Hüznü Lâl
boyun bükmüşken geceye
toprağına inmişken gözlerim
eski bir filmin tekrarıydı
sanki gelen
içimin kafesinde
ne çok birikmiş kelimeler
çığlık atarak geçip gittiler
silinmiş
ve donmuşken zaman
anlak bir gülüş
dudak kıvrımlarımda
sevmeye korkulu anların
sıratından geçerken
inci beyazı
hüzünler dizilir
yanağımın kıyısına
ah hüznü lâl
bırak
gölgem gölgende uyusun
tam tutunmuşken ruhum toprağına