Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ekim 2006       Mesaj #1763
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Uyku dolu bir uyanış...


Gözlerimi açtığımda boş bir odanın kuytulu yalnızlığında öylece oturuyordum. Loş duvarların bana hayranlık dolu bakışlarını sezdim bir anda. Sanki her bir duvardan gözler sızıyordu yalnızlıktan yorgun düşmüş biçare yüreğime. Görünürde odanın bir kapısı veya bir penceresi yoktu ama her yer aydınlıktı

-peki nerden geliyordu bu ışık?

Gözlerimi odanın tavanına çevirdiğim de gördüğüm manzara karşısında şaşkına dönmüştüm. Her gece izlemeye çıktığım mehtabın beni izlediğini gördüm. Ay ve yüz binlerce yıldızın tüm güzellikleriyle beni izlediklerini gördüm.

-peki nerdeydim ben ve burası neresiydi? bende bilmiyordum.

Bir an kalkmaya çalıştım duvara yaslanınca yere düşmekten kendimi zor kurtardım . Ben yaklaştıkça duvarlar benden kaçıyordu. Ama nedense içinde bulunduğum odanın boyutları hep aynıydı yani bir duvar kaçarken benden öbür duvar bana yaklaşıyordu. Bir kısır döngü yani.

Şaşkınlığımı gizleyemedim bir an

Mat duvarların gölgesinde derin mi derin düşüncelere dalmaya başladım. Başımı iki avucumun içine sığdırıp bağırdım, bağırdım, bağırdım…
Yankı bile yapmadı sesim ve bir yandan kovalayan ben, öbür yandan kaçan yine ben yani bu oyunda sadece ben vardım. Avda bendim, avcıda bendim.

Yıldızlara bakarken bir şeyler fark eder gibi oldum. Ruhumu bir an yaşadıklarımdan farklı bir his sardı ve yanı başımda beni izlemekle meşgul olan belki de benim varlığımdan haberi bile olmayan Ay’ı izlemeye başladım.Hayatı kovalarken aynı zamanda kovalanan bir avcının nefret dolu bakışlarıyla değil de sevgi dolu bakışlarıyla soğuk namluların uçlarına güller takan çocukların masum gülümsemeleriyle bakmaya başladım mehtaba ve mat görünümlü sessiz duvarlara. Yıldızların yavaş yavaş bana yöneldiklerini gördüm. Duvarlar renklendiler birden bire,sanki gökkuşağı tüm renkleriyle odamın içine daldı. Ben sevgiyle baktıkça onlar da sevgiyle yaklaştılar bana. Ve ellerimi uzattığımda yıldızlar avucumun içindeydiler sanki, duvarlar renk kuşağı her şeyim bir anda değişmişti. Sanki sihirli bir el dokunmuştu her şeye

.Bir bakış neleri değiştirirmiş meğer.

Tamam dedim kendi kendime , tamam…
Anladım artık , anladım. Duvarları mat kılan gözlerimmiş, kendini avcı sanıp avlanan ruhum, duvarlar hayat çizgim, yıldızlar her gün aralarında nefes alıp nefes verdiğim insanlarmış.
Anladım dedim ve ansızın uyandım bu kendini kaybetmişlik uykusundan. Anladım ama anlamak yetmiyormuş meğer birde anladıklarını anlatmak varmış, duvarları hala mat gören yıldız düşmanlarına.

Döndüm ama ne yıldızlardan ne de duvarlardan eser vardı.
Bana ise bu garip anımı sizlerle paylaşmak kaldı…
feather