Üye Ol
Giriş
Hoş geldiniz
Misafir
Son ziyaretiniz:
14:05, 3 Dakika Önce
MsXLabs Üye Girişi
Beni hatırla
Şifremi unuttum?
Giriş Yap
Ana Sayfa
Forumlar
Soru-Cevap
Tüm Sorular
Cevaplanmışlar
Yeni Soru Sor
Günlükler
Son Mesajlar
Kısayollar
Üye Listesi
Üye Arama
Üye Albümleri
Bugünün Mesajları
Forum BB Kodları
Your browser can not hear *giggles*...
Your browser can not hear *giggles*...
Sayfaya Git...
Pazartesi, 08 Aralık 2025 - 14:08
Arama
MaviKaranlık Forum
Hikayeler ve Öyküler -1- [Arşiv]
-
Tek Mesaj #1885
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2006
Mesaj
#1885
Ziyaretçi
Gecenin içinden gelen sesler, kimbilir, belki de bahanesi oldular uykusuz gecenin...
Ölümsüz olduğumu düşündüm; aniden gelen bir düşünceydi, sebepsiz. Boşlukta asılıymışım gibi yaşamanın hissi gibi, öyle bir şey. Kıyısındayken, ucundayken ve içerisindeyken-herşeyin- ölümsüz olmak, hiçbir şeye dokunmamak ve dokundurmamak gibi bir durumdan ibaret halim. Ölümsüz olduğumu hissettim ve yatağımın yumuşaklığından kurtulmak istedim. Kaçmak istedim,
hedefsiz, düşüncesiz...
Sadece'lerin peşinden gitmeliydim. İstediğim buydu. Basitliğin sıkıntısından değil, küçük insanlığımdan da değil, kaçmak istediğim o bilmediğim, adlandıramadığım ama bir şekilde gördüğüm, duyduğum, anladığım ve rahatsız olduğum bir şey. Bana ne olduğumu anlatamadığım ancak ısrarla anladığıma inandığım... İçimden geçen bakışlara aldırmamak, gözlerimi
yummak öylesine yorucu ki, kaçmak isteğim inanılmaz alevleniyor. Bir timsahın görüntüsü gelir, hatta o pullu, kalın ve kaygan derinin içinde bulurum kendimi, bir an için de olsa. Gözlerim yumulu, ince bir çizgidir aslında bakışım. Sonra kurbanın kalp atışını duyarım nabzımda ve kanımın akışını, sımsıcak... Ağaç dallarının arasından tüylerini dökerek sıyrılan kuş kanadında ve incecik
bir arı vızıltısında. Parmaklarımın ucuna yapışan boyanın rengi ile hayallerimin resim galerisindeyim. Ölümsüzüm, içimde.
Ölümsüzüm anlarımda, nefesimde... Gecenin o inanılmaz gürültülü sessizliğinde büyümekte yüreğim ve kafesinin parmaklıkları bir bir parçalanırken bitip başlayan her an içime yazılıyor. Yatağıma dönüp hiçbir şey olmanın sabırsızlığı var bedenimde... Saklanmanın bir şekli.
Usandım. Öfkeden ve sebeplerinden. Kandırılmış sevinçlerden. İsimsiz hüzünlerden. Öğretilmiş "doğrulardan"... Beklentisi saklı gülümsemelerden. Acıtan iyiliklerden usandım... Yaşanmak zorunda olanlardan usandım...
Vazgeçtim. Anlatmaktan. Anlamaktan ve anlaşılmaktan vazgeçtim. Beklemekten döndüm ve vazgeçtim herşeyden...
Dokunmadan, dokunulmadan, sıyrılarak arasından herşeyin ödüyorum ölümsüzlüğümü... Herkesin "korkunç" hikayesini yazmak için buradayım, yazamıyorum... Bitiyor kelimeler, tükeniyorlar, yazamıyorum. Atlamak istiyorum, dipsiz bir uçuruma bırakmak
istiyorum zavallı bedenimi ve bunu yapamamanın sıkıntısına Hayat diyorum... Derimi değiştirmek, kabuğumdan çıkmak, uyanmak gibi bu halim, anlatamam...
Geçmiş zaman kilitli bir odanın karanlığında erimiş, var ile yok arasında kaybolmuş...
BEĞEN
Paylaş
Paylaş
Kapat
Saat: 14:08
Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Ücretsiz
üye olarak sohbete ve
forumlarımıza katılabilirsiniz.
Üye olmak için lütfen
tıklayınız
.
Son Mesajlar
Yenile
Yükleniyor...