Arama

Coğrafi Keşifler - Tek Mesaj #6

buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
4 Eylül 2012       Mesaj #6
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Keşifler
MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi

Daha önce varlığı bilinmeyen yerlerin bulunması. Keşifler denince ilk akla gelen, insanların daha ilk çağlardan beri, özellikle deniz yoluyla yeni ülkeleri, kıtaların henüz bilinmeyen bölgelerini adım adım bulmasıdır. İlk keşifler ticaret ilişkilerini artırmak isteyen Mısırlı denizcilerin Kızıldeniz ve Aden Körfezi kıyılarındaki araştırmalarıyla başlar. Daha sonra Fenikeliler İ.Ö. 1200 yıllarında Gades'te kurdukları ticaret kolonisi aracılığıyla Britanya Adaları'nı buldular. Yine İ.Ö. 600 yıllarında Fenikeliler, Firavun Nekao'nun da desteğiyle Afrika'nın batı kıyılarını araştırdılar. İ.Ö. 345'te Pytheas adında Marsilyalı bir denizci Kuzey Denizi'nden Thule kıyılarına kadar dolaştı. Roma İmparatorluğu'nun genişlemesi sırasında bilinen toprakların sınırları Baltık kıyılarına dek uzanmıştı. Neron'un görevlendirdiği iki Romalı, Nil'in kaynağını bulmak üzere Bahr-el-Gazal'a kadar ilerlediler. Strabon'un yazdığı "Coğrafya" adlı yapıtta dünya, 54° kuzey enlemiyle dönenceler ve Atlas Okyanusu ile Çin arasındaki bölgelerden oluşmuş olarak gösterildi. Roma İmparatorluğu'nun çökmesiyle coğrafya alanındaki keşifler de uzun süre aksadı. Ancak İ.S. 9. ve 10. yüzyıllarda Vikingler İzlanda, Grönland ve Kuzey Amerika kıyılarına çıkmaya başladılar. Bu keşifler Avrupa'da herhangi bir yankı yapmadığı gibi pek kimse tarafından da bilinmedi. O sıralarda İslâm bilginleri Orta Asya'yı, Çin ve Endonezya'yı adım adım dolaşıyorlardı.

13. yüzyılda Araplar Sibirya ve orada yaşayan toplulukları keşfettiler. 14. yüzyılda Faslı İbni Batuta, Senegal, Tataristan, Malezya'yı dolaştı ve bu yerler konusunda değerli bilgiler verdi. Bu bilgilerden yararlanan Fransisken rahibi Ruysbroeck, Orta Asya ve Çin'e dek uzandı. Batı dünyasında Doğu'yu ve Doğu toplumlarını en iyi tanıtan keşifler, Marco Polo ve akrabalarının 1271-1295 yılları arasında Çin'e yaptıkları ticarî amaçlı geziler sonucunda oldu. 14. yüzyılın sonlarından 15. yüzyılın ortalarına kadar Batı dünyasını bunaltan kıtlık; savaşların yol açtığı açlık; Doğu ülkelerinin baharat, değerli kumaş, altın eşya vb. zenginliklerine duyulan istek; gerek kısa zamanda zengin olmayı isteyen maceracıların varlığı, gerekse gemicilik alanında yapılan ilerlemeler büyük keşiflerin yapılmasına yol açtı. 1453'te İstanbul'un Osmanlılar tarafından ele geçirilmesiyle Doğu'dan gelen Baharat Yolu'nun Osmanlı denetimine geçmesinin yanı sıra Doğu Avrupa'nın doğusunda hiçbir Hristiyan gücün kalmaması, ekonomik nedenlere dinsel nedenleri de ekledi. 15. yüzyılda okyanus dalgalarına göğüs gerebilecek yelkenli karavel ve kalyonların yapılması, paraçul dümenin yaygınlaşması, denizci saatleri, kronometreler ve yeni denizci araçlarıyla enlem ve boylamların daha kesin hesaplanması keşifleri kolaylaştırdı. 1445'te Sudan, 1482'de Kongo Irmağı'nın ağzı, 1487'de Habeşistan (Etiyopya) bulundu. 1487'de Bartolomeu Dias, Ümit Burnu'nu keşfetti. 1498'de Vasco da Gama, Hindistan kıyılarına ayak bastı.

Dünyanın yuvarlaklığı ilkesini kabul eden Kristof Kolomb, Hindistan'a varmak için Atlas Okyanusu'nu batıdan doğuya geçmek isterken, 1492'de farkında olmadan Amerika'ya ayak bastı. Portekizliler Afrika'yı güneyden dolaşırken, Kolomb'un izinden giden İspanyol denizciler Meksika, Şili ve Peru'yu buldular. 1507'de Amerika adı verilen kıtanın Hindistan'a ulaşmada bir engel olduğu anlaşıldı ve Büyük Okyanus'a açılan bir geçit aramak için yapılan gezilerde Sebastiano, 1515'te Rio Parana'yı buldu.

1520'de Magellan kendi adıyla anılan boğazdan geçerek Büyük Okyanus'a erişti. Magellan Boğazı'ndan geçerek Hindistan ve Çin'e varmak uzun olduğundan Amerika'nın kuzey taraflarında başka bir geçit aranmasına başlandı; bu amaçla yapılan çalışmalarda Cartier (1535), Frobisher (1576), Davis (1587), Hudson (1610) ve Baffin (1616) yeni bir geçit bulamadılar ama Kanada, Grönland, New York, Hudson Körfezi ve Baffin Adası'nı keşfettiler. Avustralya'nın kuzeybatı kıyıları 1605'te Hollandalı Willem Janz tarafından bulundu ve ülkeye Yeni Hollanda adı verildi. 1642'de Abel, Tasman, Tasmanya ve Yeni Zelanda'nın batı kıyılarına vardı. 18. yüzyıldan sonra keşifler ekonomik zorlamalardan çok bilimsel amaçlarla yapılmaya başlandı ve keşfedilmiş yerlere, daha çok sömürgeci amaçlarla yeni seferler düzenlendi. 1733'te Çarların buyruğuyla Gmelin ve Delisle, Sibirya'nın tanınmayan yerlerini ortaya çıkarmaya başladılar. 1739'da Bering, Arhangelsk'ten Japonya'ya deniz yoluyla ulaşmak isterken, Amerika ile Asya'yı ayıran, kendi adıyla anılan boğazı buldu. Amerika'nın kuzeybatı kıyılarıyla okyanustaki takımadalar, Bougainville, Cook ve La Perouse'un 1764-1788 arasındaki gezilerinde keşfedildi. 19. yüzyılın sonunda kutup denizlerinin keşfi, Nordenskjöld ve Amundsen tarafından yapıldı. 1839-1840 yıllarında Dumont d'Urville Antarktika'yı keşfetti, birçok ulustan bilimsel heyetler Güney Kutbu'na keşif seferleri düzenledi. Keşiflerin, dünyanın ve özellikle Batı Avrupa'nın siyaset, ekonomi, bilim, teknik ve toplum yapısında çok büyük etkileri oldu. 20. yüzyılda dünyanın yüzeyinde bilinmedik kara parçası kalmadı.
In science we trust.