürk'ün doğrudan doğruya kaleme aldığı belgelere dayanmasıdır. Atatürk'ün millet ve milliyetçilik anlayışı, Anayasamıza göre devletin temel niteliklerinden biri olduğundan üzerinde ayrıca durulması gerekmektedir.Atatürk'e göre; "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir." Türk milletinin ortaya çıkışında etkisi görülen doğal ve tarihsel olgular şunlardır:• Siyasal varlıkta birlik: Türk milleti, bir halk yönetimi olan Cumhuriyetle yönetilen bir devlet kurmuştur. Tarihte, çeşitli kıtalara yayılan Türk Devletleri görülmekteyse de günümüzde Türk ulusu varlığı için, üzerinde bulunduğu yurttan memnundur. Çünkü Türk, derin ve ünlü geçmişinin, büyük ve güçlü atalarının kutsal kalıtlarını bu yurtta da koruyabileceğine; o kalıtları, şimdiye değin olduğundan çok daha fazla zenginleştirebileceğine inanmaktadır.• Dil birliği: Türk milletinin dili Türkçe'dir. Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Ulus, geçirdiği sayısız sarsıntılar içinde ahlâkının, erdemlerinin, gelenek ve göreneklerinin, anılarının, kendi yararlarının, kısaca bugün kendi milliğini oluşturan her şeyin diliyle korunduğunu görmektedir. Türk dili Türk ulusunun yüreğidir, belleğidir.• Soy ve köken birliği: Türkler, Sibirya steplerinden başlayarak Orta Asya, Rusya, Kafkasya, Anadolu, dünkü ve bugünkü Yunanistan, Girit ve Romalılardan önceki Orta İtalya, kısacasıAkdeniz kıyılarına değin yayılmış, yerleşmiş ve birbirinden farklıiklimlerin etkisi altında başka soylardan gelen insanlarla binlerce yıl yaşamış ve kaynaşmıştır. Bu geniş coğrafyada ailelerin birleşmesiyle boylar; boyların birleşmesiyle özler; özlerin birleşmesiyle siyasal bir topluluk olan eller ve ellerin bir merkezde birleşmesiyle de büyük bir toplum oluşmuştur. Türk milletini oluşturan insanlar arasındaki farklılıklar bu kaynak genişliğinin sonucudur. Türk milletinin siyasal ve toplumsal birliği içinde, Kürtlük, Çerkezlik, Lazlık ya da Boşnaklık düşüncesi aşılanmak istenen yurttaş ve milletdaşlarımız, millet bireyleri üzerinde üzüntüden başka bir etki yaratmaz. Çünkü milletin bu bireyleri de genel Türk toplumu gibi aynıortak geçmişe, tarihe, ahlâk anlayışına ve hukuka sahip bulunmaktadırlar. İçimizde bulunan Hırıstiyan, Musevi yurttaşlar, yazgılarını ve geleceklerini Türk milliyetine kendi vicdanlarından gelen istekle bağladıktan sonra, kendilerine yan gözle yabancı diye bakılması, uygar Türk milletinin soylu ahlâkından beklenebilir mi? • Tarihsel yakınlık: Geniş bir soy kaynağından gelmeleri ve nüfus yoğunluğu açılarından düşünülecek olursa, Türk budunları arasındaki manevi bağın gevşek olması, çeşitli adlar altında çeşitli roller oynamalarıçok doğaldır. Bu nedenledir ki tarih, olaylarını yazdığı budunları nerede, nasıl ve hangi adla tanıdıysa o biçimde yazmıştır. Ancak sonuçta, Türk ulusunu oluşturan insanların tarihi birdir.• Ahlâk yakınlığı: Atatürk, ahlak kavramını, örf ve adete yakın bir anlamda kullanmaktadır. Buna göre, ahlaksal düzen tek tek belli kişilerin ötesinde ve üstünde yalnız toplumsal ve ulusal olabilir Ulusun toplumsal düzeni ve güvenliği, bugünkü ve gelecekteki rahatlığı, mutluluğu, esenliği ve korunmuşluğu, uygarlıkta ilerleme ve yükselmesi için insanlardan her bakımdan ilgi, çaba, özveri; gerektiğinde seve seve özvarlığını gözden çıkarmayı isteyen milli bir ahlaktır. Ahlakın kaynağı toplumdur, millettir Türkler, aşağı yukarı hep aynı ahlak anlayışına sahiptirler.Bu açıklamalardan sonra milletin tanımı şu şekilde yapılmıştır: Zengin bir anı mirasına sahip bulunan; birlikte yaşamak konusunda ortak istek ve uzlaşmada samimi olan; sahip olunan mirasın korunmasını birlikte sürdürmek konusunda iradeleri ortak olan insanların birleşmesinden ortaya çıkan topluluğa ulus adı verilir.Kaynakça1.^ Jorge Larraín bu iki yaklaşıma bir üçüncüsünü de ekler: tarihsel-yapısalcılık(historical-structural); inşacı yaklaşımı tümüyle reddetmemekle birlikte, toplumu bir araya getiren kimi etmenleri de dikkate almayı savunur. J. Larraín, Identity and modernity in Latin America, Wiley-Blackwell, 2000, sf. 372.^ Anthony D. Smith, The nation in history: historiographical debates about ethnicity and nationalism, UPNE, 2000, sf. 56