Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
01:10, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazar, 14 Aralık 2025 - 01:10
Arama
MaviKaranlık Forum
Özlem -1- [Arşiv]
-
Tek Mesaj #832
Misafir
Ziyaretçi
31 Ekim 2006
Mesaj
#832
Ziyaretçi
sen gittin
bir yarım elvedayı çaldı saatler
pusulamda yön korkusu
duruşun zamansız seferi
acemi bir imgeydi aktı kanım
sen gittin
bir daha konmadı dalımıza
ne bir kuş ne bir vefa
efkarıma mim koydum
ve ifadem ağzımda sahih
yorgun bir anı teneffüs eder gibi
buradayım
bekledim yakarış kuyularında sabrı
bekledim adet üzere
kırkım geldi de sen gelmedin
bir sisin arkasına sığındı endamın
gülmedi düşlerimden başkasına
gülmedi güle bile
ey sonbahar güneşini kaza eden çiçekler
ey boynuma muska diye geçirdiğim yalnızlık
bana deyin
kusura açık olan mahalim neresidir
neresi bağ bayındır
kelebeksem kanadımda taşırım ateşimi
aşksa
göklerin mülküne bakar eririm
sen kapısında durmuşum bir kere
arzıma mecalim yok
gün vurur sırtından ufku
bekleyiş ikliminde gölgeler uzar
boş kalır ocağım
yazamam
bu naat beni aşar
metruk bir harfe zeyl düşerim ancak
topraktan bir bakiye sinmişse üstümüze
söz yanmaz mı efendim
adına nispet edilirse
dil dönmez bilirim
bilirim
kağıdın beyaz tenine tamah etmiştir kalem
bilirim
sahile vuran her şişede
denizin bilgeliğinden bir esrar kalmıştır
çökertilen bir damardır yüreğimdeki ısrar
terler hep akşamın kirli menzilinde hayalim
akşam ki karşılıksız bir bedele açılır
seni andıran bir işaret belirirken zihnimde
tökezler beyanım
bu naat beni aşar
söyleyemem
sevdam ki
kalakalır kelimenin ucunda
sukut gibi naçar
söyleyemem
çözülür dizlerimin bağı
hüznüm ile hatıran arasında
kendime gelişlerimde başlar
yazgıma itirazsız boyun eğişim
bir ikindi çağıdır başlar biteviye
ömrüm üşür
kendimden geçişlerime savrulur ağlamaklarım
geçtin vakti
bir ırmak bir geceyi nasıl geçtiyse öyle
bir tebessüm enendi asırların yüzünde
muhacir tedirginliği yaşadık tarzı kadim
geçtin vakti
nutkumuzda ay tutulması
münzevi bir çığlıkla kapandık
hayatın üzerine
sen gittin
nafile bir ibadetti gidişin
kavlayan dudaklarımızda hasretin mührü
gittin
ümit bakaya kaldı gözlerimizde
gittin
lakin gizli bir sen düşürdün içimize
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Kapat
Saat: 01:10
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...