Arama

Hüseyin Rahmi Gürpınar - Tek Mesaj #4

Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
23 Temmuz 2012       Mesaj #4
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864 İstanbul - 1944 İstanbul)
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

images?qtbnANd9GcQgDgTa7Df3iVVukA0rMiJHMQDK36SLo28iSY8PBu IVVi9fzxUM1T3hZsn

Roman yazarı. Mahmudiye Rüştiyesi'ni bitirdikten sonra girdiği Mülkiye Mektebi'nden sağlık nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı (1880). Bu dönemdeki bir-iki küçük memurluk ve Cumhuriyet devrinde milletvekilliği (1936-1943) dışında Hüseyin Rahmi'nin çabası sanatı etrafında oldu, yaşamını kalemiyle kazandı. İlk yapıtı "Şık ya da Ayna"nın Ahmet Mithat Efendi'nin ilgisiyle Tercümanı Hakikat gazetesinde yayımlanmasıyla başlayan bu kalem savaşı sonunda edebiyatımıza kazandırdığı kırka yakın roman, bugün de özgünlük ve değer düzeyini korumaktadır. Yazarlığa başladığı dönemde etkisini sürdüren Edebiyatı Cedide akımının dışında kalan Gürpınar'ın ilk özelliği büyük bir gözlem gücüne sahip oluşudur. Toplumun çeşitli sınıf ve tabakalarından gelmiş tipleri en açık nitelikleri ve keskin çizgileriyle yakalama ustalığının yanı sıra, bayağılığa kaçmayan bir güldürü ve anlatım rahatlığı, özelliklerinin başında yer alır. Sanatındaki kuruluş ve yapı yönündeki bu rahatlık, onu kendiliğinden gerçekçi anlayışa götürür. Bir yerden sonra da toplum onun için sadece bir gözlem aracı olmaktan çıkar. Yaşadığı dönemin dil ve edebiyat anlayışı, dünya görüş ve felsefesini aşan yapıtlar verir. "Ben Deli miyim?" romanı yargılanırken savunmasında (Ataç Dergisi, sayı 29, 30, 1963) belirttiği gibi, sanatçının görevinin ne olduğunu, toplumsal işlevinin dayandığı nedenleri görür, bilinç kazanır. İlk yapıtı "Şık ya da Ayna"dan sonra 8-9 yıl çeviri yaptı ve günlük gazetelere fıkralar yazdı. Kısa sürede "İffet", "Mutallaka" ve "Mürebbiye"yi yayımladı ve sonuncu yapıtıyla büyük bir ün kazandı.
Bu üne yol açan ana nedenlerin başında, dil anlayışındaki yalınlık ve halkın psikolojisini iyi değerlendirerek, buna uygun bir öz getirmesi gelir. Daha sonra, 1912'de yayımladığı "Gulyabani" üzerine yazdığı bir mektupta, romanın niteliğinden bir şey yitirmeden masal derecesinde sadeleştirmeye ulaştığını belirtmesi, romanlarındaki yalınlığın bir rastlantı olmadığını gösterir. Bu temel özellikler, hiç kuşkusuz Hüseyin Rahmi Gürpınar'ı günümüzün edebiyat değerlendirmeleri önünde de güç durumda bırakmayan özelliklerdir.

Başlıca yapıtları:
  • "Şık" (1889),
  • "İffet" (1896),
  • "Mutallaka" (Evlat Hatırı, 1898),
  • "Mürebbiye" (1899),
  • "Bir Muadelei Sevda" (1899),
  • "Metres" (1899),
  • "Tesadüf" (1900),
  • "Nimetşinas" (1901),
  • "Şıpsevdi" (1911),
  • "Kuyruklu Yıldız Altında bir İzdivaç" (1912),
  • "Gulyabani" (1912),
  • "Cadı" (1912),
  • "Sevda Peşinde" (1912),
  • "Hazan Bülbülü" (oyun, 1916),
  • "Hakka Sığındık" (1919),
  • "Toraman" (1919),
  • "Hayattan Sayfalar" (1919),
  • "Kadınlar Vaizi" (1920),
  • "Son Arzu" (1922),
  • "Tebessümi Elem" (Acı Gülüş, 1923),
  • "Cehennemlik" (1924),
  • "Efsuncu Baba" (1924),
  • "Meyhanede Hanımlar" (1924),
  • "Ben Deli miyim?" (1925),
  • "Tutuşmuş Gönüller" (1926),
  • "Billur Kalb" (1926),
  • "Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu" (1927),
  • "Mezarından Kalkan Şehit" (1928),
  • "Muhabbet Tılsımı" (1928),
  • "Kokotlar Mektebi" (1928),
  • "Şeytan İşi" (1933),
  • "Kadın Erkekleşince" (Oyun, 1933)
  • "Utanmaz Adam" (1934),
  • "Eşkıya İninde" (1935),
  • "Kesik Baş" (1942),
  • "Gönül Bir Yeldeğirmenidir Sevda Öğütür" (1943),
  • "Ölüm Bir Kurtuluş mudur?"(1945),
  • "Dirilen İskelet" (1946),
  • "Dünyanın Mihveri Kadın mı, Para mı?" (1949),
  • "Eti Senin Kemiği Benim" (1963),
  • "Deli Filozof" (1964),
  • "Can Pazarı" (1968).
Öykü:
  • "Namusla Açlık Meselesi" (1933),
  • "Katil Buse" (1933),
  • "İki Hödüğün Seyahati" (1933),
  • "Tünelden İlk Çıkış" (1934),
  • "Gönül Ticareti" (1939),
  • "Melek Sanmıştım Şeytanı" (1943).
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Sen sadece aynasin...