Arama

Anlayana - Tek Mesaj #380

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
7 Kasım 2006       Mesaj #380
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Güçlü olmak artık beni yoruyor Şiraze,
herkese karşı dimdik olmak...
bir çınar gibi asırlara direnebilecekmişim gibi görünmek...
Liman olmaktan yoruldum Şiraze,
artık ben de ağlamak istiyorum uluorta
susturulmuş hikayelerime ses vermek istiyorum.
haykırmak...
çılgınca bağırmak...
en cart pembeyi giyip yürümek yollarda, kimseyi umursamadan
ve önemsemeden kurulacak cümleleri.
artık ben de ağlamak istiyorum Şiraze; sakınmadan gözlerden, sakınmadan kendimi.
Kurumuş rengi bakıra çalmış, bir bahar sonu kırgınlıklarım var içimde
İçimden içime, düşlerimden gecelerime, gecelerimden gündüzlerime... uçurduğum
turnalarım var
seher vakti kavak yelleriyle salınan, salındıkça cama tık’layan; beni benden alıp bilmediğim diyarlarda bana öyküler yaşatan düş kanatlarım var
turnalar uçarken, başımdan allı yazmalar düşer...
ben düşerim; toprak, kokusunu salar içime; içim ürperir, hasret türküleri yakar
‘bilemedim kıymetini kadrini/hata benim, günah benim, suç benim’
düşer bakışlarım...
sen masal uykularındayken gönderilmiş beyaz güvercinler uçuşur etrafımda
çırp çırp kanat sesleri; çırp çırp... çırp çırp...
ben buralarda bilmem ki hangi uykunun hangi köşesinde beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı
bir beyaz kelebek olur umut, avuçlarıma konan biliyor musun, bir zemheri gününde, yine elimde mektuplar yola çıktığımdatam da başımın üzerinde beyaz bir kelebek... hafif kanatları huşu içinde
dönüyor... dönüyor... dönüyor...
işte o gün sonrası Şiraze, ben her bahar beyaz kelebekleri aradım
her güne beyaz kelebek görme umuduyla başladım
uyan Şiraze, doğrul... kelebekler seni bekliyor, düş değil gerçek
kelebekler seni bekliyor...
revnakı güzelliğinin, tüm zamanlarımı doldurduğunda
en onulmaz derdin tam orta yerine düştüğümün idrakinde değildim elbet
kimseye düş bahçelerimden geçen katarların ağırlığını duyurmadım
duymayın da artık beni...
bundan sonrasında mı lâl rengi masallara yelken açacağız Şiraze?
lâl olup lâl’e mi boyanacağız Şiraze?
gözümüzden akan lâl, gönlümüzden taşan lâl...
hepsinin içinde ben de bir lâl...
biryerlerde hep yanlış yapmanın telaşlı kıpırtısını yaşıyorken,
o yanlışın artık sonsuza dek düzeltilemeyeceğini bilmenin kıstırılmışlığı ile
pusuyorum bazen
uzun süre gecelere küsüyorum...
uzun süre kendime küsüyorum...
uzun süre kaleme, kağıda küsüyorum...
denizin en sığ yerinden başladık yol almaya Şiraze, şimdi kara görünmüyor gerimizde
küsmeyi de boşverelim, hep ileri... hep ileri... hep ileri...
bizi bekleyen sahilin taşlarında ışıltı var Şiraze.
denizin dalgalarından anemonları toplayıp dolduralım çıkınımıza
onlar da mor, düşlerimiz gibi...
varacağımız sahilleri mor’a boyayıp, mor uykulara dalalım
biz, denizin en sığ yerinden başladık yol almaya Şiraze.
düş bahçesi ile...