Arama

Sanatın Gerekliliği - Tek Mesaj #3

KAPTAN - avatarı
KAPTAN
Ziyaretçi
9 Aralık 2012       Mesaj #3
KAPTAN - avatarı
Ziyaretçi
‘Sanatın Gerekliliği’

“Sanatın Gerekliliği” (Ernst Fischer, Çeviren: Cevat Çapan) ilk kez 1968’de Memet Fuat’ın yayınevinde basılmıştı. O tarihten bu yana pek çok yeni basımı yapıldı. Bu ilginin temel nedeni, yazarın dünyaya bakışındaki tutarlılık, bunu yansıtmadaki başarısı ve sanatın temellerine ilişkin geniş görüşlülüğüdür. Pek çok özelliğiyle benzersiz bir kitaptır “Sanatın Gerekliliği”.

Kitabın girişindeki birinci bölümü, bir savsöz niteliğindeki şu cümleyle biter:

“Sanat insanın dünyayı tanıyıp değiştirebilmesi için gereklidir. Ama salt özünde taşıdığı büyü yüzünden de gereklidir.”

Evet, insanların yaşadıkları dünyayı, insanı ve hatta kendilerini tanıyabilmeleri için birincil önemde bir araçtır sanat. Çünkü sanat yapıtları içlerinde insanlığın tüm geçmiş hayat deneyimini barındırırlar. İnsan soyunun mağaralarda yaşadıkları dönemden bugüne bütün deneyimleri sanat yapıtları yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.

“Sanatın Gerekliliği”, bu uzun serüvenin özetidir bir bakıma. Çalışma, dil, benzerini yaratmak, büyü gibi unsurların insan elinde nasıl sanata dönüştüğü neredeyse büyülü güzellikteki cümlelerle ve örneklerle anlatılır.

Kitabın geniş bölümlerinden biri “Sanat ve Kapitalizm”. Kral Midas’ın dokunduğu her şeyi altına çevirmesi gibi sermaye düzeni de her şeyi alınıp satılan “mal”a çevirdi. Her gün örneklerini gördüğümüz gibi ticari bir uğraş oldu sanat ve edebiyat. Fischer, kapitalizmin ilk dönemlerinden başlayarak halk sanatı, romantizm, izlenimcilik, doğalcılık, simgecilik, gerçekçilik gibi akımları incelerken, sanata bu dönemde giren yabancılaşma, nihilizm, insansızlaştırma, gizemleme gibi kavramları da açımlayıp inceliyor.

Kitabın bir başka ana bölümü de öz ve biçim sorunlarını tartışıyor. Burada yazar, resim, müzik, şiir gibi farklı sanat dallarının anlatım biçimlerinin neredeyse kılcal damarlarında dolaşıyor. Bir sanat yapıtını oluşturan iki ana etkenin, hem birbiriyle hem de toplumsal yapıyla ilişkisini nefis örneklerle açıklıyor.

‘Sanatın Gerekliliği’ kuramsal bir kitap olmasına karşın sanat yapıtları, yazarlar ve sanatçılar arasında tanıdık bir arkadaş gibi dolaşıyor. Hemen her sayfasında okuduğumuz bir kitap, dinlediğimiz bir müzik eseri ya da gördüğümüz bir tabloyla karşılaşıyoruz... Bu zenginlik okura hem yabancısı olmadığı bir alanda dolaştığı izlenimi veriyor hem de yazarın engin bakışıyla her sayfada daha zenginleşiyoruz.

Kitabın her cümlesinin ışıltılı, aydınlatıcı olmasının bir temel nedeni de Türkçeye çok başarılı bir biçimde çevrilmiş olması. Kuramsal bir kitabın da güzel bir dille çevrilebileceğinin parlak bir örneği.

Aslında yazarın öyle bir ustalığı var ki her satırında yalnız sanatı değil, hayatı da öğretiyor. Bir arkadaşım, “Bütün kültürümün temeli bu kitaptır” demişti.

Bir kitabın bir insanın hayatında böyle belirleyici bir rolü olabilir mi? Demek olabiliyor.

Ernst Fischer’in ülkemiz okurları için başarısı “Sanatın Gerekliliği” ile sınırlı değil. Ahmet Cemal’in dilimize çevirdiği “Franz Kafka” kitabı da, bu büyük yaratıcının dünyasını tanıyabilmek için benzersiz bir kılavuz.

***

“Sanatın Gerekliliği”nin yeni basımında ülkemiz okurlarının çok sevdiği bir başka yazar olan John Berger’in uzun bir önsözü var: Berger bu yazısında Ernst Fischer’le geçirdiği son günü (çünkü yazar o günün akşamında ölecektir) hem o anların hem de bütün bir hayatın dökümünü yaparcasına çok dokunaklı bir dille anlatıyor.

Anlattığı kişiler gerçek olmasa, başlı başına kurmaca bir metin gibi de okunabilecek bu yazı, hayat ayrıntıları ve düşünce yoğunluğuyla dolu:

“Neyi seçer âşık olan insan? Sevdiği uğruna dünyayı (bütün hayatını) gözden çıkarmayı seçer.”

cumhuriyet portalı
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.