Yabancı kelime almak yeni bir nesnenin veya kavramın, geldiği yerden ismini de beraber almak demektir. Alınan yabancı kelime ya dilde karşılığı hiç olmayan kelimedir ya da dilde karşılığı olan fazladan bir kelimedir.
Birinci halde, yeni bir nesne veya kavramla karşılaşılır. Dilde onun kelimesi yoktur. Bu durumda ilk tabii yol onun ismini de beraber almaktır:
Ayet gazel cami otomobil radyo telefon
Televizyon motor banka posta telekom
Özellikle eşyaların beraberinde getirdiği kelimelerin dile süratle girme ve yayılma gücü vardır. Eğer adını önceden hazırlamamış ve o adla girişi sağlamamışsanız, eşyanın kendi kelimesini beraber getirmesine engel olamazsınız. Zaten hazırlıklı olmak da kolay değildir. Yenilik ve kelime çok defa dili ansızın bastırır.
İkinci olarak dilde, karşılığı mevcut olsa da yine fazladan kelime girebilir. Böyle kelimelerde çeşitli etkenler rol oynar. Bunların başlıcaları çeşit ve değişiklik arzusu, özenme, taklit, nüans, kısalık, yaygınlık, kibarlık ve tesadüf olarak sıralanabilir. Fakat hepsinin ortak bir sebebi vardır ki o da kültür ilişkileri, dil alış-verişleridir. Kültür ve medeniyet tesirlerinden kaçmak mümkün değildir. Şüphesiz en iyisi bir dilin kendi kaynağından beslenmesidir. Ancak dile yabancı kelime girmiş diye yakınmaya da lüzum yoktur. Yabancı kelime almak değil, yabancı gramer kuralı almak tehlikelidir.
Esasen yüzde yüz saf dil yoktur. Dillerde yabancı asıllı kelimeler daima bulunur. Ayrıca dil o kelimeleri kendi yapısına uydurur:
Hendese-geometri teşekkür-mersi yemiş-meyve
Siyaset-politika teminat-garanti iktisat-ekonomi
Türkiye Türkçesi için cumhuriyetten sonra Arapça ve Farsçadan kelime alma yolu tamamıyla kapanmıştır. Buna karşılık bugün batıdan gelen kelimelere karşı açıktır.
Yabancı kelime almak son derece kolay bir yoldur. Onun için de bu kestirme yolun önüne kolay kolay geçilememektedir. İstense de istenmese de her dile bu yolla pek çok kelime girmektedir. Hele günümüzdeki iletişim teknolojisi bunu iyice artırmış bulunmaktadır