James Joyce
(1882 Dublin-1941 Zürih),
İrlandalı romancı.
Tam adı James Augustine Aloysius Joyce'dur. Yoksul bir ailedendi. İlköğrenimini Cizvitlerin yanında yaptı. Üniversitede okuduğu yıllarda milliyetçi hareketlerin dışında kalıp yabancı dil çalıştı ve yazdı. Fransızca, Norveççe ve Lâtinceyi öğrendi. Bu yıllarda müzikle de ilgilendi. Üniversiteden mezun olduğu 1902 yılına kadar geçen süre içinde giderek İrlanda'dan ve Katoliklikten soğudu ve 1904'te ülkesini terk etti. Pola ve Trieste'de İngilizce öğretmenliği yaparak ailesiyle birlikte yoksul bir hayat sürdü (İrlanda'dan ayrılmadan önce evlenmişti). Bu dönemde şiir, kısa öyküler ve yazmakta olduğu bir roman üzerinde çalıştı. İlkin "Chamber Music" (Oda Müziği, 1907) adı altında şiirleri, sonra bir öykü kitabı olan "Dubliners" (Dublinliler, 1914) yayımlandı. 1914'te ilk romanı "A Portrait of the Artisty as a Young Man" (Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi), bir İngiliz dergisinde yayımlandı; 1916'da kitap hâline getirildi.
Yarı otobiyografik olan roman Dublin'i gerçekçi bir biçimde anlatması yanında, Stephen Dedalus'un iç yaşamını, mitolojik göndermelerden de yararlanarak başarılı bir şekilde yansıtır ve aslında yazarın daha sonra yayımlanacak yapıtı "Ulysses"e bir çeşit giriş niteliğindedir. Joyce 1915'te, savaş nedeniyle İsviçre'ye geçti. Bir süre Zürih'te sonra 1919'a kadar Locarno'da kaldı. 1918'de Amerika'da çıkan bir dergide "Ulysses"in ilk bölümleri yayımlanmaya başladı. 1920'de yazarın Paris'e gittiği sırada, müstehcen olduğu gerekçesiyle, mahkeme kararıyla yayımı durduruldu. Daha sonra Paris'te bütün olarak yayımlandı (1922). Büyük bir ilgi çekti; bir yandan övgü; öte yandan yergiyle karşılandı. Dublin'de geçen olayları, Homeros'un Odissia destanındaki olaylarla kaynaştırarak anlatan roman, Stephen Dedalus'un Leopold Bloom ve karısıyla 17 saatlik bir zaman dilimindeki ilişkilerini aktarır.
"Ulysses", bilinç akımı tekniğinin kullanıldığı ilk örneklerden biridir. Çağdaş roman üzerinde büyük bir etkisi olan roman, dili ve karmaşık anlatım tekniği nedeniyle, anlaşılması güç bir yapıttır. 1939'da yayımlanan "Finnegans Wake"de ise Dublin'de yaşayan bir ailenin bireylerinin bütün bir gece boyunca gördükleri düşleri anlatan Joyce, bu yolla insan deneyiminin boyutlarını vermeye çalışmıştır. 60 kadar dilden aldığı ögeleri birleştirerek yarattığı dil ve roman, kendi deyimiyle "bir delinin çılgınca yapıtı"dır. Ama aynı zamanda birçok eleştirmenin görüşüne göre deneysel romanın verebileceği en uç noktalardan biridir. Joyce, II. Dünya Savaşı'nın çıkması üzerine Zürih'e kaçmış ve ömrünün sonuna kadar orada yaşamıştır.
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi