Arama


AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
8 Kasım 2006       Mesaj #192
AreX - avatarı
Ziyaretçi
08 Kasım 2006

EN KÖTÜ ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN ÖNLENMESİ PROJESİ... ÇALIŞMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER KOORDİNATÖRÜ DEMİRCAN: -''TÜRKİYE'NİN İMZALADIĞI SÖZLEŞME GEREĞİ 2015 YILINA KADAR EN KÖTÜ ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ SONLANDIRMAYI HEDEFLİYORUZ'' -''AB'DE USTA-ÇIRAK İLİŞKİSİ YOKTUR. BİR MESLEK SAHİBİYSENİZ, BUNU SERTİFİKAYLA GÖSTERMENİZ GEREKİYOR''

(A.A) - Çalışma ve Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Koordinatörü İbrahim Demircan, Türkiye'nin imzaladığı sözleşme gereği 2015 yılına kadar en kötü çocuk işçiliğini sonlandırmayı hedeflediklerini söyledi.

Demircan, ''En kötü çocuk işçiliğinin önlenmesi projesi'' konusunda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de çocukların ağırlıkla tarım, sanayi ve sokakta çalıştıklarını söyledi.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) Türkiye'yi çocuk işçiliğiyle mücadelede örnek gösterdiğini, projeler aracılığıyla modeller oluşturmaya çalıştıklarını, ikinci aşama olarak modeli Türkiye geneline yayarak, en kötü çocuk işçiliğini ortadan kaldırmayı amaçladıklarını belirten Demircan, ''Türkiye'nin imzaladığı sözleşme gereği 2015 yılına kadar en kötü çocuk işçiliğini sonlandırmayı hedefliyoruz'' dedi.

Proje kapsamında ulaştıkları çocukların çalışma hayatlarını iyileştirmeyi, şartlarını hafifleştirmeyi, bir yandan da bu çocukları eğitime kazandırmayı ön gördüklerini ifade eden Demircan, şöyle konuştu:

''Proje kapsamında özellikle tarım, sanayi ve sokakta çalışan çocuklara ulaşacağız. Sanayide çalışan çocuğun çalışma şartlarını iyileştirirken, bir yandan da mesleki eğitim almasını, tarımda çalışan çocuğun ailesiyle birlikte yaptığı seyahatlerden etkilenmemesini, bu seyahatlere katılmamasını sağlayacağız.''

-AB'DE DE USTA-ÇIRAK İLİŞKİSİ YOK-

Yaptıkları araştırmalarda küçük sanayi sitelerindeki iş verenlerin, ''Ben de küçükken çalışmaya başladım şimdi yanımda adam çalışıyor'' dediğini ifade eden Demircan, ''Biz çocukları üretimden çekmeyecek, şartlarını iyileştirip, bu yönde eğitim almalarını sağlayacağız. AB'de usta-çırak ilişkisi yoktur. Bir meslek sahibiyseniz, bunu sertifikayla göstermeniz gerekiyor. Bizim de bu yönde olmamız lazım'' dedi.

Toplumda insanların söylediği, ''Ben küçükken ayakkabı boyadım, koyun güttüm'' gibi sözlerin kötü örnek olduğunu belirten Demircan, konuyla ilgili özellikle toplumsal duyarlılık oluşmasını, aileye çocuğunun çalıştığı ortamda karşı karşıya olduğu riski anlatmak istediklerini söyledi.

Suça bulaşmış çocukların tümümün sokakta çalışmaya, daha sonra sokakta yaşamaya başladığını vurgulayan Demircan, ''Proje aracılığıyla sokakta çalışan çocukların varlığını tüm kurum ve toplumun gündemine sokmak istiyoruz. Sokakta çalışan çocuk, ilerledikçe bir şekilde suça bulaşıyor. O zaman sorunu çözmek daha da zorlaşıyor'' diye konuştu.

Demircan, Bakanlığın, sanatsal faaliyetlerde bulunan çocukların psikolojileri bozulmadan, eğitimlerini aksatmayacak şekilde çalışmaları için izin ve denetleme mekanizmalarını içeren yasal düzenleme yaptığını da sözlerine ekledi.

08 Kasım 2006

AB KOMİSYONU İLERLEME RAPORUNU AÇIKLADI

Brüksel - Türkiye İlerleme Raporu'nu yayımlayan AB Komisyonu, imzalanan Ek Protokol'e (Ankara Anlaşması) karşın limanların ve havaalanlarının Kıbrıs Rum kesiminin kullanımına açılmadığı tespitinde bulunarak, AB'nin gelişmeleri yakından izlemeyi sürdüreceğini ve 2006 yılı bitmeden değerlendirme yapılacağını bildirdi.

Geçen yıl 140 sayfalık rapor yayımlayan, bu yılki raporunu 75 sayfada tutan AB Komisyonu, Türkiye'nin AB'ye üyelik hazırlığını hem siyasi ve ekonomik açıdan, hem de fasıllar itibariyle inceleyerek son 1 yılda bu doğrultuda kaydedilen gelişmelere değindi.

Türkiye'de reform sürecinin yavaşladığından bahsedilen ve halen çalışmaları süren 9'uncu reform paketinin bu rapor dönemine yetiştirilemediği anlatılan İlerleme Raporu'nda, Ombudsmanlık müessesesinin getirilmesinden övgüyle söz edildi.

Sivil-asker ilişkileri kapsamında Türkiye'nin AB standartlarını yakalama yolunda bazı ilerlemeler sağladığı, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önüne geçildiği belirtilen raporda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyaseti önemli oranda etkilemeyi sürdürdüğüne vurgu yapıldı.

Yargı alanında Türkiye'nin yaptığı düzenlemelere ve yargı mensuplarının eğitilmesine rağmen, özellikle Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin şiddet içermeyen fikirlerin ifadesini kısıtlamaya yönelik kullanılmasından şikayet edilen raporda, Şemdinli olayları örnek gösterilerek, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun işleyişinin şüphe uyandırdığı ifade edildi.

İlerleme Raporu'nda, Türkiye'nin imzaladığı Ek Protokol (Ankara Anlaşması) uyarınca Kıbrıs Rum kesimi dahil 10 yeni AB üyesi için ulaşım üzerindeki kısıtlamalar dahil, malların serbest dolaşımını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilerek, "AB bunu yakından izlemeyi sürdürecek ve 2006 yılı içinde tam uygulama yapılıp yapılmadığını değerlendirecek" ifadesine yer verildi.

Raporda, Türkiye'nin Ek Protokol'ü tam olarak uygulamadığı ve limanlarını Kıbrıs Rum kesimi bayraklı gemilere açmamayı sürdürdüğü tespitleri yapılarak, bunun malların serbest dolaşımını kısıtladığı ve Gümrük Birliği anlaşmasının ihlali anlamına geldiği iddia edildi.

Raporda, Ek Protokol'ün uygulanmasının Türkiye'nin yasal yükümlülüğü olduğu ileri sürüldü.

AB Komisyonu İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin Kıbrıs için "Eylem Planından" da bahsedildi.

Raporda, Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesiminin OECD gibi uluslararası örgütlere katılımını veto etmeyi sürdürdüğü de dile getirildi.
Son düzenleyen AreX; 8 Kasım 2006 15:34 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi