Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
20:31, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazartesi, 08 Aralık 2025 - 20:33
Arama
MaviKaranlık Forum
İthaflar
-
Tek Mesaj #25
Ayperisi
Ziyaretçi
8 Kasım 2006
Mesaj
#25
Ziyaretçi
İKİ ELMA
Tarih; 12 Eylül ihtilalinin hemen sonraları...
Kayseri’ nin o zamanlar merkez köyü olan şimdilerde metropol Melikgazi ilçesine bağlı Nize köyü ve zamanın muhtarının köye getirmeye çalıştığı telefon
santralinin bir hikayesidir bu aslında.
Muhtar defalarca müracaat etmesine rağmen bir türlü köyüne telefon santrali getirilmesini sağlayamamıştır. Ufak bir yer olduğu için de konunun dedikodusu çok olmaktadır.
Köyün en büyük özelliği de insanlarının genelde hep başka şehirlerde yaşıyor olmasıdır. İnşaat ustalarının bol olduğu bir yöredir aynı zamanda.
Ve muhtar son bir umutla valizini hazırlamaya başlar. Köyde yapılan dedikoduya bir son verecektir artık. Ankara’ya gidecek, gerekirse Genel müdürlükte yatacak ama santrali getirecektir köye.
Valizini hazırladığını gören annesi, iki elma uzatır muhtar oğluna.
“Al oğlum! Şu iki elmayı da yanına koy.”
Almak istemez muhtar, “git işine anne” diyecek olur. Sonra, kalbi kırılmasın
diye alır elmaları valize koyar.
Ve çıkar yola; Ankara'ya zamanın PTT Genel Müdürlüğüne varır.
Özel kalemden genel müdürle görüşmek için randevu ister.
Genel müdür, muhtarın tekrar tekrar gelişinden oldukça rahatsızdır. Kabul etmek istemez. Epey bir müddet bekletir kapıda. Nihayet odasına kabul ettiğinde yüksek bir sesle kızar muhtara ; “Niye geldin yine muhtar, sen olmazdan anlamaz mısın kardeşim?” diyerek azarlar muhtarı. Muhtar ise; “Efendim bu benim için çok önemli bir şey, köy halkına söz verdim, santrali almadan gitmeyeceğim buradan. Aha bak, valizimle geldim. Gerekirse burada yatacağım.”
Daha bir sinirlenen genel müdür; “Kardeşim sen yoktan anlamaz mısın? Yok diyoruz sana yok... Haydi, çıkar cebinden bana bir elma ver !”
Genel müdürün bu sözle maksadı işin olmazlığını izah etmektir. Muhtar güler, tam o sırada aklına annesinin alması için ısrar ettiği iki elma gelmiştir.
Hemen valizini açar ve elmanın birisini genel müdürün önüne koyar, diğerini de
kendisi yemeye başlar. Genel müdür hayretler içindedir. Bu durum hoşuna gider ve hemen telefona sarılıp Kayseri PTT Başmüdürünü arar;
“Aloo, şu an Nize köyü muhtarı yanımda, bu adam Kayseri'ye varmadan köyüne
santral gidecek! Muhtar Kayseri’ye geldiğinde telefon edecek ve köyü ile
görüşme yapabilecek... Aksi takdirde hiç birinizi orada görmek istemiyorum...”
Muhtar neşe içinde döner köyüne ve köye varınca da giderken ısrarla: "Şu iki elmayı da yanına al!" diyen annesinin eline sarılır, öper, öper, öper...
ANNELERİMİZE İTHAFEN ONLAR HER ZAMAN BİZİM ÖNÜMÜZÜ AYDINLATAN IŞIKLARDIR
Cevapla
Kapat
Saat: 20:33
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...