Arama

Mantık - Tek Mesaj #8

h_emir - avatarı
h_emir
Kayıtlı Üye
18 Ocak 2013       Mesaj #8
h_emir - avatarı
Kayıtlı Üye
Mantığın Genel Kavramları
Murtaza Mutahhari

Mantık bilimi Yunanca metinlerden tercüme edilmiştir. Bu bilimin kurucusu eski Yunan filozofu Aristoteles’tir. Bu bilim Müslümanlar arasında olağanüstü bir etkiye sahipti. Müslümanlar tarafından bazı ilaveler yapılmış ve yetkinliğinin en üst sınırına ulaşmıştır. Müslümanlar arasında derlenip telif edilen Aristo’nun Mantığının en büyüğü, Ebu Ali Sina’nın Mantıku’ş-Şifa’sıdır. Mantıku’ş-Şifa, Aristo’nun Mantığının birkaç katıdır. Aristo Mantığının Yunanca metni , Arapça tercümesi ve diğer dillere yapılan bazı tercümeleri günümüzde mevcuttur. Aristo’nun Mantığını Huneyn b. İshak tercüme etmiştir ve bu tercümenin aynısı günümüzde mevcuttur. Yunanca’ya aşina olan ve Huneyn b. İshak’ın tercümesini diğer tercümelerle mukayese eden araştımacılar, Huneyn b. İshak tarafından yapılan tercümenin en doğru tercüme olduğunu iddia etmektedirler.

Yeni çağda İngiliz düşünür Francis Bacon ve Fransız düşünür Descartes tarafından Aristo’nun Mantığı çok eleştirilmiştir. Bu düşünürler kimi zaman Aristo’nun Mantığının gerçek dışı olduğunu söylemişler, kimi zaman da faydasız olduğunu kabul etmişlerdir. Batı dünyasının Aristo’nun Mantığına duydukları güveni tümüyle yitirinceye kadar yıllar ve beklide iki üç asır geçmiştir. Bu arada Aristo’nun Mantığına karşı girişilen saldırıların şiddeti azalmaya başlamıştır.

Bizim bir yandan bir grup düşünür gibi Aristo’nun Mantığını gözü kapalı olarak kabul etmememiz, öte yandan bir başka düşünürler grubu gibi onu gözü kapalı olarak yargılamamamız gerekir.

Mantığın Tanımı

Mantık “doğru düşünme kanunu”dur. Yani mantığın kural ve yasaları, bilimsel veya felsefi bazı konular üzerinde düşünmek veya çıkarımda bulunmak istediğimiz zaman kendi çıkarımlarımızı ölçtüğümüz ve yanlış sonuçlara kapılamamak için değerlendirdiğimizde dikkate aldığımız bir ölçüm aleti gibidir. Mantık, kendisinden faydalanan bir bilim adamı ve filozof için inşaat ustasının bir binayı inşa etmekte kullandığı ve ördüğü duvarın doğru olup olmadığını ölçtüğü bir terazi veya şakül gibidir. Bu yüzden mantığın tanımını şu şekilde ifade etmişlerdir: “Mantık, zihni hatalı düşünmekten alıkoyan ve zihin denetleyen yasa ve kural türünden aletlerdir.”

Mantığın Faydası

Mantığın yukarıdaki tanımından, sağladığı faydaların neler olduğu da ortaya çıkmaktadır. Yapılan bu tanıma göre mantığın faydasının zihni yanlış düşünceden alıkoymak şeklinde olduğu ortaya çıktı. Ancak yapılan bu tanıma göre mantığın yanlış düşünmeyi önlemesinin ne şekilde olduğu belli değildir. Bu meselenin tam olarak açıklanabilmesi yüzeysel de olsa mantık meseleleriyle önceden aşina olmamıza bağlıdır.

Ancak biz burada bu meseleyi özet şeklinde açıklayacağız. Burada önce “düşünce”nin tanımını yapmamız gerekir. Çünkü mantığın dikkate aldığı bir kavram olarak düşüncenin tanımı açıklığa kavuşmadıkça mantığın doğru düşünmenin aletleri olması, bir başka ifadeyle mantık biliminin düşünce için “hata ölçer” olması açıklığa kavuşmayacaktır.

