Arama

Hayata Dair - Tek Mesaj #1644

adsız - avatarı
adsız
VIP VIP Üye
28 Ağustos 2012       Mesaj #1644
adsız - avatarı
VIP VIP Üye
Gemiyi Yüzdüren Su, İçeri Girdiğinde Gemiyi Batırır

Bencil insan, insanlığın uğrayabileceği bütün felaketlerin tohumları içinde taşıyor. Felaketler, insan olma onurundan uzaklaşma ile başlıyor ya da büyüyor çünkü. Bencillik bir makineleşme hali. Bencil, içine para attığınızda gazoz veren makina gibi. Onu ancak menfaatinin karşılanması harekete geçiriyor. Ya insan? O hisseder susadığınızı, o siz istemeden verir, o suyunu paylaşır. Sizin susamanız onun susaması gibidir. O bulunduğu yüksek yerden herkesi görme kararı ile bakar, ama herkesi... Kimin yarasının kanadığı önemli değildir onun için. Yaranın kanamasıdır önemli olan ve işte o zaman onun da ciğeri yanar.
Sahip oldukları herşeyin üzerine oturarak, onları iyilik, güzellik, faydalılık yolunda paylaşmak istemeyenlerin yalnızca kalpleri değil mantıklarıda iflas etmiştir. Yalnızca kendisini bekleyen, kendisini gözleyen, kendisine çoğalan bir zenginlik kadar, ucuz ve kirli bir yaşama sebebi olabilir mi?
Birçok insanın artık çok duyulan bir mazereti var: ''Ben insanlara yardım etmek istiyorum ama daha ihtiyaçlarımı tam olarak gideremedim...'' Bu mazerete karşı bir soru var: İhtiyaç nedir? Hangi ihtiyaç zaruridir? Akla gelen herşeyi ihtiyaç kabul etmek ve hepsini zaruri göstermek, nöbet tutmamak için lağım çukuruna saklanmaktan farklı değil.
Herşey ihtiyaç değildir, her ihtiyaç zaruri değildir. İhtiyaçlarımızın bir kısmından fedakarlık yapabilmeliyiz, bir kısmının giderilmesini başkalarının menfaatine erteleyebilmeliyiz.
İhtiyaçlarınızın hangilerinin zaruri olduğunu dünya ile ilişkinize verdiğiniz anlam belirleyecektir. Yapabileceğiniz fedakarlıkların sınırınıda yine bu anlam belirleyecektir. Gerçke şu ki, sınırsız zevkler dünyasının ihtiyaç kuyusu, düşenin bir daha asla çıkamayacağı kadar derin ve karanlıktır.
Bir taraftan hastalıkların ve yoksullukların pençesinde ''yaşamak istiyorum'' diye ağlayan çocukların hıçkırıkları şehir şehir dolaşıyor; bir taraftan da ihtiyaç kuyularının dibinde insanlar kaynaşıyor, ihtiyaç listeleri uzadıkça uzuyor.
İnsan, olması gerektiği gibi oldukça, manevi ritmini bulur. Paylaşmak manevi hücreleri yeniler, dolayısı ile hem maddi hem manevi anlamda ömü uzar. Daha çok yaşamak, daha doygun yaşamaktır.
Mevlana ''Geminin yüzmesi için suya ihtiyaç vardır ama su geminin içine girerse onu batırır. Gemi için su ne ise, inanmış bir ibsan için dünya odur'' diyordu.
İşte denge merkezi.. işte ritmin enerji kaynağı. İnsanın ve insanlığın kısacık batış hikayesi. Suyun içeriye girmesine sebep olmayacak şekilde yaşamak gerekiyor...
ömr-ü bahar