Arama


Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
23 Mayıs 2012       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı
Koroner Arter Hastalığı

Koroner Arter hastaları hiçbir yakınma olmadan ani ölümle karşılaşabilirler.Koroner arter hastalığı, dünyanın önemli bir bölümünde en önemli sağlık sorunudur. Koroner kelimesi latince “taç” anlamına gelir. Kalp damarları, kalbin dış yüzeyinde bir taç gibi seyrettiği için bu isim verilmiştir. Kalp damarlarında genetik yatkınlığı olan bireylerde hipertansiyon, yüksek kolesterol düzeyi, sigara içiciliği, hareketsiz yaşam, şişmanlık gibi faktörlerin etkisiyle yağlı plaklar oluşmaya başlar.

Bu plaklar bugünkü bilgilerimizin ışığında çocukluk çağında çizgilenmeler şeklinde başlamaktadır. Yıllar içerisinde damar duvarına giren LDL kolesterol parçacıkları bu bölgede bir yangı oluşturarak oldukça karmaşık mekanizmalarla bu plakların büyümesine yol açar. Damarın içerisine doğru büyüyen bu plaklar sıklıkla damar açıklığının yüzde 50 ve üzerinde bir darlık oluşturmaya başlamasıyla hastada klinik yakınmalar da başlar.

Koroner arter hastalığı birkaç şekilde kendini belli eder. En dramatik ve kötü sonuçlanma ani ölümdür. Koroner arter hastalarının küçük bir bölümü daha öncesine ait bir yakınma olmaksızın ani ölüm ile hastaneye getirilirler. Ani ölüm kurbanlarının büyük bir bölümü kaybedilmektedir. Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin artmasıyla birlikte ani ölüm sorununa da dikkat artmaktadır. Polisler, koruma görevlileri, itfaiye çalışanları ve hatta genel yurttaşların yeniden canlandırma teknikleri konusunda eğitilmeleri, cankurtaran ve acil ulaşım sistemlerin düzenlenmesi ile ani ölümde başarı artmaktadır.

En şanslı hasta grubu ise göğüs ağrısı hisseden hastalardır. En yaygın grup budur. Hastalar tipik olarak hareket ettiklerinde, belirli bir mesafe yürüdüklerinde ya da merdiven çıktıklarında göğüs kemiğinin arkasında baskı tarzında bir ağrı hissederler. Bu kişiyi uyarıcı bir işarettir ve genellikle doktora gitmelerine neden olur. Bazı hastalarda ise ilk bulgu kalp krizidir. Kalp krizi uzun süreli (20 dakikadan fazla) göğüs ağrısı ile karakterizedir. Ağrının karakteri aynıdır. Baskı, basınç, ağırlık hissi olarak tarif edilir. Hareketle gelen ağrıdan tek farkı daha şiddetli olması ve daha uzun sürmesidir.

Hareketle gelen göğüs ağrısındaki temel mekanizma, hareket sırasında artan kalp kası oksijen ihtiyacının, koroner damardaki darlık nedeniyle tam olarak karşılanamamasıdır. İstirahat ağrısında ve kalp krizinde ise mekanizma biraz daha farklıdır. Koroner damar içerinde bulunan plağın dış çeperi yırtılır ya da çatlar. Plağın içerisinde bulunan yağlı içerik kanla temas eder. Bu içerik çok güçlü biçimde pıhtılaşmayı tembih eden bir yapıdır. Plağın üzerinde hızla pıhtı oluşur. Bu pıhtı damarı tıkar. Tıkanan damarın beslediği kas dokusu 15-20 dakika içerisinde ölmeye başlar. İşte bu durum kalp krizi olarak adlandırılır.

Tanı Yöntemleri

Koroner kalp hastalığının tanısındaki en önemli yöntem dikkatli bir fizik incelemedir. Laboratuvarda kullanılan araçlar ise elektrokardiyografi, ekokardiyografi, egzersiz testleri, nükleer tıpça uygulanan sintigrafik ve radyolojik görüntüleme yöntemleridir. Radyolojik görüntüleme yöntemlerinin başında konvansiyonel anjiyografi gelir.

Koroner anjiyografi olarak da adlandırılan bu yöntemde hastaların genellikle sağ kasık arterinden girilerek kalbe kateter adı verilen uzun borucuklarla ulaşılır. Buradan sol karıncığa girilir, basınç ölçümleri yapılır ve sağ ve sol koroner arterlere ayrı ayrı oturularak bunların filmi çekilir. Film çekme işlemi sırasında damarları ve kalp boşluklarını görünür kılmak için “radyokontrast madde” olarak adlandırılan özel ilaçlar kullanılır. Çekilen filmler genellikle dijitalize edilerek daha sonra değerlendirilmek üzere bilgisayar ortamında saklanır. Koroner anjiyografi, koroner arter hastalığının teşhis ve tedavisinde kullanılan günümüzün altın standartıdır.



Kaynak : Popüler Bilim (Nisan 2005,Sayı:134)