Arama

Trabzon - Tek Mesaj #15

GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
19 Şubat 2012       Mesaj #15
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi

Trabzon Akçaabat İlçesi


Karadeniz Bölgesi'nde, Trabzon İline bağlı bir ilçe olan Akçaabat, kuzeyde Karadeniz, doğuda Merkez ilçe, güneyde Maçka, güneybatıda Düzköy, batısında da Vakfıkebir ve Çarşıbaşı ilçeleri ile çevrilidir. İlçe toprakları, dar bir kıyı şeridi ile güneydeki dağlık alanlardan oluşmuştur. İlçe topraklarını Kale Deresi sulamaktadır.
Ad:  akçabat.jpg
Gösterim: 425
Boyut:  67.1 KB
İlçenin yüzölçümü 425 km2 olup, 2000 Yılı genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 120.693'tür.
Trabzon'un 15 km. batısında yer alan Akçaabat'ta yerleşimin başlangıcı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber il merkesi ile bütünleşmiştir. Tarihi Çağlarda çınar ağaçlarının çokluğundan ötürü burası Platana veya Pulathane diye anılmıştır. Sonraları ticaretin gelişmesi ve paranın bol olması anlamında Akçaabat adını almıştır. Fatih Sultan Mehmet tarafından Trabzon ile birlikte fethedilen Akçaabat'ta, Roma, Bizans, Komnenos ve Osmanlı dönemine ait yapı kalıntılarına rastlanmıştır. Trabzon’a gelen bilginler, gezginler, araştırmacılar, yazdıkları kitaplarda Akçaabat’tan da söz etmişleridir. Xenephon, Ruy Conzales de Clavijo, Evliya Çelebi, P.Minas Bıjiskyan, Charles Texier, Teophile Deyrolle, W.J.Hamilton, Seline Balance bunlar arasında yer almaktadır.

1884 yılında ilçe olan Akçaabat’ın, Osmanlı Dönemine ait kaynaklarda şehir merkezi "Pulathane", ilçe geneli ise Akçeabâd" olarak geçmektedir.Doğu Karadeniz Bölgesi’nin tek doğal limanı olan Akçaabat, öncelikle bir liman kenti olarak önem kazandı. Trabzon Limanı yapılmadan önce bölgeye gelen yük ve yolcu gemileri, fırtınalı havalarda Akçaabat Limanı’na kaçmak zorunda kalırlardı. Akçaabat Limanı, tarih boyunca bu yöreye gelen deniz taşıtlarının en güvenilir barınağı olmuştur.

XVI.yüzyılda Trabzon'a bağlı bir nahiye olup, Hızır Çelebi ismindeki bir kişinin 24.000 akçe geçerli zeameti idi. Akçaabat'ta günümüze gelen belli başlı yapılar arasında Eski Cami vardır. Deniz kıyısından 200 m. yükseklikte yer alan bu caminin yazıtı olmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kare plânlı, orijinalinin kubbeli olduğu sanılan caminin üzeri çatı benzeri bir örtü ile kaplanmıştır. Yanındaki kesme taştan minaresi barok üslupta olup, oldukça itinalı bir işçilik göstermektedir. Caminin yanı başındaki h.1190 (1784-1785) tarihli Mustafa Efendi Çeşmesi bulunmaktadır. Mimari üslubuna dayanılarak caminin XVIII. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Eski Cami'nin doğusunda Akçaabat Dülbinar Mahallesi'nin camisi 1949 yılına kadar orijinal şeklini korumuş, o tarihten sonra betonlaştırılarak tüm özelliğini yitirmiştir.

Günümüz Akçaabat'ı bir liman kenti olmasının yanı sıra tütüncülük, tereyağı üretimi, zeytincilik ve balıkçılığı ile Doğu Karadeniz kıyı kentleri arasında özel bir konumdadır. Ayrıca Akçaabat Karadeniz'in önemli bir gemi ve tekne yapım merkezidir. Akçaabat'ta nüfus, özellikle sahil kesiminde yoğunlaşmıştır. İlçe, hayvancılık alanında gelişmiş olup, hayvansal ürünleri işleyen sanayi tesisleri vardır. Akçaabat’ın kıyıları tabii birer plaj niteliğinde olup, kamp kurmaya uygun yerler vardır. Özellikle Mersin Köyü ve Akçakale Kamping ve plaj için de elverişlidir.

Kıyı boyunca uzanan tütün ve zeytin bahçeleri ilçenin doğal görünümüne renk katar. İlçenin bir diğer turistik varlığı da Sera Gölü’dür. Trabzon ile Akçaabat arasında denize dökülen Sera deresi vadisinin sahile 3 km mesafede 1950 yılında meydana gelen bir yer kayması sonucu kapanmasıyla oluşmuştur. Göl ve çevresinin görünmeye değer tipik bir görünüşü vardır.

İlçede günümüze gelebilen eserler arasında; Dürbinar Mezarlık Camisi, Mahalle Camisi, Eski Cami, Yeni Cami, St.Michael Kilisesi (Akçaabat Orta Mahalle Kilisesi), Hagios Michael Kilisesi ve Sivil Mimari Örneklerinden evler bulunmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 25 Ekim 2016 16:33