Arama

Çevre ve Ekoloji Haberleri - Tek Mesaj #29

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
24 Mart 2012       Mesaj #29
Avatarı yok
Yasaklı
Kaçak Ağaç Kesimindeki Rant
Dünya Bankası'nın yayımladığı bir rapora göre, kaçak ağaç kesimi dünya çapında 10 ila 15 milyar dolarlık bir rant oluşturuyor."Ormanlar için Adalet" başlıklı raporda, kaçak ağaç kesimini organize suç örgütlerinin yürüttüğü ve elde edilen kârın büyük kısmının, yolsuzluğa bulaşmış yetkililere gittiği belirtiliyor.

Kaçak ağaç kesiminden etkilenen ülkeler arasında Endonezya, Malezya ve bazı Batı Afrika ülkeleri bulunuyor.Dünya Bankası, bazı ülkelerde kaçak kesimden sorumlu olanlar hakkında yürütülen soruşturmaların olumlu yönde büyük bir etki yaptığını vurguluyor ve diğer ülkelere de aynı yönde adım atma çağrısında bulunuyor.Bağışçı ülke ve kurumlara da, kolluk kuvvetlerinin yasadışı kereste ticaretiyle mücadele kabiliyetini arttıran programlara kaynak sağlamaları tavsiye ediliyor.

Saniyede Bir Futbol Sahası
Dünya Bankası Yetkilisi Jean Pesme, "Kaçak kesim işindeki organize suç orgütleriyle, tıpkı uyuşturucu satan ya da haraç alanlarla olduğu gibi mücadele etmemiz gerekiyor" dedi.Raporda, her bir saniyede, bir futbol sahası büyüklüğünde orman alanının kaçak kesime kurban gittiği belirtiliyor.

Dünya Bankası'nın çalışmasında, kaçak kesimden elde edilen orman ürünlerinin ticaretiyle, uyuşturucu ticareti gibi mücadele etmek için bazı yöntemler öneriliyor.Ancak raporda, "şu anda bu alanda işlenen çoğu suç ya görülmüyor, ya ihbar edilmiyor, ya da aldırış edilmiyor" deniyor.

Çalışmada, "Nadiren yapılan soruşturmalar, çoğunlukla amatör ve sonuca ulaşmıyor. Mahkemeye kadar giden dosyalarda ise yoksulluk nedeniyle kaçak kesim yapmak zorunda kalan bireyler yargılanıyor" deniyor.Ama, Endonezya ve Papua Yeni Gine gibi ülkelerde kaçak kesimle mücadelede gelişmeler kaydedildiği ve suç örgütlerinin üst düzey üyelerinin de yargı önüne çıkartıldığı vurgulanıyor.

Yasal Düzenleme
Raporda, Batı ülkelerindeki tüketici ve işletmelerin de kaçak kesimle mücadelede büyük bir rol oynayabileceği söyleniyor.ABD'de üç yıl önce ilgili yasada değişiklik yapılmış ve ülkede faaliyet gösteren şirketlere, orman ürünlerini yasal yollardan edindiklerini kanıtlama zorunluluğu getirilmişti.

Ünlü gitar imalatçısı Gibson gibi bazı şirketler hakkında, bu yasayı ihlal ettikleri gerekçesiyle soruşturma yürütülüyor.Avrupa Birliği de, benzer bir yasal düzenlemeye gitti.Japonya ve Çin'e de benzer yasalar çıkartmaları çağrıları yapılıyor.

Çevre İle Karamsar Tablo
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD’nin, 2050 çevre tahmin raporu karamsar çıktı. Rapora göre, 2050'de iklim değişikliği, biyoçeşitlilik, sağlık, su kaynaklarında, insanları aşılması neredeyse imkânsız sorunlar bekleyecek.2050 yılında dünya nüfusu 9 milyarı aşarken, buna bağlı olarak enerji tüketimi artacak, biyoçeşitlilik ise azalacak.

