hiç gitmedigim kentlerin
bilmediğim gecelerini getirdin bana
karanlığa karşı durdu
aydınlık gülüşlerimiz
mum sönerken,
yanan bir şeyler kaldı aramızda
sen yudumlarken içkileri
ben sarhoştum gözlerinde..
öyle ki;
ısığı tutmaya, yıldızları saymaya kalktım
bir tutam kır çiçegi göküldü
gözlerinden yüzüme
korkmasaydım senden,
kendimden korkmasaydım,
gülüşlerindeki yangınları toplayacaktım.
sonra,
uzak denizlerin
martılı akşamlarına götürdün beni.
bir avuç denizkabugu
bir avuç kum oldu
dokunduğumuz her şey.
türküler söylerken yüreğimin kıyısında
balıklar sıçradı içimde suyu delerek
sevdamı nasıl sustum sana bilmiyorum
içimdeki denizleri
okyanuslara dökerek..
