kelebeğin papatyaya sevdası
soğuk bir şubat gecesi başlar
kelebek
kurtların kanatlanmışı
renk renk pulcuklarla kaplanmışı
kanatlarında renklerin eşsizi
yaşamı kısa
aylarca
yıllarca
tırtıl yaşamış
ağzı
hortumu yok
onun içindir ki
kelebek
bir çeşit çiçektir
yani bir hayvanın
tırtılın çiçeğidir
kelebeğin papatyası
baharda açar
şubatın bahara müjdesidir
olacak-olmayacak
seviyor-sevmiyor diye
koparılandır
taç yaprakları
sormazlar papatyaya
"kimi seversin
sevdan, sevdalın
var mıdır?" diye
papatya bekler kelebeğini
kelebek papatyasını arar
aylardan şubat
şubatın ortası
gecenin yarısı
kelebek sevdalanır papatyaya
papatyanın sarısı
sevdanın kıyısı
kelebeğin sıkıntısı
koca bir yaşamın
birkaç güne
sığacak olması
bundandır koşması
kelebeğin papatyaya sevdası
soğuk bir şubat gecesi
başlar
gece karanlık ve sessiz
ve yalnız
ay var mı yok mu bilinmez
kelebeğin papatyaya sevdası
kanatlarında
rengarenk açar
gökkuşağının tüm renkleri ve bilinmeyen
görünmeyen renkleri
gelip konmuşlar
kelebeğin kanatlarına
korkmaz kelebek
minicik yüreğine sıkıştırıp da bir devrimcinin
özgürlük meş'alesini
koyup mavzerini sol göğsünün üzerine
yaşıyor olmanın
var olmanın
eşsiz coşkusuyla kanatlanır
havalanır
bilir
"korkmamak büyüklüktür"
ne kadar bilir ki kelebek papatyayı
papatyasını
ya papatya
bilir mi kelebeği
karşılaşmamışlar daha önceden
ayrı ayrı yaşamları paylaşırken
gün sabaha dönerken
karşılaşırlar
ne kadar uzak
ve ne kadar yakın yaşamışlar
içlerinde
yangınlar taşımışlar
onları böylesine yakın eden de bu kimbilir
hiç yakın olamamışken
hiçbir zaman
karşılaşmamışken
korkar papatya
papatya masum
sevgi dolu
sadık sevdasına
papatya korkar
zaten
"her başlangıç değil midir
tehlikeli ve bilinmez!"
kelebek gelir papatyanın yanına
bakar papatya kelebeğe
şimdi kelebek ve papatya
yan yana
tanıyormuş gibi kelebek papatyayı
sokulur papatyanın yanına
şimdi kelebek ve papatya
yan yana
korkmadan
cesur bir yüreği alıp
yanına
katıp
bedenine militanlığın giysilerini, bakar papatyanın içine
gözlerine bakar gibi papatyanın
yüreğine inmek ister
acelecidir kelebek
yaşanmamışlıkları vardır
yaşamı kısa
aylarca
yıllarca
tırtıl yaşamış
sevmeyi-sevilmeyi özlemiş
yalnızlığı
yokluğu
yoksunluğu yaşamış
aradığı
sevda dolu bir bakış
"kör kuyulardaydım
sen olmadan önce
gecelerim karanlık ve yalnızdı
kahır sofralarında yoksunluğumu içerdim
kadeh kadeh
sıkı kapatılmış perdeler gibi
güneşsizdi yüreğim
sen olmadan önce..."
Atila IŞIK