Arama


Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
7 Ekim 2006       Mesaj #109
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Desem ki ... "Canım Acıyor"...

Yaralarım kabuk bağlıyor bu doğru desem, ondan daha da canım acıyor desem, ne anlarsınız bilmiyorum ki? Desem ki yaralarım kabuk bağladıkça, hayat ile bağım zayıflıyor, mesela kelimelerim de öte diyarlara gidiyor, iyice yalınlaşıyorum, iyice suskunlaşıyorum

Desem ki size bu aşk bitti,
Desem ki size aşk bitti
Desem ki size ben bittim
Ne farkı var?

Kavramlarımın içi boş…

Ben yeni kavramlar üretmeye, türetmeye çalışıyorum.
Anlamlarımı değiştirmeye zorluyorum kendimi.

Sebepsiz hıncımın sebebi...

Anlıyorum cümlelerin özünü, kelimelerin tüm anlamlarını ve onların bütünüyle oluşturduğu yeni anlamları. Mesela herhangi bir yerde duyduğum, şu insanların pek sevdiği- hiçbir şey eskisi gibi olmayacak- cümlesini. Anladım artık “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” cümlesini. Anladım artık, sıradanlaşma çabam hayatımın en önemli meselesi.

Bir anda televizyonda eski bir film,
Türkan Şoray- unutulmaz replikleri ve kalp atışları altında,
Selvi boylu ve al yazmalı çıkıveriyor karşıma.
Olmuyor
Desem ki size olmuyor?
Sahi anlar mısınız?

Kalbim yaşlandı biliyorum,
Yatağa uzandığım her an hissediyorum bunu desem.
Dinleme deseniz,
Manalı buğulu bir bakış fırlatsam

Sahi anlar mısınız?
Başka türlü nasıl yapıldığını hiç bilmiyorum, demenin ne demek olduğunu
Bilseniz de hiçbir şeyin değişmeyeceğini
Çaresizliğin ne olduğunu
Sahiden güvenli limanların yanlış yolcusunu
Yanlış yolcunun hırçın çabasını
Havadaki hoyrat rüzgarı
Her şeyin birbirine bağımlı olduğunu
Hiçbir şeyin bağımsız kalamadığını
Zamanın çürüdüğünü

İçinizin yığılıp kaldığını
Bedeninizin ayakta öylece asılı kaldığını

Kelimelerin hayalden ibaret olduğunu
İçinizin yığılıp yol ortasında münasip bir yerde
Orada kaldığını

Geri dönülemez olduğunu girilen yolların
Zamanın ve yaşamın saçmalığında
Tutunma çabalarınızın
Soluksuz bir boşlukta yel değirmenleriyle savaşan don kişotlara dönüştüğünü...

Yeniden yığılıp kaldığınızı
Sahi söylesem inanır mısınız?

Bedeninizin sancıların bir aracı olduğunu,
Ölsen değişmeyecek bir kader olduğunu
Sonsuzlukta yankılanacak bir acı kaldığını
Sonsuz bir acı doğurduğunu
Bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını...

- Erken ölürüm diyen küçük bir kadının büyük yüreğini....

İnanmışlığını
İmkansızlığını
Çaresizliğini

Yıllar sonra geliveren “çok üzgünüm” cümlesinin hiçbir şey ifade etmediğini
Aklınızda sebepsiz şiirlerin şarkıların süregelişi;
“mutlu aşk yoktur” dizesinde kalakalışı,

Çok seviyorum seni,
Ve bu çoklar anlatmıyor hiçbir şeyi,
Ben bile anlatamam
İçimdeki deliyi...
Diyenleri

Sahi anlar mısınız?

Rasyonel dünyanın ince sızılarını üstlenmiş yüreklerin çığlıklarını duymadan yaşayıp giden güruh!
Hakikati sınamadan inanan saf ruhların sürüklendiği uçurumların inançsız yaban çiçeklerini sular mısınız?

Doğanın kucağında uyuyan güzel!
Ey güzel artık uyan!
Uyan!