Arama

Medya Haber - Tek Mesaj #1777

byseus - avatarı
byseus
Kayıtlı Üye
4 Nisan 2012       Mesaj #1777
byseus - avatarı
Kayıtlı Üye
12 Eylül davası bugün başlıyor

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanacağı tarihi 12 Davası bugün başlıyor.
esh1353


Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davayı, müdahillik talebinde bulunanlar ve izleyicilerle yaklaşık 150 kişi izleyecek.

Anayasanın geçici 15. maddesinin, 12 Eylül 2010'da yapılan referandum ile kaldırılmasının ardından, darbe yapanların yargılanmasının önü açılmıştı.

Türkiye'nin dört bir tarafından ulaşan şikayet dilekçelerini değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 Eylül sürecine ilişkin soruşturma başlatmış, Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin tarafından hazırlanan iddianame, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

SUÇ: ANAYASAYI ORTADAN KALDIRMAYA TEŞEBBÜS

İddianamede, Ahmet Kenan Evren ve Ali Tahsin Şahinkaya "sanık" olarak yer almış ve "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya ve anayasa ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engel olmaya cebren teşebbüs etmek" suçlarını işledikleri ileri sürülmüştü.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBETLE YARGILANACAKLAR

Suç yerinin Ankara, tarihinin de 2 Ocak 1980 ile 12 Eylül 1980-6 Aralık 1983 arası gösterildiği iddianamede, Evren ve Şahinkaya'nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler"e ilişkin 146. maddesi ile 80. maddesi uyarınca "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına" çarptırılmaları istenmişti.

İddianamede, ayrıca, sanıklar hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanması talep edilmişti.

12 Eylül darbesiyle ilgili davayı görecek Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Evren ve Şahinkaya'ya, 18 Ocak 2012'de yurt dışına çıkış yasağı getirmiş, Evren ve Şahinkaya'nın avukatı, bu karara itiraz etmiş, ancak mahkeme bu itirazın reddine karar vermişti.

'BAYRAK HAKERAT' PLANI İSTENDİ

Mahkeme, dava kapsamında, Genelkurmay Başkanlığı'ndan Aralık 1979'da TSK tarafından Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e teslim edilen uyarı mektubunun, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları arasında yapıldığı iddia edilen toplantılara ilişkin tutanakların, darbe öncesinde hazırlandığı iddia edilen "Bayrak Harekat Direktifi"nin ve darbenin yapıldığı günle ilgili hazırlanan planların onaylı suretlerini istemiş, MİT Müsteşarlığından, özellikle darbe öncesi döneme ait kurum içerisinde bulunan bilgi ve belgelerle bu konudaki raporların gönderilmesini talep etmişti. Mahkeme, ayrıca, işkence iddialarına ilişkin belgeleri de ilgili kurumlara yazı yazarak istemişti.

Davanın yaklaşmasıyla Evren ve Şahinkaya'nın avukatı, davaya ilişkin bazı tespit ve itirazların bulunduğu dilekçeyi, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunmuş, dilekçede, Türk ceza düzeninde, "anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması suçu diye bir suçun bulunmadığı" savunularak, "Böyle olunca, Türk ceza düzeninde hiç kimse, anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması suçu diye bir suçu işlediği iddiasıyla soruşturulamaz, kovuşturulamaz ve yargılanamaz" denilmişti.

500 KİŞİDEN MÜDAHİL OLMA TALEBİ

Davaya, 8 siyasi parti ve sivil toplum kuruluşuyla birlikte müdahillik başvurusu yapanların sayısı 500'e yaklaştı. Davayı, müdahillik talebinde bulunanlar ve izleyicilerle yaklaşık 150 kişi izleyecek.

DEMİREL YOK, ONA ŞAŞIRDIM

Hürriyet'ten Nurettin Kurt'un haberine göre; bugünkü mahkeme için rekor sayıda müdahillik başvurusuna şaşırmadığını söyleyen 12 Eylül davasının sanığı Kenan Evren, "Benim için Süleyman Demirel'in başvuru yapmaması sürpriz oldu. Şaşırdım" dedi.

EVREN KOLUNU KIRDI

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın duruşmaya gelip gelmeyecekleri ise henüz net değil. Ankara GATA'da tedavi gören Kenan Evren'in kolunun kırıldığı belirtilirken; Şahinkaya ise İstanbul GATA'da tedavi altında bulunuyor.

