Ali İmran 42: Bir de melekler şöyle demişlerdi: “EyMeryem, Allah seni seçti. Seni tertemiz kıldı ve seni âlemlerin kadınları üstüne yüceltti.
Hucurat 13: Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
(Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır.)
Mümin 40: Kötü bir iş yapan, sadece yaptığı kadarıylacezalandırılır. Erkekve kadından mümin olarak iyi biriş yapana gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada hesapsız birbiçimde rızıklandırılırlar.
Nisa sur.32: Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleriisteyip durmayın. Erkeklerekendi kazandıklarından bir pay var; kadınlarada kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunuisteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir.
Nisa 124: Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır.
Tevbe sur. 71: Mümin erkeklerle mümin kadınlarbirbirlerinin dostlarıdır.
Aliimran 195: Rablerionlara cevap verdi: “Bensizden, erkek-kadın hiçbirçalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz.
Bakara180: Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayırbırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek Allah'tankorkanlar üzerine bir borçtur. 181: Kim işittikten sonra vasiyeti değiştirirsehiç kuşkusuz bunun günahı onu değiştirenler üzerinedir. Allah her şeyi işitir,her şeyi bilir. 182: Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günahişlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa, ona günahyoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir.
Maide sur. 106: Ey iman edenler! Herhangi birinize ölümgelip çattığında, vasiyet zamanıaranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahutyolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi.Bunları namazdan sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin ederler:"Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığısatmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlakagünahkârlardan oluruz.
Nisa 7: Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından erkeklere bir pay vardır.Ana-baba ve akrabanın geriye bıraktığından -onun azından da çoğundan da-farz kılınmış bir nasipolarak kadınlara da bir payvardır.
Nisa suresi 11:Allah size çocuklarınızla ilgili olarakşunu öneriyor: Erkekiçin, iki dişinin payı kadar. İkiden fazla kadın iseler ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır.
Nisa 12: Zevcelerinizin geriye bıraktığının yarısısizindir, eğer onların çocuğu yoksa. Eğer onların çocuğu varsa, vasiyetettikleri ve borçları ödendikten sonra geriye bıraktıklarının dörtte birisizindir. Eğer sizin çocuğunuz yoksa bıraktığınızın dörtte biri zevcelerinizindir. Eğer sizin çocuğunuz varsa bu durumda, yaptığınız vasiyet ve borcunuz ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri zevcelerinizindir. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu yok da erkek kardeşi veya kız kardeşi varsa, bu kardeşlerden her birine altıda bir düşer. Kardeşler bundan fazla ise bu takdirde onlar, yapılmış bulunan vasiyet ve borç ödendikten sonra üçte bire ortaktırlar. Kimseye zarar verilmemelidir. Allah'tan bir öneridir bu. Allah Âlim’dir, Halim’dir.
Bakara 282: Ey iman sahipleri! Belirli bir süre için birbirinize borç verdiğinizde onu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın.Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borç altına giren kişi de onu kayda geçirtsin ve Rabbinden korksun da borcundan hiçbir şey eksiltmesin. Borç altına giren, aklı ermez yahut zayıf-çaresiz biriise yahut yazdırmaya gücü yetmiyorsa, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de tanık tutun. Eğer iki erkek yoksa rızanızla kabul edeceğiniz tanıklardan bir erkek ve iki kadın gerekir. Bu kadınlardan biri şaşırırsa/unutursa ötekisi ona hatırlatsın diyedir.
Nur 6: Kendieşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka tanıkları olmayanların her birinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru sözlülerden olduğu hususunda Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık ikrarıdır. 7: Beşincide, eğer yalancılardansa, Allah'ın laneti üzerine olsun diye söz söyler.
Nur 8: İthamedilen eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan olduğuna ilişkin, Allah adına dört kez yemin şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı düşürür. 9: Bu durumda kadının beşinci sözü, suçlayanerkek doğru söyleyenlerdense, "Allah'ın gazabının kendisi üzerine Olması”nı söylemekten ibarettir.
Nisa 15: Kadınlarınızdan eşcinsellik/sevicilikyapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun (dışarı çıkarmayın).
Nisa 16: Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah Tevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahîm'dir, merhametine sınır yoktur.
Nur 2: Zinaeden kadınla zina eden erkek...Yüz vuruş vurun her birinin ciltlerine... Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.
Mücadile 1: Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, ikinizin karşılıklı konuşmasını işitir. Çünkü Allah en iyi işiten, en iyi görendir. Mücadile 2: İçinizden, kadınlarına zıhar edenlerin, o kadınlar anneleri değildir. Onların anneleri ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Böyleleri, kabul edilemez bir söz ve boş bir lakırdı sarf ediyorlar. Bununla birlikte Allah, gerçekten çok affedici, çok bağışlayıcıdır.
Nur 30: Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Nur 31: Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar.
Furkan 30: Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran'ı devre dışı tuttular.