Arama

Medya Haber - Tek Mesaj #1778

byseus - avatarı
byseus
Kayıtlı Üye
5 Nisan 2012       Mesaj #1778
byseus - avatarı
Kayıtlı Üye
Şamil Tayyar bu kez Demirel'i hedef aldı

Ak Parti Milletvekili Şamil Tayyar, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da bu kez Süleyman Demirel'i hedef aldı.
esh1451


Daha önce CHP'lilerle ilgili "meyhane göndermeli" tweetler atan ve Meclis'i bir anda karıştıran AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, yine Twitter hesabı üzerinden Süleyman Demirel'i hedef alan açıklamalarda bulundu.

BURNUMUZ B..KTAN ÇIKMADI


12 Eylül'ün en büyük mağdurlarından biri olan Demirel'in, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davaya "müdahil" olmamasını eleştirdi. Demirel'in "Bu yolla bir yere varmanın mümkün olduğunu düşünmüyorum" açıklamasına gönderme yapan Tayyar, "Demirel davaya neden müdahil olmamış: bu yolla bir yere varılmaz! Biz senin yolunda 3 kuşak kaybettik, burnumuz b...ktan çıkmadı" dedi.

esh8867

_______________


Süleyman Demirel Fikret Bila'ya konuştu

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 12 Eylül davasına neden müdahil olmadığını Fikret Bila'ya açıkladı.
esh3461


Ankara Adliyesi, dün tarihi bir gün yaşadı. 12 Eylül askeri müdahalesinin yargılanmasına Ankara Özel Yetkili 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.

DEMİREL MÜDAHİL OLMADI

12 Eylül askeri müdahalesinde Başbakan olan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, davaya müdahil olmadı. Kenan Evren, Demirel'in müdahil olmamasını ise "çok şaşırdım" sözleri ile karşıladı.

Demirel tartışma yaratan bu kararı neden aldığını Milliyet Gazetesi yazarı Fikret Bila'ya açıkladı.9.Cumhurbşakanı Süleyman Demirel'le görüşen Bila, herkesi merak ettiği "Neden müdahil olmadı?" sorusuna yanıtı birinci ağızdan aldı...


İşte o yazı:

"Barışçı yol bulunmalı"

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 'e dünkü görüşmemizde, 12 Eylül darbesinde Başbakanlık 'tan uzaklaştırıldığı halde davaya neden müdahil olmadığını sordum. Demirel, şu yanıtı verdi:

"Ben ihtilallere, karşı ihtilallerle veya bu tür davalarla karşılık verilmesini düşünen biri değilim. Barışçı bir yol bulmak lazım. Halkın bir kısmı istiyor, bir kısmı istemiyor. Bir kısmının istediği şeyi yaparsanız istemeyen kısmı; istemeyenlerin dediğini yaparsanız isteyen kısmın duygularını incitir, onları karşı karşıya getirirsiniz. Bundan da faydalı bir sonuç çıkmaz. Bu sebeple uzlaşma yaratmak, barışçı bir yol bulmak gerekir. Bu tür olaylarda yapılacak iş sadece mahkemeye gitmek değil, toplumda uzlaşmayı, barışı sağlamaktır."

"Sadece Evren ve Şahinkaya desteklemiyor"

Demirel, bu dava görülürken halkın 12 Eylül 'deki tavrını da hesaba katmak gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:

"Şimdi mahkeme görülüyor. 12 Eylül benim elimden Başbakanlığı aldığında, halk alanlara alkış tuttu. 12 Eylül idaresinin yaptığı anayasaya yüzde 92 oy verdi. Anayasayı kabul etti, ondan sonra kanunlar çıkarıldı. Hükümetler kuruldu. 12 Eylül 'ü yapan Kenan Evren 'i Cumhurbaşkanı seçti. O da 7 yıl Cumhurbaşkanı olarak görev yaptı. 12 Eylül 'ü destekleyenler şimdi mahkemeye sevk edilen Evren ve Şahinkaya 'dan ibaret değil. Yani 12 Eylül 'ü hâlâ destekleyen iki kişi değildir. Hâlâ o zamanın şartlarında gerekliydi, başka çare yoktu diyen bir halk kesimi var."

