Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Kasım 2006       Mesaj #1824
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mektup - Farkındalıklarında
Merhaba sevgilim,

Sana bu satırları hastaneden yazıyorum. Merak etme iyiyim herhangi birşeyim yok. Nedenlerden pek bahsetmeyeceğim daha çok sonuç ve yaşananlardan bahsedeceğim bu defa sana.

Aldığım ilaçlardan olsa gerek biraz uyuşuğum, pek birşey yapasım gelmiyor. Geçici olduğuna inanıyorum, hastaneden çıkınca yavaş yavaş düzelir.
Çok güzel bir oda verdiler sağolsun hastane yöneticileri. Yıldızları açık bir şekilde görebildiğim, geniş pencereli (parmaklıkları var ama olsun) deniz manzaları mini minnacık bir oda. Geçen gece dolunay vardı, burda yanımda olupta beraber izleseyebilseydik diye aklımdan geçti. Eski gunlerde ki gibi, biraz zor dönmek eskiye biliyorum. Sitem yatmıyor sözlerimde, yanlış anlama. Yine... Kahretsin ki... Biliyorum ki... Durum bunu gerektiriyor. Pek bilesim yok şu sıralar, işime gelmiyor bilmek.

Bazı günler bahçeye çıkartıyor yardımsever, güzel hemşireler. Kızdığını hisseder gibiyim, iltifat olsun diye söyledim canım, sana söylediğim gibi hissederek değil. Bakma rahatım diyorum buralar da ama boğuluyorum şu tek kişilik beyaz odada bazı bazı. Pek ziyaretçimde yok bugünlerde. Gelen vardır belki ama izin verilmiyor sanırım. Bilmiyorum neden doktorun bir endişesi var insanlarla görüşmem konusunda. Öyle kolayca izin vermicek gibi de görünüyor görüşmeme. Sıkıntıdan birşeyler karalıyorum bu yüzden.

***
Farkındalıklarında
---
Bugünlerde bir umursamaz
umursamaz, kendinden başka
kırıp dökmek, oyun oynamak
farkındalıklarında olmadan yaptığını
derin nefeslerle ciğerlere işleyen duman gibi
işlemek en kuytu köşelere
farkındalıklarda olmadan yaptığını
yavaşça ve güzel bir ölüm armağanı
***

Biliyorum karamsar bir şiir ama içimden böyle geçti, geçecek tüm bu hastane sıkıntısı biliyorum... Yok yok bilmiyorum ve anlamıyorum artık hiçbirşeyi aynı doktorun beni anlamadığı gibi. Ben anlıyorum onu ama o asla! Zeki bir insan da aslinda ama ne bileyim. Özellikle Aşkımı anlamıyor karşı çıkıyor hatta. Parmaklarına dikkat ettim, yüzük yoktu, sanırım aşıkta olmamış hiç. Önceleri bir nebze mutabık kalıyorduk doktorla, örneğin benim seni hastaneden çıkınca bir daha göremeyeceğim konusunda. Zor ama kabul ettim bu gerçeği. Ama sonraları daha ağır, en azından benim yiyip yutamayacağım, sözler sarf etmeye başladı. Neymiş efendim: sen zaten benim hayatıma hiç girmemişsin! Sen ne bilirsin ki yaşlı bunak! Komik geliyordu başlarda, şimdi hep ayni seyi papağan gibi tekrarlamasından olsa gerek sinirlendirmeye başladı beni bu sözleri. Dilinin pek kemiği yok, dozu çok arttırıyor sözlerinde, beni çileden çıkartmak istiyor sanki.
Son söylediklerini hatırladım şimdi. Tüylerim diken diken oluyor, ah birde sen duysan eminim...

Biraz hava alıp geldim dışardan, sigara içmedim hayır. Sürpriz yapayım dedim, evet sigarayi bıraktım!
Yukarıda yazdıklarımı okudum şimdi, tekrar tekrar. Bu defa gülüyorum komik insan bu doktor. En komik espirilerinden birisi de, seni asla sevmediğim, başkasına Aşık olduğum. Sence de komik degil mi? Devamını dinle sen asıl. Ben yaşayan hiçbirşeyi sevmemiş ve sevmiyor, sadece aklımda yarattığım bir hayali seviyormuşum. İnsanin görüntüsü, sesi, ruhu hep insanin beyninde imgelendirilmez mi ki zaten? Bir nevi hayal değilmidir sonuçta gördüklerimiz, yarattıklarımız. Bunun neresi garip!

Bu günlerde birde bana lakap gibi birşey taktı sevgili doktorum. Ne manaya geliyor bilmiyorum, bir kaç kişiye sordum yanıt vermediler sanırım onlarda bilmiyor. Belki sen biliyorsundur, (komik bir lakap biliyorum ama rica ediyorum gülme) "Şizofren". Gülme yaa. Bir daha sana birşey anlatırsam iki olsun. Şaka tabi ki, herşeyi anlatacağım, hele şu hastaneden bir çıkayım tekrar yazacağım sana.

Çok şey yazdım, söyledim yine. Boşboğazlığıma ver. Yalnız bil ki her kim ne derse desin, şu dünyada tek sevdiğimdin, ve öylede kalacak, artık yanıma gelemeyecek olsanda.

Sevgiler aşkın.