_________


Öcalan'ın Kalaşnikoflu avukatı KCK itirafçısıymış

Öcalan'ın avukatlarından İrfan Dündar'ın itirafçı olduğu ortaya çıktı.
esh5964


Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen tarafından PKK 'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik hazırlanan 2400 sayfalık ilk iddianame İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oybirliği ile kabul edildi.

ÖCALAN'IN AVUKATINDAN İTİRAFLAR

İddianamede en ilginç ayrıntı, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın daha önce medyada Kalaşnikof silahla verdiği silahla yer alan avukatlarından İrfan Dündar'ın ifadesi.

Vatan'dan Damla Güler imzalı habere göre; İddianamede, Dündar'ın KCK'ya ilişkin çok çarpıcı bilgiler verdiği ve örgütün yapılanması ile çalışma şekli hakkında detaylı açıklamalar yaptığı görüldü. Dündar, aralarında kendisinin de olduğu bazı avukatlara Öcalan ile görüşme yasağı getirildikten sonra İmralı'ya gidecek avukatları KCK'nın belirlediğini söyledi. Dündar, KCK yapılanmasına ilişkin kritik bilgiler de verdi.

KANDİL'DEN YÖNETİLİYOR

KCK olarak bilinen yapıya, PKK'yı da içerisine alan üst çatı yapının ismi diyebiliriz. KCK illegal bir yapılanma olup, içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensupları hiyerarşik bir yapı içerisinde gizlilik kurallarına riayet ederek faaliyetlerini sürdürürler. Türkiye'de KCK'lı olarak bilinen örgüt mensupları, Türkiye Meclisi yapılanması içerisinde yer alırlar. Türkiye Meclisi içerisinde faaliyet yürüten örgüt mensupları Kandil'deki 7 kişiden oluşan Türkiye Masası'na bağlıdırlar. Türkiye masası ise Sabri Ok ve Murat Karayılan'a bağlı olarak faaliyetlerini sürdürür.

KCK SÖZLEŞMESİ

KCK sözleşmesi bir anayasa niteliği taşır. Öcalan'ın savunmalarından, Özgürlüğün Sosyolojisi kitabından yararlanılarak Duran Kalkan'ın başında olduğu komisyon tarafından yazılarak örgüt içinde kabul edildi. Kalkan, tüzük yönetmelikle ilgili yapılan çalışmaların başında yer alan şahıstır. Duran Kalkan, Halk Savunma Komitesi'nin başında, kırsal alanda faaliyet yürütmektedir. Ayrıca Kürdistan'da Zorun Rolü isimli ideolojik kitabın yazarıdır..

ZORLA PARA TOPLANIYOR

Dündar, 2006'dan sonra KCK'nın içinde oluşturulan Maliye birimi ile PKK terör örgütüne mali kaynak sağlamak amacı ile K.Irak, Türkiye ve Avrupa'da vergilendirme adı altında Kürt kökenli vatandaşlardan zorla para toplamaya başladığını belirterek, vergilendirmenin detaylarını şu şekilde anlattı:

KUZEY IRAK

KCK yapılanması Kürt işadamlarından Erbil, Bahok, Süleymaniye gibi şehirlerde Türkiye'den giderek ihale alan Kürt işadamlarından vergilendirme adı altında KCK Maliye ibareli vergilendirme makbuzu ile para toplar.

AVRUPA

KCK yapılanması Avrupa'da işçi olarak ve işyeri işleten Kürt kökenli vatandaşlardan zorla veya bağış adı altında para toplar. Avrupa'dan sorumlu olan kişinin Nedim Seven isimli şahıs olduğunu biliyorum ancak şu an devam edip etmediğini bilmiyorum.

TÜRKİYE

Türkiye'deki Kürt kökenli işadamlarından, Güneydoğu'da alınan büyük ihalelerden HPG mührü ile "Kürdistan da iş yapıyorsunuz, para kazanıyorsunuz, bu nedenle verginizi Türkiye Cumhuriyeti'ne verdiğiniz gibi, bize de vermek zorundasınız" diyerek zorla para alınır. Türkiye'de vergilendirmeden sorumlu şahıslar Atilla Koca, Çetin Baltaş, Mehmet Ermiş (Murat Nil kod), Hüseyin Cengiz ve Abdullah Bozkoyun'dur.

