Arama


bluecrazy - avatarı
bluecrazy
Ziyaretçi
14 Ağustos 2012       Mesaj #11
bluecrazy - avatarı
Ziyaretçi

UFO Araştırmaları


9 Aralık 1965 tarihinde ABD'nin Pennsylvania eyaletinde Kecksburg'un ormanlık alanına garip bir cismin düştüğüne yüzlerce kişi tanık oldu... 1980, 27 Aralık'ta sabahın erken saatlerinde 2 Amerikan Hava Kuvvetleri güvenlik devriyesi İngiltere Suffolk'daki Rendlesham Ormanının üzerinde parlayan metal bir cismin havada asılı durduğunu gördü... 1989 ile 1990 yılları arasında Belçika hava sahasında üçgen şeklinde ve devasa boyutta yüzlerce cisim görüldü. 2000 yılı 5 Ocak tarihinde ABD, Illinois'de bir iş adamı ve birkaç polis memuru oldukça parlak ve büyük bir cismin gökyüzünü delerek geçtiğini gördüler.

Dünyanın her yerinde binlerce insan buna benzer olaylar gördüklerini bildirmişlerdir. UFO diye tanımlanan bu cisimler acaba bizleri uzak gezegenlerden ziyaret eden uzaylıların uzay gemileri mi? Yoksa sadece yüksek teknoloji ürünü askeri uçaklar, meteoroloji balonları veya basitçe açıklanabilecek başka tür olaylar mı?

Bu yazı UFO üzerine kurulmuş efsaneler ve gizemlerin içine girip, araştırmacıların şimdiye dek yaptığı keşiflerin altını çizmekte ve hala bu uçan garip cisimleri çevreleyen gizemi anlatmaktadır.

20nci yüzyılın ortalarında Amerikan Hava Kuvvetleri bütün “tanımlamayan uçan cisimler” için “UFO” terimini üretti. Bu terim daha sonra UFO bilimciler arasında uzay gemisi ile aynı anlama gelir oldu.

Gökbilimci J. Allen Hynek UFO'yu şöyle tanımlamış:
Gökyüzünde veya yeryüzünün, yörüngenin üzerinde ve genel dinamiği ile ışık saçma tutumu mantıklı, alışılagelmiş bir tanıma uymayan ve bilinen algılayıcılara gizem oluşturmakla kalmayıp aynı zamanda mevcut kanıtların teknik olarak aklıselim bir tanımlama yapabilecek kapasitede kişiler tarafından detaylıca araştırılmasından sonra hala tanımlamayan bir cismin bildirilmiş algısıdır.

UFOların çoğu meteoroloji balonu ve uçak ışıkları şeklinde tanımlanabilmektedir ama UFO olaylarının yüzde 5 ila 10'unda cisim bir gizem olarak kalmaktadır.

UFO vakaları sözde uzaylı kaçırma olayları ile birlikte anılır, bu olaylarda insanlar karşın uzaylılar tarafından kaçırıldıklarını, çeşitli fiziksel deneylere tabi tutulduklarını söylerler hatta uzaylılar tarafından hamile bırakıldıklarını iddia edenler bile vardır.

UFO vakaları sırasında radyo, TV yayının kesilmesi veya araba kontağının arıza vermesi garip bir fenomen sıklıkla bildirilmektedir. Pek çok UFO arkasında garip imzalar bırakır, mesela toprakta çukur veya yanmış, yassılaşmış bitki örtüsü, telefon direklerinden ve ağaçlardan sarkan örümcek ağı gibi kablolar ve dağılmış tanımlamayan enkaz yığınları.

Peki bunlar gerçekten dünya dışı varlıklar tarafından kullanılan uzay araçları mı yoksa dünyaya ait henüz tanımlanamamış cisimler mi? Bu soru, UFOlara inananlar ile daha bilimsel kanıtlar isteyenleri birbirine karşı kışkırtacak kadar çelişkili.

Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, ABD'de şaşırtıcı derecede çok insan dünya dışında akıllı varlıkların yaşadığına inanmaktadır. 1997 yılında yapılan bir CNN anketine göre ankete katılanların yüzde 60'ı uzaylıların insanlarla iletişim kurduğuna, yaklaşık yüzde 50'si uzaylıların insanları kaçırdığına ve yüzde 80'i de hükumetin uzaylılarla ilgili bir şeyler gizlediğine inanmaktadır.

UFO gördüğünü iddia eden insanlar gördüklerinin gerçek olduğundan emindirler. Uzaylıların yeryüzüne insan ırkını incelemek, melez bir ırk yaratmak veya sadece insanlarla iletişim kurmak için geldiğini söylerler.

Şüpheci insanlarsa UFO fenomenin aksini veya doğruluğunu kanıtlayacak kadar somut bilimsel bulgu olmadığını iddia eder. UFO olaylarının çoğunun aldatmaca veya meteor balonu gibi tanımlanabilen olaylar olduklarını öne sürerler.

