Arama

Senfoni - Tek Mesaj #2

Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
20 Eylül 2012       Mesaj #2
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Senfoni
MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi

Üç ya da dört bölümden meydan gelen, sonat biçiminde orkestra yapıtı. "Ses birliği" anlamına gelen bu müzik türünü Batı müziği bestecilerinin pek çoğu denemiştir.

Terimin ilk kullanımlarından birine, Salomone Rossi'nin "Sinfonie e Gagliarde" (1607) adlı yapıtında rastlandı. 17. yüzyıl boyunca besteciler, terimi birçok prelüd, ara bölüm (interlüd) ve sonat için kullandılar. Giderek terim, yalnızca orkestra uvertürlerini ya da operaları kapsamaya başladı. Senfoni teriminin bugünkü anlamıyla ilk kullanımına, Scarlatti'nin "Tutto il Mal Non Vien Per Nocere" (Her Kötülük Kötü Değildir, 1681) adlı üç kısa ve birbirine bağlı bölümden oluşan uvertüründe rastlanır. Scarlatti'yi izleyen İtalyan bestecileri, üç bölümü genişleterek bunların iç yapılarını geliştirdiler. En önemli bölüm, birinci bölümdü. Bu bölümde, birincil ve ikincil temalar karşıtlık hâlinde geliştiriliyordu. Opera senfonilerinde temaların geliştirilmesine pek rastlanmıyordu. Yine de, bölümün sonunda birincil ve ikincil temaları fazla değişikliğe uğratmadan yinelemek, bir gelenek hâline geldi. 18. yüzyılın son yarısında, besteciler bir bölümlük allegro uvertürler yazmaya başladılar. 1750'lere dek de opera senfonisi, konser senfonisine ağır bastı. Daha sonra konser senfonisi karmaşık bir evrim geçirmeye başladı. Bu yeni senfonik tarz, 1730'larda İtalya'da Sammartini'nin yapıtlarında ortaya çıktı. Sammartini, gelişimi vurgulayarak ve daha net tematik çelişkiler yaratarak birinci bölümü daha bütünsel bir yapıya kavuşturdu. Senfoninin geliştiği önemli merkezlerden biri olan Viyana'da, G.M. Monn, ilk dört bölümlü senfoniyi besteledi (1740).

Monn, ayrıca Wagensell ile birlikte daha çok üç bölümlü senfoniler yazdı. Bu iki besteci, temayı tümüyle özetleyerek, dengeli bir sonat biçimi yarattılar. Viyana okulu, L. Hoffman, Karl von Dittersdorf ve J. Wanhal gibi bestecilerle gelişerek, J. Haydn ve Mozart'ın senfonileriyle doruk noktasına ulaştı. Haydn, senfoninin tüm boyutlarını ritmik bir biçimde düzenledi, bütünsel, duraksız hareketler yarattı. Haydn'ın senfonilerindeki tüm tematik ögeler ana fikirle bağıntılıydı. Mozart ise, senfoninin melodik yönünü vurguladı. Her temayı kendi başına geliştirdi, aynı zamanda bütünsel kompozisyonla temaların ilişkisini ustaca kurmayı başardı. 18. yüzyılın en büyük senfoni bestecilerinden biri olan Beethoven, Haydn ve Mozart'ın getirdikleri yenilik dramatik bir yapıya oturttu. Aynı zamanda orkestra yöntemine yeni boyutlar getirdi ve karmaşık yapılar oluşturdu: "9. Senfoni", "6. Senfoni" (Pastoral). Coşumcu senfoni bestecilerinden F. Schubert, büyük ölçüde klasik biçimleri korumakla birlikte orkestra üslubuna yenilikler getirdi, tanımlayıcı ögeleri vurguladı. Senfoninin klasik sürekliliğini koruyan diğer coşumcu besteciler arasında R. Schumann, Felix Mendelssohn ve J. Brahms sayılabilir. A. Bruckner ise R. Wagner'in kromatik armonisini klasik senfoni yapısıyla birleştirmeyi amaçladı. Beethoven'in üslubunu sürdüren bestecilerden Berlioz, 1830 yılında "Symphonie Fantastique"i (Fantastik Senfoni) besteledi. Berlioz bu yapıtında coşumcu tematik birlik yöntemini kullandı. Bu üslupta senfoniler besteleyen diğer sanatçılarsa, Ludwig Spohr, F. Liszt ve Vincent d'İndy idi. Gustav Mahler, yazdığı 10 senfonide, coşumcu dönemin hemen tüm özelliklerini ortaya koydu. 20. yüzyıldaysa, tanımlayıcı müziğe duyulan tepki, soyut senfonik biçimlerin yeniden canlanmasına yol açtı. 20. yüzyılda neoklasik üslupla senfoni besteleyen sanatçılar arasında Jean Sibelius, Carl Nielsen, Albert Roussel, Prokfyev, Şostakoviç, R. V. Williams, W. Pitson, Roger Sessions, Roy Harris ve W. Schuman sayılabilir.
Sen sadece aynasin...