BDP'Lİ BELEDİYELER

BDP'nin seçimlerde kazanmış olduğu belediyelerde açılan ihalelerden, ihaleleri kazanan şirketlerden yüzde 10 oranında KCK Yerel Yerel Yönetimler Birimi Maliye adına, vergilendirme adı altında para alınır.

___________


Şamil Tayyar 35. madde için teklif verdi

AK Parti, darbelere dayanak yapılan kanun maddesini değiştirmeye hazırlanıyor.
esh2453


Parti yönetiminin, Şamil Tayyar'ın bu yönde verdiği kanun teklifi üzerinde çalışma başlattığı öğrenildi.

TEKLİFİ TAYYAR VERDİ

TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinde, "Silahlı Kuvvetler'in vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır." deniyor.Tayyar'ın teklifinde bu madde, "Silahlı Kuvvetler'in vazifesi Türk yurdunu korumaktır" şeklinde değiştiriliyor.

Tayyar, Twitter'da "12 Eylül davası yarın (bugün) başlıyor. Darbenin dayanağı sayılan TSK İç Hizmet Kanunu'nun meşhur 35. maddesini de kaldırıyoruz." diye yazdı.


__________


Vatandaşın oy tercihini büyüme rakamı belirliyor

Büyüme oranları, vatandaşın sandık tercihlerinde de bire bir etkili oluyor.
esh4901


Büyüme hızlanırsa, AK Parti güç kazanıyor, büyüme yavaşlarsa AK Parti kan kaybediyor. Uzmanlar bu paralelliğin önemine dikkat çekip "büyümede yavaşlama hızlanırsa bu durum sandığa yansıyabilir" diyor.

esh52

BÜYÜMI HIZI İLE OY ORANINDAKİ BENZERLİK

Türkiye, 2011 yılında yüzde 8.5 büyüyerek Çin'in ardından dünya ikincisi oldu. Aynı dönemde Avrupa Birliği'ne üye 27 ülke 2011 yılında ortalama yüzde 1.5, Euro Bölgesi'ni oluşturan 17 ülke ise ortalama yüzde 1.4 büyüdü. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın deyimiyle, Türkiye eğer AB'de olsaydı, birliğin büyüme oranı yüzde 1.9'a kadar çıkacaktı. Bu durum vatandaşın da gözünden kaçmıyor. Ekonomik büyümenin zaten hane gelirlerindaki artışı yansıttığını belirten uzmanlara göre, Türkiye'nin yakaladığı ekonomik büyüme rakamları vatandaşın sandıktaki tercihini de bire bir yansıtıyor. Büyüme rakamlarının açıklandığı gün, CNBC-e ekranlarında verileri değerlendiren Servet Yıldırım ve Mahfi Eğilmez de, 2002 seçimlerinden bu yana ekonomik büyüme rakamlarıyla, AK Parti'nin aldığı oyların seyrinin neredeyse bire bir örtüştüğünü rakamlarla ortaya koydu.

Akşam'da yer alan habere göre; rakamlara göre seçimler öncesindeki son bir yılda ortalama büyüme artıyorsa, AK Parti sandıktan güçlenerek çıkıyor. 2009 örneğinde olduğu gibi ekonomik aktivitede daralmaya başladığı anda vatandaşın tercihleri bir anda değişiyor ve AK Parti güç kaybediyor. Büyüme oranlarıyla iktidar partisinin oy oranları arasındaki mutlak bir paralellik olduğunu söyleyen araştırma şirketlerine göre, bundan sonraki dönem için yorum yapmak şu anda zor. Fakat büyüme hükümetin de istediği gibi yavaşlamaya devam ederse, bu durum vatandaşın oy seçiminde de etkili olabilir...
Düşüş hızlanırsa bu sandığa da yansır

ADİL Gür-A&G: Büyüme oranlarıyla iktidar partisinin oyları arasında paralellik dünyanın her tarafında var. Türkiye'de seçmen davranışı genel olarak ekonomik. Büyüme oranları arttıkça bu durum vatandaşa da yansıyor. Büyümenin yüzde 8.9'dan 8.5'e gerilemesi çok düşük bir oran. Buna bakarak seçmen davranışlarında bir kırılmaya neden olur demek için çok erken. Ekonomideki büyüme düşmeye devam ederse kuvvetle muhtemel bu iktidar partisinin oylarına yansıyacaktır. Ancak bu düşme oranından hareketle, önümüzdeki ilk seçim dönemine yönelik projeksiyon yapmak söz konusu değil. Bunun için 2013 ve 2014'teki büyüme oranlarına bakmak lazım.

