EL_SaLVaDoR
03-14-2006, 09:46 PM
Dondurucu soğukta bir an önce evime varabilmek için hızla yürürken,
ayağımın ucunda bir cüzdan gördüm..Hemen aldım.Sahibini gösteren bir kimlik
vardır diye
acele acele açtım.. İçinde üç dolar ve sararıp kat yerleri yıpranmış eski
bir zarftan başka birşey yoktu...Sol üst köşede yalnızca gönderenin adresi,
alıcı adresi
yerinde bir posta kutusu numarası vardı.Bir ipucu bulabilmek belki biraz da
merakımı giderebilmek için zarfı açtım ve içindeki mektubu okumaya
başladım.Mektup, sol yanı çiçek resmiyle süslenmiş bir kağıda, özenli bir
el yazısıyla yazılmıştı ve "Sevgili Michael" diye başlıyordu..Ve "Annesi
yasakladığı için onu bir daha göremeye-ceğini" anlatarak devam ediyor.."Ama
sakın unutma, seni daima seveceğim" diye bitiyor.. İmza..Hannah!..
Elimde yalnızca, mektubu yazan kişiyle, mektubun yazıldığı kişinin birinci
adları vardı.Eve gider gitmez hemen telefon id****ini aradım.Görevli kisi,
kendisine bildirdi-ğim adreste yaşayanların telefon numarasını vermesinin
yasalara aykırı olduğunu söyledi.Fakat ısrarım karşısında:"Belki, size
yardımcı olabilirim" dedi."Bu adreste bulunan numaraya telefon ederim ve
onlar Kabul ederlerse, sizi görüştürebilirim lütfen bekleyin.." dedi.İki üç
dakika sonra görevlinin sesi geldi.."Bağlıyorum efendim. " Telefonda,
karşıdaki hanıma "Hannah diye birini tanıyıp, tanımadığını" sordum.
"Bu evi, 30 yıl evvel, Hannah diye kızları olan bir aileden aldık"
dedi."Peki yeni adreslerini biliyor musunuz?.." "Hannah annesini bir
huzurevine yatıracaktı.Oradan takip ederseniz, belki adres bulursunuz.."
deyip bana huzurevinin adını verdi..Hemen aradım..Yaşlı anne yıllar önce
ölmüş..Ama kızına ait eski bir telefon numarası var.Belki ordan
bilirlermiş.."Bunların hepsi aptalca aslında" dedim kendi kendime..İçinde
sadece 3 dolar ve 60 yıl önce yazılmış bir mektup bulunan cüzdanın sahibini
aramak için bunca zahmete ne gerek var ki..Aradım numarayı..
Bir kadın "Şimdi Hannah' nın kendisi bir huzurevinde" dedi ve numarayı
verdi.Hemen orayı çevirdim..Ses; "Evet, Hannah burda yaşıyor" dedi..Saat
ona geliyordu
ama hemen yola çıktım, Hannah' yı görmek için..Devasa bir binanın üçüncü
katında şirin bir oda..Gümüş saçlı, sıcak tebessümlü bir yaşlı
kadın..Gözlerinin içi ışıl
ışıl ama..Anlattım olanları..Cüzdanı ve mektubu gösterip..Derin bir iç
çekti mektuba bakarken ve "Genç adam" dedi, "Bu mektup, Michael ile son
kontağımdı..Onu öyle seviyorum ki..Sean Connery gibi yakışıklıydı..Hani şu
meşhur aktör..Ama ben 16 yaşındaydım..Çok küçüğüm diye annem kesinlikle
izin vermedi.."Derin bir nefes daha.."Michael Goldstein harika bir
insandı.Eğer bulabilirseniz ona söyleyin lütfen..Onu hep
düşündüm..Hep.."Bir ufak sessizlik..Bir derin nefes daha.."Ve onu hep
sevdim.."İki damla yaş damladı elindeki mektuba, ıslanan gözlerden.."Ve hiç
evlenmedim..Michael gibi birisini bulamadım ki.."Hannah' ya teşekkür edip
odadan çıktım.