"Ben hesaplaştım"

Demirel 'e, anayasanın geçici 15. maddesinin referandumla kaldırıldığını ve 12 Eylül 'le hesaplaşma gerektiğinin savunulduğunu anımsattığımda ise, şu karşılığı verdi:

"Ben, 12 Eylül 'le hesaplaştım. 12 Eylül 'le siyasi olarak hesaplaşmak gerekiyordu, ben de bunu yaptım. Nasıl yaptım? 12 Eylül 'de ben Başbakan 'dım. Başbakanlık elimden alındı. Siyasi yasak getirildi. 1987 'de siyasi yasakların kaldırılması için yapılan referandumda meydanlara çıktım, 12 Eylül 'le meydanlarda hesaplaştım. Sonra bu halk benim yasağımı kaldırdı. Bu halk beni önce Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı yaptı. Böylece 12 Eylül 'le hesaplaştım ve beni yeniden Başbakan ve Cumhurbaşkanı seçen halk, 12 Eylül 'ü tekzip etmiş oldu. Hesaplaşma budur."
Caydırıcı olmaz mı?

9. Cumhurbaşkanı Demirel 'e, 12 Eylül 'ün yargılanmasının bundan sonrası için caydırıcı bir etkisi olacağı düşüncesinin de hakim olduğunu anımsatarak görüşünü sordum. Şu yanıtı verdi:

"Ben o kanaatte değilim. Gemi azıya almış at gem dinlemez. Geçmişte de örnekleri görüldü. Tarihe bakmak gerekir. Önemli olan toplumda huzuru, barışı, uzlaşmayı devamlı kılmaktır. Ülkeyi o noktalara sevk etmemektir."
"Ölümler ve işkenceler"

9. Cumhurbaşkanı Demirel 'e, 12 Eylül sürecinde idamların, işkencede hayatını kaybedenlerin, sakat kalanların, işinden olanların hak ve hukukunun takip edilmesi konusundaki görüşünü de sordum:

"Tabii o başka. Elbette bu şekillerde kişisel hukuku zayi olanların hakkını aramak gerekir. Bunların takipçisi olmak gerekir. Hayatını kaybeden, işkence, kötü muamele gören, diğer hak kayıplarına uğrayanların haklarının, hukukların takip edilmesi lazımdır. Kim cinayet işlemişse, kim suç işlemişse takip edilmelidir. Bu yaşananlarda sorumluluğu tespit edilenler -nasıl tespit edilir bilemiyorum ama- edilirse elbette takibinin yapılması gerekir. Tabii bunun da hukuk içinde yapılması gerekir, hukuk dışında intikam duygusuyla hareket edilmesi yine yanlış olur. Yeni kayıplara sebebiyet verilmemesi lazımdır."

"Bölünmeye yol açılmamalı"

Demirel, 12 Eylül 'le hesaplaşıyorum diyerek toplumda yeni bölünmelere yol açmamak gerektiğini savundu ve şöyle konuştu:

"Şimdi ben hesaplaşıyorum diye toplumda bölünmeye yol açarsanız bundan bir fayda çıkmaz. Toplum zaten bir kutuplaşmanın içinde. Bugünlerde Türkiye 'ye en çok lazım olan şey birlik ve beraberliktir. Bunun için gayret etmek gerekir. Türkiye 'yi bölmenin, kutuplara ayırmanın manası yoktur."

___________


Affetmeyeceğim sürünecek

8 Ekim 1980'de ortadan kaybolan Cemil Kırbayır'ın 104 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır da dün adliyenin önündeydi.
esh1625


İstanbul'dan küçük oğlu Mikail Kırbayır eşliğinde ambulansla Ankara'ya gelen Berfo Ana, isminin daha önce kayıtlara geçirilmemesi nedeniyle duruşma salonuna alınmadı. Berfo Ana, "Kenan Evren anaların çocuklarını aldı. Ona 'Utan. Bu kadar insana nasıl kıydın' demeye geldim. Oğlumun tabutunu istiyorum. Affetmeyeceğim seni Kenan Evren, sürüneceksin" dedi.
Oğlumu şahitsiz, ispatsız astılar

12 Eylül döneminde Manisa'daki bir davanın ardından idam cezasına çarptırılan Halil Esendağ'ın annesi Mürvet Esendağ, "Benim çocuğum askere silah, polise taş atmadı. İdamla yargılandı. Şahitsiz, ispatsız hücrede yatırdılar. Bizimle görüştürmediler. Benim çocuğum ispatsız, şahitsiz idam edildi. Bunu yapanları Allah'a havale ediyorum" diye konuştu.

Kaynak:Ensonhaber