Arama


virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
9 Kasım 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi

Nasreddin Hoca

Ad:  Nasreddin_Hoca.JPG
Gösterim: 12379
Boyut:  55.6 KB

(d. y. 1208, Hortu, Sivrihisar - ö. y. 1284/85, Akşehir)
Sayısız fıkralarıyla tanınan Türk halk bilgesi.

Adı yalnız Anadolu’da değil, başka Türk topluluklarında, hatta Türklerin ilişkisi olan halklar arasında da bilinir, fıkraları anlatılır. Azerilerde ve İran’da Molla Nasreddin, Kazaklarda Koja Nasreddin, Özbeklerde Nasreddin Efendi, Uygurlarda Afandi adlarıyla anılır. Nasreddin Hoca fıkralarıyla ilgili kitaplar Uzakdoğu'dan Amerika’ya, Orta Avrupa’dan İskandinav ülkelerine, Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde yayımlanmıştır.

Yaşamına ilişkin kesin bilgiler yoktur. Sivrihisar müftüsü Haşan Efendi’nin 1861’de yazmaya başladığı Mecmua-i Maarif adlı yarım kalmış yapıtında kaynak gösterilmeden verilen bilgilere ve daha başka kaynaklara göre köy imamı olan babasından Arapça ve din bilgisi dersleri almış, babasından sonra bir ara köyünde imamlık etmiş, Sivrihisar ve Konya medreselerinde okumuştur. Seyyid Mahmud Hayrani’ye bağlanarak onunla birlikte Akşehir’e yerleşmiş ve bu kentte ölmüştür. Akşehir Kalesi’nin güneydoğusundaki mezarlıkta adına yapılmış bir türbe vardır. Türbe 1905’te yeniden onârtılırken bulunan Nasreddin Hoca’ya ait bir yazıtta ölüm tarihi ters olarak 386 (H.683=1284/85) biçiminde yazılıdır. Kızları Fatma’ya ve Dürri Melek Hatun’a ait olduğu anlaşılan iki başka mezar taşındaki tarihler de Nasreddin Hoca'nın yaşadığı döneme ilişkin bilgi vermektedir.

Nasreddin Hoca, Anadolu Selçukluları döneminde yaşamıştır. Bu, Moğol istilası, devletin güçsüzlüğü, taht kavgaları gibi nedenlerle halkın perişanlığının bir kat daha arttığı, Anadolu tarihinin en karmaşık dönemlerinden biridir. Nasreddin Hoca hem bu ortamda, hem de daha sonraki bunalımlı yüzyıllarda sıkıntı içindeki halkın yaratma gücünün ve mizah anlayışının bir simgesi olmuştur. Günümüze değin ulaşan, sayısı hayli kabarık Nasreddin Hoca fıkralarını aslında anonim bir halk ürünü saymak gerekir. Bu fıkralardan, halkın Nasreddin Hoca tipini sürekli işlediği ve ondan çok sonra yaşayan tarihsel kişiliklerle bile bir araya getirdiği anlaşılmaktadır. 15. yüzyıl başında Anadolu’yu işgal eden Timur'la Nasreddin Hoca’nın arasında geçen olayları konu eden fıkralar bunun en güzel örneğidir. Ayrıca fıkraları derleyen eski yazmalarla günümüzde yayımlanan fıkra kitapları karşılaştırıldığında, zaman içinde pek çok yeni fıkranın üretildiği de görülmektedir.

Nasreddin Hoca Türk halk düşüncesinin yetiştirdiği büyük bir bilgedir. İnce bir zekâ kıvraklığının, mizah gücünün yer aldığı, güldürürken düşündüren fıkralarında toplumdaki karşıtlıklar, olumsuzluklar ve aksaklıklar büyük bir ustalıkla sergilenir. Bunlarda köylü kentli, zengin yoksul her kesimden halkın çelişkileri, düşünceleri, eleştirileri Hoca’nın ağzından dile getirilir.

Nasreddin Hoca’nın nükteli kişiliğini belirten en eski kaynak Ebûl Hayr Rumi’nin Saltukname adlı yapıtıdır. Bundan da Hoca’nın nükteli kişiliğinin 15. yüzyılda iyice belirmiş olduğu anlaşılmaktadır. Nasreddin Hoca’nm fıkraları yazma letaif mecmualarında toplanmıştır. Bunlardan en eskisi Hazâ Hikâyet-i Kitab-ı Nasreddin' dir (1571). En eski basma Nasreddin Hoca fıkraları kitabı ise Letaif tir. (1837; Matbaa-i Amire, İstanbul ve Bulak Matbaası, Kahire). Daha sonraki yıllarda Mehmed Tevfik Letaif-i Nasreddin (1882) ve Veled Çelebi (îzbudak) Letaif-i Nasreddin Hoca (3. bas. 1909, yb. 1929) adlı fıkra derlemeleri yayımlamışlardır. Ermeni harfleriyle ilk Türkçe Nasreddin Hoca fıkraları kitabı 1853’te İstanbul’da yayımlanmıştır. Fuad Köprülü’ nün (1918) ve Orhan Veli Kanık’ın (1949) manzum Nasreddin Hoca fıkraları çalışmaları vardır. Nasreddin Hoca’nın kişiliği ve fıkraları üzerine yapılmış en geniş çalışma Albert Wesselski’nin Der Hoascha Nasreddin (2 cilt, 1911) adlı yapıtıdır.

Türkiye’de de Pertev Naili Boratav, Abdülbaki Gölpınarlı, Kaya Erginer, Mehmet Ali Aksoy, Mehmet Önder, Cahit Öztelli, Şükrü Elçin, Fikret Türkmen, Metin And ve Ali Esat Bozyiğit kitap ve makale olarak bu konuda yayın yapmışlardır. Besteci Sabahattin Kalender de bir Nasreddin Hoca Opereti (1961) bestelemiştir. Akşehir’de her yıl 5-10 Temmuz günleri arasında Nasreddin Hoca Şenlikleri yapılmakta, bu şenlikte 1973’ten sonra Karikatürcüler Derneği’nce Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması (1974’ten beri uluslararası düzeyde) düzenlenmektedir. Bu şenlik çerçevesinde 1976’dan beri de Nasreddin Hoca Gülmece Öykü Yarışması yapılmaktadır. Kültür Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi de (bugün Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü) 1989’da I. Milletlerarası Nasreddin Hoca Sempozyumu düzenlemiştir.

Kaynak: Ana Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen Baturalp; 28 Kasım 2016 19:35