Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
07:59, 2 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Cumartesi, 06 Aralık 2025 - 08:02
Arama
MaviKaranlık Forum
Anlayana
-
Tek Mesaj #362
Pollyanna
Ziyaretçi
4 Kasım 2006
Mesaj
#362
Ziyaretçi
Ya karanlık çöktüğünde, aldığım karardan dönmek geçerse içimden ve bir küçük kovuk bulup kendime sığınırsam, gün ağarana değin öylece pusmuş şekilde. Bir gün ışığında yürümek düşmez üzerime. Dedimse ‘yürüyeceğim’; kar demeden, yağmur-çamur demeden, sıcak-soğuk demeden, aydınlık-karanlık demeden ilerlemek hep, ilerlemek hep, ilerlemek hep hep hep. Ya bir hışırtı ile irkilirsem!
Ya böğürtlen yemekten bıkar, bir sıcak ekmeğin kokusunu özler, açlığım beni yolumdan döndürmeye çalışır da ve ben de dönmek için en ufak bir geri dönüş hareketi yaparsam. Söz verişim aklımdan çıkar, küsersem kendime, küsüp nefrete meyledersem, bakışlarım çakmak çakmak yanmaya başlarsa. Unutmak geride kalanları, dedimse unutacağım herdem yaşamaktan aynı geridekileri bir bir bir. Ya bir ses yüreğime korku salarsa!
Ya yokluklardan vah’lanmaya başlarsam da sözlerim sese dönüşür de her karşıma gelene kim olduğuna bakmadan anlatır anlatır anlatırsam. Biter amacı adımlarımın. Kırk vakte kadar ölüm kapında der bohçacı kadın, kırk vakte kadar
haber
kapına gelir, kırk vakte kadar açılır karanlığı göğün, kırk vakte kadar susuzluğunu gideren çıkar... der ve ben inanırsam safsatasına hayatın. Ya kaygı tutuşturursa düşüncelerimi!
Ya ben yoluma bir devam etmekten sıkılır, bir yoldaş ararsam yanıma, yoldaşım düşürürse kalemimi elimden, kalem yiterse, yiterse yazılanlar, kayıp giderse yazılmışlar kağıtların üzerinden, tutamazsam, tutamazsam, tutamazsam. Çarparsa yıldırım gökten, ağarırsa üzerime şavkı hilalin, direnirse yol düzlüğünde, adım adım adım dirençle tükenirsem. Ya kırılırsa harflerimin birlikteliği!
Ya bir han çıkarsa karşıma, girsem dersem, girmeye yeltenirsem düşünmeden, sorarlarsa kaç gece kalacağımı, kaç öğün sofra başına geçeceğimi, cevap verirsem bir de, o gün tamama erene değin söylediklerimden cayamazsam ve yanılgımı sözlerim çıktıktan sonra anlarsam. Boş odada kilitlenmişliğim yüzünden açık havanın serin buğusunu özlersem, atarsam kendimi pencereden uç uç uç, uçarsam kanatsız üstelik. Bir peri kanatlarımı verirse bana geri, öyle özgür, öyle özgür dolanırsam tepeden tepeden. Ya beş bahar daha ötmeye dayanamazsa ağca kuş!
Ya bir de deniz çıkarsa karşıma, elimdekileri, heybemdekileri kumlar üstüne yayıp atlarsam kulaç kulaç kulaç, dönüp bakmazsam geri, gide gide gide okyanusları geçersem, bıraktıklarımdan daha ne kadar uzaklaşabileceğime yorup kafamı ‘henüz değil’ diye diye dünyaları ters takla aşarsam, yine de tutunacak bir dal bulamazsam. Küser yanıma yanaşmazsa hayalimdeki dünya, küser ıslanmaktan hoşlanmazsa rüyalarımdaki şehir, küser susukunluğumdan bıkarsa masallarımdaki her şeyim... Ya bir çekilmeyle dibi boylarsam nefessiz!
Ya asamazsam kaftanımı kurusun diye güneşe!
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Cevapla
Kapat
Saat: 08:02
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...