Tıp adamları sağlıklı bir kalp için sakin ve huzurlu ortam ve iyi kalpli, iyiliksever olmayı öğütlüyor.Bu hem sağlık anlamında hemde manevi anlamda geçerli.Yaşanılan toplumsal stresi azaltmak için birbirimize karşı “iyi kalpli” olmalıyız.Sokakta, işte, trafikte,ailemizleyken birbirimize karşı daha anlayışlı, hoşgörülü, sevecen ve sabırlı davranmalıyız, diyorlar. Dünyada her yıl 17,5 milyon kişi kalp ve damar hastalıklarından ölüyor.Kanserden ise 2,5 milyon kişi… Trafik kazalarında ölenlerin sayısı da 1,5 milyon civarında.
2020 yılında kalp ve damar hastalıklarından ölenlerin sayısının 25 milyon kişiye yükseleceği belirtiliyor.Bu rakamlar durumun vahametini ortaya koyuyor.Türkiye kalp ve damar hastalıkları konusunda dünya şampiyonu!!! AB üyesi ülkelerde 2 milyon, Türkiye’de ise 200 bin kişi hasta… Sebep: Sağlıksız beslenmemiz.
Son yıllarda kalp krizinden ölümler arttığı gibi, kadınlarda kriz, erkeklere oranla daha çok olmaya başladı.Daha ürkütücü tarafı kalp krizi ölümlerinin ilk öğretim çağındaki çocuklara kadar inmiş olması.Bu noktada sebeplarden ikincisi devreye giriyor
TRES!
Kadınlar, hem iş hayatı hem evim ve annelik diye ikiye bölünmenin; “çağdaş yaşam” dolduruşuna gelerek stresli bir hayata girmenin bedelini kalp krizinde erkekeleri geçerek ödüyorlar.
SINAV YARIŞI ÇOCUKLARIMIZIN KALBİNE KALBİNE VURUYOR
Çocuklar ise, özellikle sınav gerginliği yüzünden daha hayatlarının tomurcuklanma dönemlerinde kalp hastalıkları ile tanışıyor. Minicik kalpleri sınav yarışlarını kaldırmıyor.Bunun farkında olmayan anne babalar hala çocuklarını sınava hazırlamak için inanılmaz bir efor sarfediyor; beklentileri ile minikleri daha da bir güç duruma sokuyor.
