dil ve kültür... hayatımızda yer alan ayrılmaz ikili. bazen insanlar, kendilerini büyük ve bilmiş göstermek amacıyla veya sadece özentillik için yabancı terimler kullanıyor ve milli birlik kültür ilişkisini bozuyor. soruyorum sizlere: hangi insan iki kardeşi, etle tırnağı birbirinden ayırabilir ki buna kimin hakkı var? şimdi belki de aklınızdan geçenler "sen hiç yapmadın mı?" şeklinde sorular olacaktır. evet yaptım et ve tırnağı ayırdım ama sonra pişman oldum. hangi insan başka bir millete özenerek yok olmayı, tarihin tozlu sayfalarına gömülmeyi ister ki, ve yine hangi insan kendi memleketinde, kendi ülkesinde olduğu halde yabancı, adeta bir esir gibi olmayı ister ki. işte bize göre basit olan "kanka, pampa" gibi sözcükler bu sonu hazırlıyo. belki de sizin düşünceleriniz bu olaylar gerçekleşene kadar ben ölürüm şeklinde ise dönün ve kendinize bakın, bakın ve utanın. eğer atalarımız kurtuluş savaşı döneminde aynı şeyi düşünselerdi, şu an bu durumda olamazdık. nasıl onlar geçmişte bunu sizlere yapmadıysa sizler de geleceğe aktarılan yol olarak bunu yapma hakkına sahip değilsiniz. şimdi bütün bu yazdıklarımı düşünün ve kendinize sorun. ben memleketimde yabancılık çekip. esirlik mi sürmek istiyorum, yoksa adımı tüm dünyaya duyurup önünde saygı ile eğilinen bir insan mı olmak isyorum? karar biz türk insanına kalmış bir şey artık ama şu bir gerçek ki dili olmayanın ömrü olmaz.