Binadan çıkarken danışmada beni karşılayan kız "Hannah Hanım yardımcı
olabildi mi size" dedi.."Hiç değilse bunun sahibinin soyadını öğrendim"
dedim..Cüzdanı elimde sallayarak..O sırada yanımda dikilip duran hademe
bağırdı.."Hey baksana..Bu Bay Michael' ın cüzdanı..Üzerindeki bu kırmızı
şeritten onu nerde görsem tanırım..Cüzdanını hep kaybederdi zaten..Üç kere
ben buldum, koridorlarda..
"Michael sekizinci katta yaşıyordu.Ok gibi fırladım tekrar asansöre.Michael
yatmamıştı.Okuma odasında kitap okuyordu.Hemşire beni ve elimdeki cüzdanı
gösterdi. Michael elini arka cebine attı, hızla..Sonra sevinçle "Evet bu
benim cüzdanım" dedi."Öğleden sonraki yürüyüş sırasında kaybetmiş
olmalıyım.Size teşekkür borçlu-yum" "Hiçbirşey borçlu değilsiniz"
dedim."Ama özür dilerim.İpucu bulmak için açtım ve içindeki mektubu
okudum." "Mektubu mu okudun?" "Sadece okumakla kalmadım.Hannah' yı da
buldum.." "Buldun mu? Nerde? İyi mi? Hala eskisi gibi güzel mi.Söyle,
lütfen söyle..""Çok iyi..Hem de harika" dedim, yavaşça.."Bana onun
telefon numarasını ver.Yarın onu hemen arayacağım."Elime sımsıkı
sarıldı.."O benim tek aşkımdı..Onu öyle sevdim ki, asla evlenmedim..Çünkü
bu mektup geldiğin-de hayatım, anlamsal olarak bitmişti." "Bay Goldstein"
dedim.."Gelin benimle.."
Asansörle üçüncü kata indik..Odanın kapısı açıktı.Hannah sırtı kapıya dönük
televizyon izliyordu..Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu.."Hannah"
dedi.."Bu bay'ı tanıyor musun?" Gözlüklerini ayarladı bir an baktı, tek
kelime etmeden.."Michael" dedi, Michael, kapıda, kısık sesle.."Hannah..Ben
Michael..Beni tanıdın mı?.."
"Michael" diye yutkundu Hannah. "İnanmıyorum..Bu sensin.Benim Michael'ım."
Michael Hannah' ya doğru yürüdü yavaşça.Sarıldılar.Hemşire yanıma
geldiğinde onun da gözleri yaşlıydı.."Gördün mü, bak?" dedim "Yaşamda,
yaşanması gereken herşey, er yada geç, birgün kesinlikle yaşanacaktır."
Üç hafta sonra beni huzurevinden aradılar.Pazar günü bir nikah
vardı..Gelebilir miydim?Harika bir nikah töreni idi.Hannah ve Michael beni
nikah şahidi yaptılar üstelik.Hannah açık bej elbisesi içinde çok
güzeldi..Michael de lacivert takımı içinde hala çok yakışıklı..Bir nikah
tanığı olarak söylüyorum bu gözlemlerimi…
Aşklarını onsekiz yaşın heyecanı ve duygusuyla yaşayan 76 yaşındaki gelin
ile 79 yaşındaki damadın nikahında keşke siz de bulunsaydınız…Altmış yıl
önce bittiği
sanılan bir aşk öyküsünün, altmış yıl sonra, kaldığı yerden nasıl
filizlendiğine siz de tanık olacaktınız.
KANKALAR DAHA ÖNCE VERİLDİYSE SORRY AMA BENİM ÇOK HOŞUMA GİTTİ SİZLERLEDE PAYLAŞMAK İSTEDİM...