1940lı yıllarda Amerikan hükumeti UFO araştırmasına bir hayli önem vermişti. Amerikan Hava Kuvvetleri 1948 yılında “Project Sign” adı altında UFO olaylarını araştırıyordu. Daha sonra bu isim “Project Blue Book” ile değiştirildi ve 1948 ile 1969 yılları arasında Amerikan hükumeti 12 binden fazla UFO olayını araştırdı. Bunların 11.917 tanesi meteoroloji balonu veya uydu gibi dünyaya ait cisimler, yıldırım veya yansıma gibi meteoroloji olayları, astronomik olaylar veya aldatmaca olarak tanımlanmıştır. Geriye kalan 701 sayıda vaka tanımsız kaldı.

1969 senesinde Project Blue Book programı Amerikan Hava Kuvvetleri tarafından kanıt yetersizliği sebebiyle durduruldu. Programın sonucuna göre:
Amerikan Hava Kuvvetleri tarafından rapor edilen, araştırılan ve değerlendirilen UFO olaylarından hiçbiri ulusal güvenlik açısından bir tehdit oluşturmamaktadır.
“Tanımlanmayan” olarak kategorilenen UFO vakalarından hiçbirinin günümüzdeki bilimsel bilginin ötesinde bir teknoloji veya prensip gösterdiğine dair bir kanıt bulunamamıştır.
“Tanımlanamayan” olarak kategorilenen vakaların dünya dışı araçlar olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunamamıştır.

UFO araştırmaları özel sektörde devam etmiştir SETI (Dünya dışı akıllı yaşam arama) enstitüsü düzenli olarak gökyüzünde uzak gezegenlerden bir işaret aramaktadır. 1990Lı yılların sonunda, 1 milyon mil uzaktan sürekli olarak gelen bir sinyal yakaladılar. Ama birkaç saat içinde bunun dünyanın 1 milyon mil dışında bir uyduda olan güneş izleme aracı SOHO'dan geldiğini tespit ettiler.

Project Blue Book resmi UFO araştırmalarını bitirmiş olsa da hala hükumetin bir şeyler sakladığına inanmakta olan insanlar vardır.

1947 yılında bir yaz gecesinde New Mexico eyaleti Roswell kasabasındaki insanlar kasabanın hemen dışında gökyüzünde bir takım garip ışıklar gördü ve hemen arkasında bir ses duydular. Çok miktarda yıldırım düşen bu gecenin sabahında bir çiftlik çalışanı olan Mac Brazel koyunlarını kontrol ederken garip bir enkaz ile karşılaştı. Yerel polisle bağlantıya geçti ve onlarda yetkililere haber verdi. Enkaz Roswell Askeri Üssüne oradan da Wright Üssüne götürüldü. 8 Temmuz 1947 tarihinde Albay William Blanchard ordunun kaza yapmış bir uzay mekiği bulduğunu basına duyurdu. Birkaç saat sonra General Roger Ramey ilkini yalanlayan bir açıklama yaptı. Ramey'e göre Blanchard'ın askerleri meteoroloji balonu ve onun radarından başka bir şey bulmamıştı.

Peki hangi açıklama doğruydu? UFO bilimciler ilkinin doğru olduğunu ve ikinci açıklamanın gerçeği örtbas etmek için yapıldığını iddia etmektedirler.

Hükumetin gerçekten bir uzay mekiği ve içinde uzaylı cesetleri bulduğuna inanmaktadır. Görgü tanıklarına göre enkazdan çıkarılan üstü kapatılmış bir takım cesetler ordu tarafından götürülmüştür. Az sayıda insan bir uzaylı otopsisi yapıldığına inanmaktadır. Roswell kuramcıları kazadan bu yana hükumetin 51nci bölge olarak anılan Nevada eyaletinin ıssız kesiminde yana uzaylılarla buluştuğunu iddia etmektedirler.

Diğer bir teoriye göre hükumetin yaptığı iddia edilen örtbas planına tanıkları susturma da dahildir. UFO gördüğünü iddia eden bir çok insan, siyah takım elbise giyen bir takım adamların kendilerini susturmak için ziyaret ettiklerini iddia etmektedirler. Bu sözde “Siyah Giyen Adamlar” daha sonra Gray Barker'ın 1956 tarihli “Uçandaireler Hakkında Çok Şey Biliyorlardı” kitabında gündeme geldiler ve bu kişilerin gerçeği saklamaya çalışan uzaylılar veya hükumet ajanları oldukları düşünülmektedir. Birçok kaynağa göre Barker'ın kitabı bir kurgu eseridir. Siyah giyen adamları kuşatmış olan gizem 2 tane popüler filme, bir TV dizisine ve bir video oyununa kaynak oldu.

Devlet UFO örtbas olayları ile alakası olmadığını iddia ederken diğer bir grup insan da UFOlar tarafından kaçırıldıklarını iddia etmektedirler.