“Düşünce” yeni bir bilgi elde etmek ve bilinmeyeni bilinene dönüştürmek için birkaç bilgi (bilinen)’nin birbirine bağlanmasından ibarettir. Gerçekte düşünce, zihnin bilinmeyen bir sonuçtan bilinen öncüller dizisine, ardından da bilinene dönüşmesi için bilinen bu öncüllerden söz konusu sonuca doğru hareket etmesidir. Düşüncenin tanımı kimi zaman şöyle yapılmıştır: “Bilinmeyen bir olguyu elde etmek için bilinen olguları düzenlemektir.”

Kimi zaman şöyle denilmiştir: “Bilinmeyenin elde edilmesi için akla uygun olanın mülahazasıdır.” Kimi zaman da şöyle şu şekilde ifade edilmiştir: “Düşünce, ilkelere ve ilkelerden de amaca harekettir.”

Zihin düşündüğünde ve kendi bilgilerini bir araya getirip bir bilinmezi bilinene dönüştürmek istediğinde söz konusu söz konusu bu bilgilere özel bir şekil, düzen ve görüntü vermesi gerekir. Yani zihnin önceki bilgileri sadece kendilerine özel bir şekil ve düzen verilmesi durumunda ortaya çıkarlar. Mantık, bu şekil ve düzenin kural ve yasalarını açıklar. Yani zihinde yer alan önsel bilgilerin sadece mantık kurallarına göre şekillenmesi durumunda sonuç vereceklerini bize mantık açıklar.

Gerçekte düşünme eylemi, yeni bir olgunun ortaya çıkarılması için bilinenlere düzen vermekten ve bunları bir temel üzerine oturtmaktan başka bir şey değildir. O halde “Mantık doğru düşünme yasasıdır” dediğimizde ve öte yandan “Düşünce, zihnin öncüllerden sonuçlara hareketinden ibarettir” şeklinde bir ifade kullandığımızda anlamı; “Mantığın işi zihnin doğru hareket etmesi, bilgilere doğru düzen vermesi ve bilgileri doğru şekillendirmesinden başka bir şey değildir.

Öyleyse mantığın işi, düşünme esnasında zihnin hareketini kendi kontrolü altında tutmaktır.

Zihnin Yanılgısı

Zihnin düşündüğünde ve bazı olguları başka bir olgu için ön bilgi yaptığında, doğru davranması mümkün olduğu gibi, hataya düşmesi de mümkündür. Hatanın kaynağı aşağıdaki iki olgudan biri olabilir:

1. Temel olarak aldığı ve bilinen olarak farz ettiği ön bilgilerin yanıltıcı ve yanlış olması mümkündür. Yani bizim tarafımızdan yapılan kanıtlamanın malzemesini oluşturan ön bilgiler çürük olabilir.

2. Ön bilgiler yanlış düzenlenip şekillenmiş olabilir. Yani uslamlamamızın malzemesi doğru olsa bile uslamlama şeklimiz yanlış olabilir.

Zihin dünyasındaki bir uslamlama bir bina gibidir. Bir bina, hem malzemesi kusursuz olduğunda hem de binanın şekli inşaatla ilgili doğru esaslar üzerine olduğunda tamdır. Bunlardan herhangi birinin eksik olması bu binaya bir güvensizlik yaratabilir.

Örneğin “Sokrat insandır ve her insan zalimdir. O halde Sokrat zalimdir.” Dememiz durumunda bizim bu kanıtlamamız şekil bakımından doğrudur ancak sonuç bakımından yanlıştır. Çünkü “Her insan zalimdir” dememiz doğru değildir. Ancak “Sokrat insandır, Sokrat bilgindir. O halde insan bilgindir.” dersek uslamlamamız sonuç bakımından doğrudur ancak kanıtlama şekli mantıklı değildir. Bu yüzden sonuç hatalıdır.

Aristo mantığının hata ölçücülüğü özellikle uslamlamanın şekliyle ilgilidir. Ancak uslamlama maddesindeki hatayı ölçmek Aristo mantığının sorumluluğunda değildir. Bu yüzden Aristocu mantığı “biçimsel (suri) mantık” adıyla adlandırmışlardır.


Murtaza Mutahhari; Felsefe Dersleri (çev. Ahmet Çelik)İnsan Yay., İstanbul, 2003
Her şeyin genellenmesi genellikle yanlışa götürür