Aklıma düştün yine gece gece...
Seyrederken kendimi aynalarda. Seyrederken gözlerimde gözlerini aklıma düştün yine ey sevgili. Zaten seni düşünmeden geçen günüm yok ama. Ama bazen öyle bir düşüyorsun ki içime, aklıma, yüreğime. Öyle bir düşüyorsun ki, "cayır cayır" yakıyorsun içimi. Terliyorum seni düşünmenin ağırlığından böyle zamanlarda. Sırıl sıklam oluyorum hem düşünmekten seni, hem de beni yakan aşkından. Yoo hiç fark etmez senin artık benden gitmiş olman. Sen gitmiş olabilirsin ama ben senin sevgini bırakmadım ki benden. Ve hep geceleri oluyor nedense? Nedense siyahın hakimiyeti altına girince tüm dünya, siyaha boyanınca ben, "siyah siyah" olunca duvarlar... Nedense? Aklıma düştün yine gece gece güzelim. Hatırlar mısın ben sana "güzelim" dedikçe, sen utanır, kızarırdın. Hoşuna da giderdi ben fark ederdim ama çaktırmazdım. Bekleyişin içindeyim be güzelim. Öyle belli bir "umut" yok aslında ama ne yapayım? Televizyonda Reha Muhtar haberlerini mi izleyeyim seni düşünmek yerine? Sularda akislerin, rüyalarımda tebessümlerin var. Zaman zaman gece uyanmaları, kabuslar ve anılar.
Seni hatırlatsın diye bir tablo aldım antikacıdan. Bir güvercin resmi yapmış ressam. Farkında olmadan seni yansıtmış tuvaline. Ne de olsa sen de benim güvercinimdin. Bir gün geldi ellerimden uçuverdin.
aklıma düştün yine bu gece
bekleyiş içimdeyim
bekliyorum hala seni
benim beyaz güvercinim.