TÜM DÜNYADA BÖYLEDİR

TARHAN Erdem-KONDA: İktidar partisinin oyuyla büyüme oranı arasında ciddi bir korelasyon vardır. Bu iktidar partisiyle ilgili değildir, genel teamül böyledir. Hemen hemen her demokratik ülkede bu şekilde gerçekleşir. Zaten bu konuyla ilgili dünyada da çok araştırma yapılmış. İktidar partisinin oy oranı için o sene içindeki büyümeye bakacaksınız. Şimdiki 8.5'lik büyüme oranına bakıp, 2015 genel seçimleri için değerlendirme yapmak erken. 2014'ün ortasından itibaren büyümeye bakmak lazım. 2014, bu anlamda önemli bir yıl. Mevcut durumla ilgili olarak halkın eğiliminde iktidara yönelik bir gelişme var demektir.

Avrupa krizinin Türkiye'ye nasıl yansıyacağı önemli

ÇAĞDAŞ Şirin-İksara: Ekonomist olduğu kadar istatikçiyim ben, evet AKP'nin oy oranı ile büyüme oranları arasında bir paralellik var. Zaten bu ekonomik durum, sandık kararına yansıyor. Genelde Türkiye gibi ekonomide çok dalgalanmaların olduğu ülkelerde ekonomideki iniş çıkışlar, seçim sonuçlarını bire bir etkileyen değişikliklere neden olur. Büyüme oranının yüzde 8.9'dan yüzde 8.5'e düşmesi de anlamlı bir düşüş değil. Bu oy oranları üzerinde o kadar fark ettirmez. Bu kadar büyüme oranları sürdürülebilir mi, işte o tartışılır. En önemli gelişmelerden biri Avrupa'daki krizin Türkiye'ye nasıl yansıyacağı. Eğer ekonomik göstergeler bunda olumsuz etkilenirse, seçmen de duygusal olur, pek çok şeyini kaybederse, farklı davranabilir.

Büyüme dediğiniz zaten hane geliridir

BEKİR Ağırdır-KONDA: Bir seçmen için aslolan hanesinin geçimi. Büyüme dediğimiz şey zaten hanenin geçimine yansıyan bir şey. Ekonomik dürtü seçmen için çok önemli. Seçmen tercihinin yarısını, ekonomik duruma dair algısı etkiliyor. Mevcut büyümedeki düşüş, gelecek seçimde etkisini şimdiden gösterir mi derseniz, hayır göstermez. Biz henüz yapmadık ama medyaya yansıyan araştırmalar AK Parti'nin henüz oy kaybetmeye başlamadığını gösteriyor. Muhalefetin çalışmalarında da seçmenin tavrını değiştirecek bir belirti de yok. Çin'den sonra bu kriz ortamında ikinci ekonomi Türkiye. Dolayısıyla ekonomi iyi yönetiliyor diye düşünüyor seçmen.


__________


BDP'ye kapatma davası yolda

Mahkemenin KCK iddianamesini kabul etmesinin ardından BDP'ye kapatma davasının yolda olduğu iddia edildi.
esh8915

Türkiye Gazetesi'nden Melik Duvaklı'nın haberine göre, BDP, terör örgütü PKK-KCK ile amaç ve eylem birliği yapmakla suçlanıyor. BDP'li yöneticilerin KCK'da görev yaptığının vurgulandığı iddianamenin bir örneğinin kapatma davası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilecek.

İDDİANAME KABUL EDİLDİ

KCK'ya yönelik yürütülen soruşturma sonucu Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Belge Yayınları yetkilisi Ragıp Zarakolu'nun da aralarında bulunduğu 147'si tutuklu 193 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. "Örgüt yöneticisi olmakla" suçlanan Prof. Dr. Ersanlı'nın ders verdiği akademinin "PKK'nın şehirdeki ideolojik eğitim merkezi" olarak kabul edildiği belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen terör örgütü KCK'ya yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan 2 bin 400 sayfalık iddianame mahkeme tarafından kabul edildi.


