Arama


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Kasım 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanmasından hemen sonra Türk vatanı, daha önceleri yapılmış olan projeler ve paylaşma plânları çerçevesinde işgal edilmeye başlanmıştır. Bu durum karşısında aydınlarımız yetişme tarzlarına ve Türk Milletini tanıma derecelerine göre birtakım kurtuluş çareleri ortaya atmışlardır. İngiltere’nin güdümündekilerin, bu devletin himayesini, İngiliz emperyalizminekendi imkânlarımızla karşı koyamayacağımız endişesine kapılanların da Amerikan mandasını istedikleri bu günlerde bir kısım aydınımız da mahallî tedbirlerle bu vahim durumdan kurtulabileceğimizi düşünmeye başlamışlardır. Türk Milletini çok iyi tanıyan Mustafa Kemal Atatürk, bu görüşlerin hepsini değerlendirir ve hiçbirinde isabet görmez, kendi kararını verir :Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da millî hâkimiyete dayanan kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak.
İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulanmasına başladığımız karar, bu karar olmuştur.

Kaynak: Atatürk ilkelerinin ülkemizin kuruluş ve gelişmesindeki önemi nedir?