Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
12:27, 1 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Perşembe, 11 Aralık 2025 - 12:27
Arama
MaviKaranlık Forum
Oksijen moleküllerinin hareket şekli nasıldır?
-
Tek Mesaj #2
HayaLPeresT
VIP
VIP Üye
29 Aralık 2012
Mesaj
#2
VIP
VIP Üye
Oksijen
Oksijen Nedir?
Atom numarası 8,
Atom
ağırlığı 16 olan,
Hidrojenle
birleşerek
Suyu
oluşturan, rengi, kokusu
ve
tadı olmayan,
Havada
beşte bir oranında bulunan bir
Gaz,
müvellidülhumuza (simgesi O).
Oksijen ilk defa 1774 Joseph Priestly tarafından cıva (II) oksitin ısıtılması
ile
elde edildi. 1781
yılında
Lavoisier,
Oksijenin
havada bulunan ve yanmaya etki eden bir
Madde
olduğunu bildirdi. Bu maddeye
Asit
yapan anlamına gelen
Oksijen
ismi verildi. Çünkü Lavoisier, bütün asitlerin oksijen ihtiva ettiğini sanıyordu.
Oksijen
Canlıların
yaşamı için kaçınılmaz bir gazdır. Solunum için gerekli olup organik maddelerin yükseltgenmesinde, kömür, gaz, odun gibi maddelerin yanmasında yoğun şekilde tüketilir. Atmosferde %21 oranında oksijen bulunmaktadır. Oksijenin kaynağını
Fotosentez
sonucunda ortaya çıkan serbest oksijen oluşturur. Denizlerdeki fitoplanktonlar ile karadaki
Bitkiler,
atmosfere oksijen verir. Fotosentez sırasında üreticiler
Su
ve karbondioksidi kullanarak güneş enerjisinin ve klorofil pigmentinin de yardımıyla karbonhidratları sentezler. Bu sırada atmosfere oksijen verirler.
Oksijen olmadan hiç bir
Canlı
var olamaz.
nefes
alırken havayla birlikte
Oksijeni
de içimize çekeriz; oksijen kana karışır ve kandaki alyuvarlar sayesinde vücutta dolaşır. Oksijen kimyasal bileşimlerde de yer alır: besinlerdeki karbonla birleşerek solunumla dışa attığımız karbon dioksiti meydana getirir. Vücudumuza enerji verir ve vücut sıcaklığının değişmemesini sağlar. Bu son derece önemli görevleri nedeniyle, havasızlık veya
Oksijensiz
Hava,
solunumun durmasına kadar varabilen ağır bozukluklara yol açabilir.
Oksijenin Bulunuşu
Atmosferde,
Hacim
olarak %99, ağırlıkça %23,2 oksijen ihtiva eder.
Su
, ağırlıkça %88,8 oksijen bulundurur. Yer kabuğunun ise %50'sini teşkil eder.Oksijen, serbest halde, havada, suda, çözünmüş olarak ve
Toprak
içinde en çok nitrat, fosfat ve
Karbonat
halinde yer kabuğunun içerisinde bulunmaktadır.
Oksijenin elde edilişi
1.
Suyun
elektrolizinden yararlanılarak elde edilir. Az miktarda baz veya asit ilave edilmiş saf su elektroliz edilirse, anotta, çok saf oksijen elde edilir.
2. Laboratuarda, potasyum kloratın, mangandioksit ile tepkimesinden elde edilir.
3. Potasyum permanganat ile
Hidrojen
peroksit, asitli ortamda oksijen verir.
4. Endüstride, havadan elde edilir.
Sıvı
Havanın
fraksiyonlu destilasyonunda önce
Azot
buharlaşır, geriye %99,5 saflıkta oksijen kalır.
5. Yine endüstride, çok saf
Oksijen,
baryum peroksid'in 800 °C ye kadar ısıtılmasında elde edilir.
Oksijen kimyada O sembolü ile gösterilir. Atom numarası 8 olan oksijenin doğada kütle numaraları toplamı 16'dır (%99,76), 17 (%4) ve 18 (%0,20) olan üç izotopu vardır. Oksijenin atom ağırlığı 16 olarak kabul edilir. Kütle numaraları 14, 15 ve 19 olan izotopları radyoaktiftir. Fakat bu radyoaktiflerin ömrü oldukça kısadır. Oksijenin çekirdeğinde 8
proton
bulunmaktadır. Kimyasal tepkimelerin hemen hemen hepsinde iki
Elektron
alarak eksi hale geçer. Oksijen
normal
Sıcaklıkta
pasiftir; yüksek sıcaklıkta aktiftir.