147'Sİ TUTUKLU 193 SANIK VAR

Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında KCK'nın yönetim kadrosunda bulunan kişiler ile akademik kadrosunda bulunduğu iddia edilen Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu'nun da bulunduğu 147'si tutuklu 193 sanık yer alıyor. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, yayıncı Ragıp Zarakolu "terör örgütüne yardım ve yataklık etmek", Büşra Ersanlı ise "örgüt yöneticisi olmakla" suçlanıyor. Terör örgütü KCK'nın İstanbul'daki üst yönetiminin anlatıldığı iddianamede, örgütün Murat Karayılan'dan sonra gelen üst düzey yöneticileri Ali Durç ve Kudbettin Yazbaşı da sanıklar arasında yer alıyor. İddianamede bir numaralı şüpheli olarak yer alan Yazbaşı tutuklu şüpheliler arasında bulunurken, örgütün üst düzey yöneticilerinden Ali Durç ise firari şüpheli olarak yer alıyor.
5 gizli tanığın ifadesine yer verilen 2 bin 400 sayfalık iddianamede, terör örgütü KCK'nın İstanbul'daki yönetim kadrosunun yer aldığı seçim sürecindeki molotoflu eylemler anlatılıyor. PKK terör örgütünün kuruluşu, yapısı, örgüt adına gerçekleştirilen eylemlerin anlatıldığı iddianamede, PKK'nın şehir yapılanması olan KCK'nın tanımı, KCK sözleşmesi, toplantılar ve "Siyaset Akademisi"ne yer verildiği öğrenildi.

PKK'NIN ŞEHİRDEKİ İDEOLOJİK EĞİTİM MERKEZİ

İddianamede Siyaset Akademi'de verilen dersler ve içeriklerine de yer verilirken, Prof. Dr. Ersanlı'nın da ders verdiği akademinin "PKK'nın şehirdeki ideolojik eğitim merkezi" olarak kabul edildiği belirtildi.
İddianamede, akademide eğitim alanların örgütün dağ kadrosuna katılarak askeri eğitim gördükleri, dağ kadrosuna katılmayanların ise şehirdeki yapılanmada örgütsel faaliyetlerine devam ettikleri iddia edildi. Örgüt tarafından gerçekleştirilen protesto gösterilerine de yer verilen iddianamede, Diyarbakır'dan bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle'nin Yüksek Seçim Kurulu tarafından milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından gerçekleştirilen eylemler de anlatılıyor. İddianamede eş zamanlı araç kundaklama eylemleri gibi organize şekilde gerçekleştirilen gösterilerin de anlatıldığı öğrenildi.

DURUŞMA SİLİVRİ'DEKİ BALYOZ SALONUNDA YAPILACAK

İddianameyi kabul eden İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi duruşmanın ne zaman görüleceğine ilişkin tarihi belirlemezken, duruşmaların Silivri Cezaevi Kampüsü'nde yer alan ve Balyoz davasının da görüldüğü büyük salonda yapılacağı öğrenildi.
Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın 38,5 yıl hapsi isteniyor

İddianamede, 193 sanıktan Prof Dr Büşra Ersanlı'nın 19 ile 38,5 yıl, Ragıp Zarakolu'nun da 7,5 ile 15 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları istendi. İddianamede, Prof Dr Büşra Ersanlı'nın da aralarına bulunduğu 51 sanığın "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak", 141 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak", Belge Yayınları yetkilisi Ragıp Zarakolu'nun da "PKK/KCK terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlarını işledikleri belirtildi. İddianamede, tutuklu olan Prof Dr Büşra Ersanlı'nın "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak", "terör örgütünün propagandasını yapmak" ve "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek" suçlarından 19 ile 38,5 yıl, tutuklu sanıklar arasında yer alan Ragıp Zarakolu'nun da "PKK/KCK terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 ile 15 yıl arasında hapis cezası verilmesi talep edildi.
Zarakolu'nun oğlu tutuklu sanık Cihan Deniz Zarakolu'nun da "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak" suçundan 15 ile 22,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması öngörülen iddianamede, tutuklu sanık Mustafa Avcı'nın da "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak", 12 kez uygulanmak üzere "terör örgütünün propagandasını yapmak" ve yine 12 kez uygulanmak üzere "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek" suçlarından 39 ile 118,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi.
İddianamede, diğer 189 sanığın da "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "terör örgütünün propagandasını yapmak", "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek" ve "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek" suçlarından 7,5 ile 111 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılmaları öngörüldü.

Kaynak:Ensonhaber