Yazı Ne Zaman İcat Edildi?
Bilim adamlarının vardığı ortak kanıya göre, insanoğlunun en önemli buluşlarından biri olan ‘yazı’nın icadıyla tarih başlamış, tarihöncesi zaman sona ermiştir. Yazının icadıyla, olaylar ve bilgiler olduğu kadar, yasalar, kararnameler, antlaşmalar, iletilen haberler de yazıya dökülebilmiş yani bir yere kaydedilebilmiştir.
M.Ö. 4000 yılından öncesinde yazıya rastlamıyoruz. Ondan daha önceleri insanlar, kendi aralarında haberleşmek için; söz ve hareket dışında, kırılmış dal parçaları, çakıl taşı kümeleri, kolye biçiminde dizilmiş deniz kabukları, ip düğümleri gibi belirli bir şifreli dili oluşturan maddesel simgeler kullanırdı. Yine aynı amaçla, bazen tahta ve odun parçalarına çentikler çizerler, kayaların ya da kumun üstüne izler bırakırlardı.
Doğadaki esrarlı güçlerin sempatisini kazanmak ya da kötü güçlerden kurtulmak için mağara insanlarının barınakların duvarlarına çizdikleri resimler, yazıya geçiş yolu olmuştur. İnsanoğlu bu aşamada, şu ya da bu nesnenin karşılığında, herkes tarafından ilk bakışta anlaşılacak kadar şematik bir resim kullanmaya başlamıştır. Bugün bu ilkel yazı şekline ‘piktogram’ diyoruz. Konuşulan dil ne olursa olsun, herkesin ne ifade ettiğini kolayca anladığı trafik işaretleri, bu ilkel dilin en güncel örneğidir.
Böylece milattan 3000 yıl önce Mısır’da, sayıları yüzleri bulan ‘hiyeroglifler’ ortaya çıktı. Bu yazı türünde örneğin; bir çember güneşi ifade eder, çeşidine göre bazı kuş kafası resimleri bir doğanı, çulluğu, leyleği gösterirdi, iki tane zikzak yatay çizgi bir su yoluna, iki eğri çizgi katlanmış kumaşa, bir kare kübik şeklindeki iskemleye karşılıktı. Ve daha başka özellikler eklenmiş karmaşık bir sistem sayesinde Mısırlılar, bir takım resim oyunlarıyla zaman, sonsuzluk gibi soyut kavramları da ifade etmeyi başarmışlardır. Ayrıca, Asurlular, Persler ve Medler, beş yüz kadar işaretten oluşan ve adına ‘çivi yazısı’ denilen yazı türünü de icat etmişlerdir.
Çin’de ise piktogramların kullanıldığı bir dönemden sonra, sayıları kırk bine ulaşan ve anlatılmak istenen nesneyle hiçbir benzerliği bulunmayan ‘ideogramlar’ çizilmeye başlandı.Kelimeler, aynı sayıda harflerle ifade edilen birkaç basit sese ayrıldığı zaman, alfabeler; yazının gelişimindeki en son aşama olmuştur. İlk alfabe, Fenikeliler’in eseridir.
Kaynak : Bilimania (12 Ocak 2012)