Oksijenin
Sudaki
çözünürlüğü 0 °C'de 14,6 mg/L'dir. Oksijenin kritik
Sıcaklığı
–118,8 °C'dır. Oksijen, bu
Sıcaklığın
üzerinde sıvılaşamaz. Yani sadece
Basınç
ile sıvılaştırılmaz. Oksijenin kritik
Basıncı
49,7 atmosferdir. Bir
Atmosfer
basınçtaki ergime noktası –218,8 °C ve kaynama noktası –183 °C dır. Belirli bir miktardaki oksijen, katı ve sıvı hallerinin her ikisinde de açık mavi ve şeffaftır. Sıvı oksijen, kuvvetli bir magnetiktir. Şayet sıvı oksijenin bir atmosfer basıncındaki bir hacmi, normal şartlar altında (760 mm Hg ve 20 °C) buharlaştırılırsa, buharın
Hacmi
sıvı
Hacminin
860 misli olur. Katı oksijenin yoğunluğu –252,5 °C de 1,426 g/cm³'tür. Metallerin çok azı, sıvı halde iken oksijen absorblar (emerler). Absorblanan bu oksijen metal katılaşırken tekrar metali terk eder.
Oksijen Döngüsü
Bu çevrimin karbon çevrimi ile sıkı ilişkisi vardır. Atmosferdeki mevcut oksijen, ekosistemlerin tüm bölümlerini aktif olarak etkiler. Bugün primer üretici olarak adlandırdığımız
Bitkiler
tarafından üretilir. Oksijen kantitatif olarak canlı maddenin başlıca bileşimini oluştururlar. Dokudaki su göz önüne alınırsa insan vücudu %62,8 oksijen ve %19,4 karbon içerir. Biyosfer ölçeğinde bunu düşünürsek, hidrojen ve karbonun önünde oksijen birinci sırayı alır.
Oksijen çevrimi çok karışıktır, çünkü çok sayıda uygun kimyasal yolların bileşimi sonucu ve çeşitli şekiller altında oluşur. Oksijen çevrimi
Litosfer
ve atmosfer arasında veya hidrosferle çeşitli çevreler arasında gerçekleşir.
Atmosfer oksijeninin kökeni biyojendir. ilk
zamanlarda
karasal ilkel atmosferde oksijen çok azdı. Oksijen daha sonra
Ototrof
organizmalar tarafından gerçekleşmiştir.
Antekambriyende (birinci
zamandan
önceki devir) büyük Fe2O3 formasyonları ilkel organizmaların faaliyetinde önemli olmuştur. Bugün kabul edilmektedirki çok eski fotosentetik organizmalar F2O3 şekli altında hidrosferdeki demiroksit iyonlarıdır.
Gezegenimizde bulunabilen ilk kayaç katmanlarının oluştuğu, aynı
zamanda
yaşamın ortaya çıktığı dönemdir.
Okyanuslar
da, prokaryotik tek hücreli organizmalar bu dönemde ortaya çıkmıştır. Fotosentetik Siyanobakteriler, popülâsyonlarının artmasına paralel olarak giderek daha fazla oksijeni okyanuslara salmaya başlamışlardır. Başlarda bu oksijen, deniz suyundaki çözünmüş haldeki demirle birleşmiş, oluşan demiroksit
Okyanus
dibine çökmüştür. Deniz suyundaki çözünmüş demirin bu yolla tasfiyesinden sonradır ki fotosentetik bakterilerce üretilen oksijen deniz suyunda çözünmeye, sonra da atmosfere karışmaya başlamıştır.
Bugün atmosferde oksijen miktarının %1’e indiği atmosferin yüksek kısımlarında 35–50 km’ıer arasında oluşan ozon tabakası bir ekran görevi yaparak ultraviyole ışınlarının en
zararlı
olanları tutar. Anaerobik solunumda sonra fotosentez evrimi gerçekleşti, yani fotosentez yapabilen
Canlılar
ortaya çıktı. Bu canlılar su ve karbon dioksiti kullanarak glikoz ve oksijen üretmeye başladılar. Serbest oksijen böylece atmosferin stratosfer adı verilen tabakasında birikmeye başladı. Morötesi ışınlar, bu tabakadaki oksijen moleküllerine (O2) çarparak bu
Moleküllerin
iki oksijen atomuna (O + O) bölünmesi sebep oldu. Bu oksijen atomları da oksijen molekülleriyle birleşerek ozonu oluşturdular. (O + O2 › O3). Ozon tabakası bu şekilde oluştu. Ayrıca bu tepkimeler günümüzde de aynı şekilde oluşmakta. Ozon tabakasının üstünde yeterince oksijen bulunmadığı için tabakanın kalınlığı sınırlı. Daha alt tabakalara da morötesi ışınlar ulaşamıyor.