Uzaylılar insanları uzay mekiklerine bindirip üzerlerinde bir takım deney yaptı mı gerçekten? Çoğu insan öyle söylüyor. Büyük ihtimalle bu konudaki ilk iddia New Hampshire'da yaşayan Barney ve Betty Hill çiftine aittir. 19 Eylül 1961 yılında çift New Hampshire'ın kırsal bölgesinde arabayla seyir halindeyken gökyüzünde bir ışık fark ettiler. Yaklaştıkça cismin üzerinde camlar olan, çeşitli renklerde ışık saçan bir daire olduğunu gördüler. Barney dürbünü ile cismin içine baktığında içinde yaratıklar gördü. Korkuya kapılan çift arabayla evlerine döndüler. Bu olaydan günler sonra Betty mekiğin içine bindirildiği ile ilgili kabuslar görmeye başladı. Daha sonra hipnoz altında çift UFO tarafından kaçırıldıklarını ve deneylere tabi tutulduklarını hatırladılar.

Peki Hills ailesi ve kaçırıldığını iddia eden diğer binlerce kişi doğruyu mu söylüyor? Şüpheciler Barney'nin tarif ettiği büyük gözlü uzaylıların hipnoz seansından 12 gün önce yayınlanan “Outer Limits” dizisinin bir bölümündekilerin aynısıdır.

Ama kaçırılma öyküleri fark edilir bir biçimde benzerlik göstermektedir. Bir çok insan bir ışığın üzerlerine doğrultulduğunu ve hareket edemediklerini hatırlıyor. Bekleyen uzay gemisine bir ışık huzmesi tarafından taşıdıkları hissi de aynı. Vücutlarının incelendiği bir deney odası tarif ediyorlar. Bir çoğu vücutlarından sperm ve yumurta alındığını iddia ediyor ve bunların insan-uzaylı kırması çocuklar üretmek için kullandığını. Hatta kaçırılma olaylarından bir süre sonra bu çocuklar ile tanıştığını iddia edenler bile var.

Bu anılar hayal ürünü gibi gelse de bazı araştırmacılar kaçırılan kişilerin savaş gazileri gibi aynı şekilde travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösterdiklerini söylemektedir. Deneyimlerine benzeyen ses kayıtları dinlediklerinde fiziksel bazı belirtiler göstermektedirler. Psychological Science dergisinin 2004 Temmuz sayısında Harvardlı araştırmacı Richard McNally ve arkadaşları belirttiklerine göre, kişilerin avuç içleri terlemekte, kasları kasılmakta ve kalp atışları hızlanmaktadır.

Ayrıca bu kaçırılma olaylarının zamanlaması da yakın zamanda görülmüş ve bildirilmiş UFO tanıklık olaylarının zamanı ile uyuşmaktadır. Kaçırıldıkları iddia eden bir çok insan kayıp olarak bildirilmiş kişilerdir ve geri döndüklerinde vücutlarında garip kesikler ve morluklar bulunmuştur.

UFO olayları son yüzyılda popüler olmuş gibi görünse de yazar Erich Von Däniken “Tanrıların Arabaları” dahil bir çok kitabından uzaylıların dünyayı binlerce yıldır ziyaret ettiğini iddia etmektedir. İddiasına göre İncil'de uzaylı ziyaretleri ile ilgili bir çok gönderme vardır. Piramitlerin de bu uzaylılar yardımı ile yapıldığını, antik medeniyetlere sosyal düzeni ve sanatı getirdiklerini ve hatta atalarımızla modern türün oluşumu için çiftleştiklerini iddia eder.

Antik Sanskrit metinlerinde tanrılar tarafından gökyüzündeki savaşlarda kullanılan vimana adındaki uçan aletler tanımlar. Metinlerden birinde vimana şu şekilde tanımlanmaktadır (çevirisi):
... ışıktan yapılmış uçan büyük bir kuş gibi. Cıva motorunun içine demir ısıtma aleti koyulmuş olmalı. Hareket halindeyken kumanda rüzgarını ayarlayan cıvanın içindeki gizli güç sayesinde içinde oturan adam gökyüzünde çok uzak mesafelere yolculuk edebilir. Vimana' nın hareketleri öyledir ki dikey olarak yükselip, dikey olarak alçalabilir, eğimli bir biçimde ileri ve geri hareket edebilir.

Belkide bilinen ilk modern uzaylı teması 1947 yılının 24 Haziran gününde olmuştur. Özel pilot Kenneth Arnold Washington eyaletindeki Rainier dağının yakınlarında uçarken hilal şeklinde dokuz tane uçan cisim gördü. Cisimlerin saatte bin milden yüksek bir hızla tespit ettiklerini gözlemledi ki bu o zamanlar insanlar tarafından yapılmış uçakların hepsinden çok daha hızlıydı. Bu olayı haber yapan bir muhabir uçandaire lafının kullanarak tanımladı ve daha sonra bu tanım popüler bir hale geldi.

O zamandan bu yana İngiltere, Avustralya, Çin, Meksika, Rusya, İspanya, İtalya, ABD ve dünyadaki diğer ülkelerin çoğunda UFO olayları bildirilmiştir.

Kaynak: Amerikan Savunma Departmanı
Son düzenleyen Safi; 23 Haziran 2016 00:16