Rapora göre, sera etkisi oluşturan gazların atmosfere yayılması sonucu ortalama sıcaklıklar üç ila altı derece yükselecek. Bunun uluslararası sözleşmelerle kabul edilen iki derecelik artış hedefinden çok daha yüksek. Küresel su ihtiyacının yüzde 55 artacağı belirtilen raporda, 2050'de dünya nüfusunun yüzde 40’ının su sıkıntısı çekeceği vurgulanıyor. Hava kirliliğinin, insan sağlığının bozulmasına ve erken ölümlere yol açan en önemli çevre sorunlarından biri olacağı kaydediliyor. OECD'ye üye ülkeler bu ay sonunda Paris'te bir araya gelerek muhtemel çözüm yollarını masaya yatıracak.

Türk Üzümü Sınıfta Kaldı

Greenpeace, “Kimyasal maddesiz yemek” başlıklı el kitabında, Türkiye’de üretilen sebze meyveler konusunda uyardı. Test edilen ürünlerin bir kısmında, sınırın üzerinde kimyasal maddeler tespit edildiği açıklandı.

Çevre örgütü Greenpeace, Almanya’da hazırlanan 26 sayfalık el kitapçığı ile tüketiciyi, kimyasal maddelerden zarar görmüş sebze ve meyveler konusunda bilinçlendirmeyi hedefliyor. Greenpeace uzmanları, üretim sırasında sebze meyvelere sıkılan kimyasal maddeleri araştırarak, 76 çeşit sebze ve meyveye dair sonuçları bir el kitapçığında bir araya getirdi.

Araştırma sonucuna göre, geleneksel olarak üretilen meyvelerin yaklaşık yüzde 80'inde ve test sebzelerinin yüzde 50'sinde zararlı organizmaları engellemek amacıyla tarımda kullanılan “pestisit” türündeki kimyasal maddelere rastlandı. Greenpeace uzmanı kimyager Manfred Santen, “Yemeğinde kimyasal madde olmasını istemeyenler, organik ürün almalı ya da ürünlerin hangi ülkeden olduğuna bakmalı” dedi.

"Kimyasal maddesiz yemek" adlı el kitapçığında, Avrupa Birliği ülkelerindeki sebze ve meyvelerin, Türkiye ve denizaşırı ülkelere göre daha az kimyasal madde içerdiği belirtiliyor.

Türkiye Liste Başı

Laboratuvarda toplam 22 bin 481 test ürünü üzerinde, 351 etkin maddeye rastlandı. Birçok sebze ve meyvede farklı kimyasal maddelerin karışımlarından hazırlanmış kokteyl karışımlar tesbit edildi. En fazla kimyasal maddenin kullanıldığı ürünler listesinin başında ise Türkiye'den, 24 kimyasal maddenin tesbit edildiği sofralık üzüm yer alıyor.

Türkiye’de yetiştirilen biber, armut, kabak ve greyfurt da incelemeye tabi tutulan meyve ve sebzeler arasında. İnceleme sonucuna göre, bu ürünlerdeki pestisit miktarı sıklıkla Avrupa Birliği tarafından belirlenen kimyasal madde sınırının üzerinde. Buna ek olarak, Hindistan ve Tayland'da üretilen egzotik ürünlerden biber ve bamyanın da sorun teşkil eden oranlarda kimyasal içerdiği belirtiliyor.

Kimyager Manfred Santen, sebze ve meyve yetiştiriciliğinde yasal olarak çeşitli sayıda kimyasal maddenin püskürtülmesine olanak sağlandığına dikkat çekerek, kokteyl kimyasallar konusunda uyarıyor. Greenpeace, sağlık önlemleri kapsamında, yasal kimyasal madde sınırının yeterli olmadığını belirterek, özellikle de çocuk ve hastaların zirai maddelerden korunması gerektiğine dikkat çekti.

Greenpeace el kitapçığında uzmanlar tarafından test edilen sebze ve meyveler, farklı ülkelerdeki farklı bölgelerdeki süpermarket, iskontocu, perakende ve toptan satış yerlerinden alındı.

Kaynak: DW Türkçe (27 Mart 2012,13:44)
Son düzenleyen Safi; 18 Şubat 2019 14:14