Her ne kadar moleküler oksijen suyun ayrışmasından meydana gelse de yüksek atmosferdeki yüksek enerjili radyasyonların etkisi altında atmosfer oksijeni biyojen kökenli olarak kabul edilir.
Oksijen çevrimi büyük bir kısmı ile atmosfer ile canlılar arasında gerçekleşir oksijenin fotosentez sırasında
Gaz
şeklinde çıkışı solunum sırasında oksijenin
Hidrojene
taşınması ile suyun oluşması, organik maddelerin parçalanması ve bunun hettorottoflar tarafından kullanılması birbirinin karşıtı reaksiyonlardır
Buna göre oksijen çevrimi büyük bir kısmıyla karbondiosidin tersi yönündedir ve birinin hareketi diğerinin tres yönünde gerçekleşmesiyle sonuçlanır.
Atmosfer oksijenin tüketilmesi ve pirimer üreticiler tarafından yenilenmesi oldukça hızlı bir uyum içersinde gerçekleşir. Bugün kabul edilmektedir ki tüm atmosfer oksijeni iki bin yıldır çevrimdedir. Buna karşılık hidrosferdeki tüm su molekülerinin fotolizi canlılar tarafından tekrar sentezi için iki milyon
yıl
gereklidir.
Atmosferdeki karbondioksid’e gelince bunun yenilenmesi için 300 yıl gerekir. Bugün normal koşullarda solunum ve
Fotosentez,
insan etkisi hariç tutulursa, tam olarak dengelenmesi atmosfere hiç oksijen birikmesi ve oksijen miktarının sabit kalması ile mümkün olur. Karbonun
Bitki
ve hayvan kütlelerinde ve de fosil hidrokarbonlar ve grafit şekli altında birikmesi atmosferde ve sedimanlarda total oksijenin devamı içindedir. Jeolojik devirlerde gerçekleşen oksijen kütlesinin büyük bir kısmı atmosferde kalmamış ancak demiroksit, sülfat ve karbonat şekil altında lithosferde birikmiştir. 590. 10.14 ton olarak gösterilen karşılık 39.10.14 ton oksijen denizlerde ve karalardaki sularda ya gaz ya da erimiş sülfat şekli altında hareket eder.
Oksijen döngüsünü olumsuz yönde etkileyen etmenleri önlemenin yolları
Oksijen döngüsünü olumsuz yönde etkileyen etmenleri önlemek için fosil yakıtlar yerine yenilebilen enerji kaynakları (güneş, jeotermal, rüzgâr, vb.) kullanılabilir. Isıtma ve enerji üretiminde (kömür, fuel-oil, mazot, vb.) yerine daha az kirletici maddeler (doğalgaz, çöplerden elde edilebilen metan gazı, vb.)tercih edilebilir ve sanayide çeşitli fiziki önlemlerle (toz kontrolü için ıslak toz tutucular, torba filtreler,
Elektrostatik
çökerticiler, vb.;gaz ve buhar kontrolünde direkt alevli sistemler, termik santraller, vb.;kükürt oksitlerin kontrolünde kireçle yıkama,
Alkali
ile yıkama, nitrat yıkaması, vb.; azot oksitlerinin kontrolünde katalitik ayrışma, adsorpsiyon, vb.; motorlu araçlardan kaynaklanan
Hava
kirleticiliğinde katalitik konvektör gibi) hava kirletici maddeler kaynağından çıkmadan önce tutulabilir.
Motorlu taşıtlardan kaynaklanan olumsuz etkileri düşürmek için en uygun çözümlerden biri de toplu taşıma popüler ve etkin kılınmalıdır. Örneğin Amerika birleşik devletinin Connecticut otoyollarındaki en hızlı sol şeridi sadece ikiden fazla yolcusu olan araçların veya belirli hızdan hızlı giden toplu taşım araçları tarafından kullanılabileceği şekilde düzenlenmiştir.
kaynak:
'Oksijen' Nedir açıklaması 1194 anlamı Oksijen Nedir? Atom...
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Ben ölsem belki ağlardı ama o ağlasa ben ölürdüm...
Cevapla
Kapat
Saat: 12:27
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...