Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
11:24, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazar, 07 Aralık 2025 - 11:24
Arama
MaviKaranlık Forum
Sığla Ağacı (Liquidambar)
-
Tek Mesaj #2
Efulim
VIP
VIP Üye
12 Ekim 2012
Mesaj
#2
VIP
VIP Üye
Sığla Ağacı
(Liquidambar)
MsXLabs.Org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
İkiçeneklilerden, kışın yaprağını döken boylu ağaç (Liquidambar).
Yaprakları uzun saplı ve 3-7 parçalı, çiçekleri kurullar hâlinde, meyvesi kapsül tipindedir. Gövdesinde normal olarak bulunmadığı hâlde yaralanma sonucu balzam kanalları oluşur. Ağacın önemi bu kanallarda meydana gelen "sığla yağı"ndan dolayıdır. Sığla yağı iyi bir antiseptik olduğundan eczacılıkta, kokuları tespite yaradığından parfümeride, ayrıca buhur olarak kilise vb. yerlerde kullanılır. Eski zamanlarda çok daha yaygın olduğu hâlde sığla ağacının bugün Kuzey Amerika, Güneybatı ve Doğu Asya'da yaşayan 4 türü vardır. Türkiye'de yetişen türü Anadolu sığla ağacıdır (L. orientalis). Günlük ve akamber de denir. Marmaris çevresi, Köyceğiz ve Dalaman Çayı dolaylarında bulunur. Bu ormanlardan eskiden yılda 80-90 ton dolayında sığla yağı elde edilmekteyken son yıllarda bu üretim 20 tona kadar düşmüştür.
Yeryüzünün Üçüncü (Tersiyer) döneminden, yani yaklaşık 65 milyon yıl öncesinden günümüze kalan Sığla ağacı (Liquidambar orientalis Miller), Doğu Akdeniz kökenli bir tür olup, Türkiye’nin güneybatı bölümünde yayılış gösteren ve dünyada başka hiçbir yerde bulunmayan endemik bir ağaç türüdür. Çine Çayı, Datça, Fethiye arasındaki alanda dağılım göstermektedir. Dere boylarında ve taban suyu yüksek alanlarda gruplar halinde veya tek tek görülen bu ağaç türünün orman oluşturabildiği tek yer Köyceğiz’dir.
Sığla ağacı; Anadolu Sığlası, Sığala ağacı, Günlük ağacı, Amber ağacı olarak da bilinmektedir. Anadolu Sığla ağacı çok yıllık bir bitki olup, 20 m’ye kadar boylanabilen, 0-1800 metre yüksekliklerinde yaşayabilen, geniş yapraklı ve kışın yapraklarını döken, çınara benzeyen kalın dallı ve geniş tepeli bir bitki olup ya tek cins ya da diğer ağaçlarla birlikte ormanlar oluşturarak gelişir. Yaşam alanını; sel basmış ovalar, bataklık yerler, dere yakınlarındaki vadi kıyıları oluşturmaktadır. Ilıman iklimi ve güneşi seven Sığla Ağacı; derin, nemli ve kumlu toprakları tercih eder.
Çınarınkine benzeyen ama daha küçük ve daha açık renkli olan yaprakları ince uzun saplı, 3-7 loplu ve bu lopların kenarları keskin dişlidir. Gri-kahverengi dikine çatlaklı gövde 60-70 cm çap yapabilir. Kalın kabukludur. Yaralandığı zaman balsam üretir. İlkbahar mevsiminde açan çiçekleri yeşilimsi renktedir. Aynı ağaç üzerinde erkek ve dişi eşeyli çiçekleri ayrı gruplar halinde bulunur. Erkek çiçekler yapraklanma ile birlikte açık yeşil kurullar oluşturur. 3-4 cm uzunluğundaki kurullar bir sapın ucunda toplu demetler halindedir. Demetleri örten ve sonradan düşen zar siyaha yakın koyu kahverengi tüylerle örtülüdür. Dişi çiçekler 3-5 cm boyundaki bir sapın ucunda 4-7 mm çapında pembe kürecikler oluşturur. Kapsül biçimindeki meyvelerinin içinde 1-2 tane küçük tohum yer alır. Tohumun yanı sıra özel olarak çelikleme ve daldırma yöntemleriyle de Sığla Ağacı üretimi gerçekleştirilmektedir.
Sığla ağacının odunlaşmış gövdesi üzerinde balsam kanalları vardır. Her ağaçtan iki ya da üç yılda bir, yaz mevsiminde uzunlamasına yarıklar açılarak ağacın güzel kokulu yağı (balsam) ve kabukları alınır. Bu balsam stirol adlı uçucu yağ, vanilin, rejine, sinnanik asit, stirasin ve storesin adlı maddeleri içerir. Parfümeri endüstrisinde iyi bir koku tespit edicidir (fiksatif). Günlük ya da sığla yağı denilen bu balsam, kullanım özelliklerinden ötürü ekonomik bir kaynak değeri taşımaktadır. Sığla yağı parazit düşürücü olarak ve deri hastalıkları tedavisinde kullanılır. İyi bir antiseptiktir. Yaraların temizlenmesinde ve iyileştirilmesinde dıştan uygulanır. Ciltte ve saçlı deride de antiseptik ve temizleyici olarak dıştan uygulanır. Uyuz ve mantar gibi deri hastalıklarında günlük merhemi ya da yakısı şeklinde uygulanarak, asalak öldürücü ve iyileştirici etkilerinden yararlanılır. Mide ve onikiparmakbağırsağı ülserlerinde yara iyileştirici niteliğinden yararlanılır. Bunun için günlük yağı sulandırılıp içine bal ya da şeker katılarak tatlandırılıp içilir. Ayrıca günlük yağı balgam söktürücü, nefes darlığını giderici ve bedeni rahatlatıcı etkiler taşır.
Ayrıca tütüne güzel koku vermek üzere kullanılır. Ağacın balsamı alınmış kabukları buhur adıyla dini törenlerde tütsü olarak yakılır.
Geçmişte Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın "aşk iksiri" ve parfüm olarak kullandığı sığla yağı, Hipokrat döneminden beri ilaç olarak da kullanılmıştır. Eski Mısırlılar sığla yağını mumyalama işlemleri sırasında da kullanmışlardır. Batmış Fenike gemilerinden çıkarılan içi sığla yağı dolu amforalar geçmişte sığla yağının Akdeniz ticaretinde önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir.
Eskiden Türkiye'de 20 ton dolaylarında sığla yağı elde edilirken, günümüzde Sığla ormanlarının azalmasıyla yılda ancak 3-4 ton sığla yağı elde edilebilmektedir. Yağa, yurtiçinden ve yurtdışından yoğun talep olmakla beraber, yeterli miktarda üretim olmadığı için bu talep karşılanamamaktadır. 2000'li yıllarla birlikte artık parfümeri sanayinde sentetik fiksatörler kullanıldığından eskiden olan talepler azalmış ve sığla yağı üretimi 1 tona kadar düşmüştür.
Kaynak
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Sen sadece aynasin...
Cevapla
Kapat
Saat: 11:24
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...